1980 yılında ‘Çorum Katliamı‘ olarak tarihe geçen kara günlerin üzerinden 35 yıl geçtikten sonra bazı dramlar yeni yeni ortaya çıkmaya başladı. 80 darbesine zemin hazırlamak için ortaya sürülen, resmi kayıtlara göre 57, resmi olmayan kayıtlara göre ise 100’den fazla yurttaşın hayatını kaybettiği, yüzlerce yaralı ve binlerce kişinin şehri terk ettiği katliamda öldürülen bazı yurttaşlar doğdukları topraklara bile gömülemediler.

Can güvenliği nedeniyle günlerce sokağa çıkma yasağı ilan edilen kentte, hayatını kaybeden kimi yurttaşların en yakın ve güvenlikli köylerde toprağa verildikleri ortaya çıktı. Çorum Hacı Bektaşi Veli Vakfı başkanı Nurettin Aksoy ve Alevi Kültür Merkezi Başkanı Sultan Yıldırımgök, yıllar sonra bu kişilerin mezarlarını ziyaret ederek o tarihte yaşanan katliamları bir kez daha kamuoyuna taşıdı.

Çorum Katliamında öldürülen Sevindikalan köyü nüfusuna kayıtlı Süleyman Atlas ve Çobandivan köyü nüfusuna kayıtlı Raif Erden’in cenazelerinin günlerce gömülemediğini kaydeden Aksoy; “Genç yaşta vurulan ve yaralı gitti hastanede yapılan işkenceler sonucu yaşamını yitiren Süleyman Atlas’ın cenazesi günlerce evlerini balkon altında bekledi. Cenaze kokmaya başlayınca en güvenlikli köy olan palabıyık köyüne götürülerek burada toprağa verildi. Öte yandan yine merkeze çok yakın olmasına rağmen katliamcıların yolları kesmesi nedeniyle yine Raif Erden’de bu köyde toprağa verildi.

Yıllar sonrada olsa katliamda öldürülen iki alevi yurttaşımızın mezarlarının köylerine gömülmelerini arzu ediyoruz” diye konuştu.