Deniz Feneri’nde sır perdesi aralanacak

Tam bir yıl önce yoksullara yardım adı altında halktan para toplayan, ancak bu paraları amacına uygun olarak kullanmadığı tespit edilen Deniz Feneri e.V.’ye baskın düzenleyerek çok sayıda belge ve bilgiye el koyan Frankfurt Başsavcılığı, yaptığı incelemeyi tamamladı.

Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, Deniz Feneri e.V.’nin 2002-2007 yılları arasında Türkiye, Pakistan ve diğer ülkelerde yardıma muhtaç insanlara Kanal 7 INT üzerinden yaptığı yayınlar sayesinde 41 milyon Avro topladığı, ancak bunun 18.5 milyon Avro’sunu belli olmayan bir şekilde kullandığı tespit edildi.

Deniz Feneri eski Başkanı ve Kanal 7 Avrupa Temsilcisi Mehmet Gürhan’ın baş sorumlu tutulduğu soruşturmada ayrıca, Firdevsi Ermiş ve Deniz Feneri’nin yeni başkanı Mehmet Taşkan bir yıldır tutuklu bulunuyor.

Savcılık tarafından yapılan açıklamada, Gürhan’ın 10 milyon Avro, Ermiş’in 2.25 milyon Avro, Mehmet Taşkan’ın ise 6.35 milyon Avro nakit para çekerek kullandıklarının tespit edildiği vurgulandı.

20 kişiye daha soruşturma

Deniz Feneri’ne bağışta bulunan 200 kişinin yaptığı başvuru üzerine başlatılan soruşturma kapsamında ayrıca, Deniz Feneri e.V. ve Kanal 7 INT’in yöneticisi olduğu tespit edilen 20 kişi hakkında daha soruşturma başlatıldı. Hakkında soruşturma başlatılanlar arasında Kanal 7’nin eski yöneticilerinden şimdiki Radyo Televizyon Üst Kurulu Başkanı Zahid Akman’ın olup olmadığı ise son ana kadar tespit edilemedi.

Paralar Türkiye’ye gitti

Önümüzdeki aylarda başlayacak davada, Deniz Feneri e.V.’nin hesabından nakit olarak çekilen 18.5 milyon Avro’nun akıbeti araştırılacak. Bu paranın önemli bir bölümünün, Almanya’da Mehmet Gürhan ve arkadaşları tarafından firmalar kurularak oralara aktarıldığını belirten savcılık, önemli bir bölümünün ise kuryelerle Türkiye’ye gönderildiği üzerinde duruyor.

İnceleme konusunda gazetemizin sorularını yanıtlayan Frankfurt Savcılığı Basın Sözcüsü Doris Möller-Scheu, nakit olarak çekilen paraların Türkiye’ye gönderildiğinden emin olduklarını belirtirken, bunların hangi kurumlara aktarıldığı konusunda şu anda bir açıklama yapmayacaklarını söylemekle yetindi. Möller-Scheu, ancak Deniz Feneri’nin yaptığı yardımlar karşılığında alınan belgelerin de gerçeği ifade etmediğini dile getirerek şunları söyledi: “Birçok belge köy muhtarlarından alınmış. Bu, Türkiye’de çok kolay ve inandırıcı gelmiyor bize. Örneğin bir belgede bir köye süt gönderildiği gösteriliyor. Gönderilen süt ile köyün nüfusu karşılaştırıldığına, sütün üç hafta boyunca köyün ihtiyacını karşılaması gerekiyor. Tabii ki bu türden yardımlar bizim için pek inandırıcı gelmiyor. Bu nedenle dava sırasında yardım için gönderilen belgeler de tek tek incelenecek.”

Kanal 7’ye reklam adı altında aktarıldı

Möller-Scheu, inceleme sırasında Deniz Feneri e.V.’den Kanal 7’ye “reklam harcaması” adı altında para aktarıldığını tespit ettiklerini söylerken, aktarılan miktar konusunda rakam vermekten kaçındı.

Frankfurt Mahkemesi’nde görülecek Deniz Feneri davasının sonbahardan önce başlaması ise beklenmiyor.

Yücel Özdemir / (Köln/EVRENSEL)- 26 Nisan 2008