Demokratlar İçin Ayılma Zaman'ı
Demokratlar İçin Ayılma Zaman'ıMELİH ALTINOK / BİRGÜNSalı sabahı telefonda okur temsilcimiz Çayan Ethem’in Zaman’ın son...
Demokratlar İçin Ayılma Zaman'ı
MELİH ALTINOK / BİRGÜN
Salı sabahı telefonda okur temsilcimiz Çayan Ethem’in Zaman’ın son dönemdeki haberlerinden yakınmasını dinlerken aklıma Sevgili Melih Pekdemir’in sözleri düşüverdi:
“Özgürlükçüyüz ama salak değiliz!”
Ne gürültü kopartmıştı hatırlıyor musunuz? Ne ulusalcılığımız kalmıştı ne de…
Oysa yaşanan gelişmeler karşısında kimi çevrelerin pragmatist idealleri uğruna canını okudukları demokrasi için atılmış bir ‘Ya basta’ çığlığıydı bu sözler yalnızca.
Niçin mi?
Bir defa gündem, liberal sol çevreler ile siyasal İslamcılar arasında tahsis edildiği iddia edilen konsensüsün çoktan dağılması gerektiğine dair onlarca örnek sunmadı mı bizlere? Öyle ya, liberal sol özgürlük mücadelesinin temel argümanlarından siyasal İslamcıların mücadelesi uğruna feragat ederken, ittifakın diğer cephesi istifini hiç bozdu mu? Göstermelik açılımlar dışında, bir kere olsun ülkedeki sol muhalefete dair olumlu bir tek söz ettiler mi?
Liberterler (onlar bu sıfatı tercih ediyor ) türban eylemlerinde açılan dev türbanın bir köşesinden tutmakta tereddüt etmediler. Köşelerini demokrasi güzellemelerine ayırdılar. Peki, siyasal İslamcı müttefikleri ne yaptı? 1 Mayıs’ı kana bulayan iktidarlarının zulmü karşısında üç maymunu oynadılar. Hadi dünü boş verelim, bugüne gelelim. Zaman’ın Alevi mitingi hakkındaki haberine bakalım mesela:
“Aleviler oyuna gelmedi, miting sakin geçti!
ABF"nin, Alevilik inancına aykırı ideolojik duruşu nedeniyle Alevi kitlenin büyük kesimini öteden beri karşısına aldığı bir vakıayken, mitinge onların bile beklediğinin üstünde insanın gelmesi ilk dikkat çeken husustu. (Dernek ve federasyon başkanlarının) gerilimi arttırıcı konuşmalarının arasına giren sunucuların, kalabalığa "kanlı, intikamlı" sloganlar attırması da sağduyulu Alevi vatandaşların miting havasını bozmadı.”
Bir başka örnek daha:
“Mehmet Ali Şahin’in Engin Çeber hakkındaki açıklaması karşısında, azıcık şefkati bile abartılı bir sevinçle karşılayan yetim çocuklar gibiydik hepimiz. İşte dedik, özlediğimiz tavır.”
Siyasal İslamcıların tarikat gemisinin tavrıysa yine aynıydı:
“Adalet Bakanlığı"ndan cezaevlerinde provokasyon uyarısı!
Adalet Bakanlığı, cezaevlerinde yaşanan işkence olaylarının terör örgütleri tarafından kullanılabileceği uyarısında bulundu… Bakanlık, Engin Çeber"in Metris Cezaevi"nde işkence sonucu ölümüyle ilgili soruşturmayı sürdürürken, bu olayın provokasyon bahanesine dönüştürüleceği bilgisine ulaştı…”
Haber dilinin gramerine az buçuk hâkim olan birinin yukarıdaki iki haberin nasıl bir haleti ruhiyenin yansıması olduğunu fark edecektir.
Daha geçen gün okuduk gazetemizin manşetinden, üniversitede, pedofiliden mustarip Vakit yazarını protesto edenleri çivili sopalarla döven Müslüman Gençlik’in demokratlığını.
Daha ne kadar kafanızın kırılması gerekiyor, demokrasiyi Allah’ın düzenine şirk koşmak sayanların demokrasinin tarafında olamayacağını anlamanız için?
Adamlar niyetlerini gizleme ihtiyacı bile duymadan, gazete binalarına astıkları pankartla “Var mısınız Şeriat hukukuna?” diye haykırıyorlar.
Anlaşılan sizler hâlâ, İBDA-C İslami terör örgütünün dergisi Taraf’ın (başka bir taraf) mottosunun etkisindesiniz: Taraf olmayan bertaraf olur!
İyi ama bu nasıl bir ittifak anlayışı? Sizler siyasal İslamın gündelik pratiklerine demokrasi adına methiyeler düzüp sorumluluğunuzu yerine getiriyorsunuz, ama adamların solun ‘s’sine bile tahammülleri yok.
Kimse kusura bakmasın, yoksulluk, işsizlik, adaletsizlik gibi, ülkenin başat sorunları dururken kılın tüyün mahremiyetinin peşine düşmenin ya da amorf kutsal ittifaklarla demokrasinin kuyusunu kazmanın solculuğun, demokratlığın alameti farika sayılmasını kabul edemeyeceğim.
Çünkü benim kapıma da hani şu tezgâh satışı 18 bin olup tirajı 800 bin ilan edilen gazete var ya, işte ondan bırakıyor birileri her sabah. Okuyorum müttefiklerinizi. Görüyorum çağdaş, demokrat, solcu yurttaşlara karşı kinlerini, düşmanlıklarını.
Melih Ağabey özgürlükçüyüz, haklısınız; ama önermenizin ikinci kısmı hakkında ciddi şüphelerim var benim.
MELİH ALTINOK
BİRGÜN - 22 Kasım 2008
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.