"Çevrecinin Daniskası Olma" Rehberi
"Çevrecinin Daniskası Olma" RehberiÇEVRECİNİN ÜÇ HALİ: ÇEVRECİ, ÇEVRE MÜHENDİSİ VE “ÇEVRECİNİN...
"Çevrecinin Daniskası Olma" Rehberi
ÇEVRECİNİN ÜÇ HALİ: ÇEVRECİ, ÇEVRE MÜHENDİSİ VE “ÇEVRECİNİN DANİSKASI”
Sayın Başbakanın 22.08.2008 günü çevre bilimi literatürüne girmeye aday “çevrecinin daniskası” kavramı bugüne kadar bilinen çevreci yaklaşımlara yepyeni bir boyut kazandırmıştır. Basında yer alan bu iddialı söylemin bugüne kadar geliştirilen çevreci ve ekolojist akımların da ötesinde anlamlar taşıyabilecek düzeyde olabileceğine inanıyoruz.
Üçüncü kuşak insan hakları arasında “çevre hakkı” kavramının yer aldığını, Anayasanın 56. Maddesi ile “herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip” olduğunu, “çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemenin Devletin ve vatandaşların ödevi” olduğunu, 2872 Sayılı Çevre Kanunu’na göre herkesin “ çevrenin korunması ve kirliliğin önlenmesi ile görevli” olduğunu biliyorduk. Bunlara ilave olarak çevre konusunu bir tüketim sektörüne dönüştüren profesyonel çevrecileri de son zamanlarda sahnede görmeye alışmıştık ama “çevrecinin daniskası”ndan bugüne kadar haberdar değildik.
Sayın Başbakan, Rize’de yaptığı konuşmada, Karadeniz Coğrafyasını ve bölgenin ekosistemini yok eden/yok edecek Hidroelektrik Santrallerini “savunurken” en “bilgi” ve “görgü”sü ile bizleri bir kez daha aydınlattı! Ve hatta “haddimizi” de bildirdi…
Bu konuşma ve had bildirme üzerinde biraz durmak istiyoruz:
Bugün, dünyada ve ülkemizde yaşanan tüm olumsuzluklara, yaşamın, doğanın, ekosistemin tehdit altında olmasına rağmen, bir anlamda her şeye rağmen yaşamı savunmak ve yaşadığımız doğayı korumak adına herkesin çevreci olması gerektiğine inanıyorduk. Bu nedenledir ki; çevrecilik kimsenin tekelinde olamayacağı için “çevrecinin daniskası” olabileceğini de düşünememiştik.
Kısaca biz çevreciyi “çevre sorunlarının çözülmesini isteyen ve bu yolda gönüllü çaba harcayan herkes” olarak biliyorduk. Farklı olarak da “çevresel sorunların çözümü ve çevre kirliliğinin önlenmesi için bilim ve teknolojinin olanaklarını kullanan, çözüm önerileri sunan ve bunları toplum yararına uygulayan” meslek dalı olarak Çevre Mühendisliğini tanımlayabilmiştik.
Bununla beraber 60. Hükümetin Başı “çevrecinin daniskası” olduğunu ifade etmiştir. Buradan hareketle “çevrecinin daniskası” nı tanımlamaya ve “çevrecinin daniskası” nasıl olur/olmalıdır sorusuna yanıt bulmaya çalıştık. Görülüyor ki;
1- Politikasızlık “çevrecinin daniskası” için en iyi çevre politikasıdır. Eğer çevre ve insan sağlığını korumak, çevre kirliliğini önlemek gibi konular öncelikleriniz arasında yer almıyorsa zaten bir çevre politikası geliştirmeye de ihtiyaç duymazsınız.
2- “Çevrecinin daniskası” öncelikle çevre ile ilgili kurumları işlevsizleştirerek işe başlamalıdır. Örneğin çevreyi ve doğayı koruma görevi olan Çevre Bakanlığını, ülkenin doğal varlıklarına işletme mantığı ile bakan yatırımcı kuruluşlarla birleştirerek “denetim-koruma sorunundan” kurtulmalıdır.
3- “Çevrecinin daniskası” ekonomik çevrenin gelişmesine öncelik vermelidir. En yakın ekonomik çevreden başlayacak bu çalışmada orman alanlarının ve kıyıların rahatlıkla yağmalanması için Turizmi Teşvik Kanunu gibi uygulamaların önemi büyüktür.
4- “Çevrecinin daniskası” kıyıları doldurana ödül vermeli, kıyıları bolca doldurarak sahil yolları inşa etmelidir. ( Karadeniz Sahil Yolu bunun en iyi örneğidir.)
5- “Çevrecinin daniskası” su havzalarında mutlak koruma alanlarını daraltmalı, zaten kısıtlı olan su kaynaklarının kirlenmesine göz yummalı, eğer su kıtlığı yaşanırsa suçu kuraklık ve küresel ısınmaya atmalı, çözüme de yağmur duası ile birlikte Allaha havale etmelidir.
6- “Çevrecinin daniskası” kentsel altyapı hizmetlerini geliştirmek yerine kentsel dönüşüm-rant alanları oluşturmalıdır.
7- Yenilenebilir ve temiz enerji kaynakları yerine nükleer enerji gibi dışa bağımlı, eski ve kirli teknolojilerin kurulmasında ısrarcı olmalıdır.
8- Ne pahasına olursa olsun hatta doğal sit alanları ve milli parklarda bile madenciliğin önünü açmalı, siyanür ile halkının zehirlenmesine müsaade etmelidir. Gerekirse bu konuda yargı kararlarını ve hukuku hiçe saymalıdır.
9- Daniskalı Çevreci, hele bir de Başbakan ise, 1.sınıf tarım arazileri üzerine, ABD kökenli nişasta fabrikasına bilime ve hukuka rağmen, işletme izni veren kişi olmayı gerektirir. Bir anlamda, yargının bu konuda vermiş olduğu kararı pişkin pişkin seyretme halidir daniskalı çevrecilik…
10- Çevrecinin daniskası, Konya’da alt yapı sorunları nedeni ile Tuz Gölü yok olurken, kaçak kuran kursu açanlara ses çıkarmamak, üç çocuk yapın diyerek bu kaçak kurslarda ve yapılarda ölen çocuklara “cennete” gittiler gözü ile bakmaktır.
11- Orman yangınlarını izlemek, orman ekosistemini bilmeyenleri başa getirerek, “orman yangınları ile kenelerin öldüğü” yolunda iyimser! "yorumlar” yapan bürokratları ödüllendirmektir daniskalı çevrecilik…
12- Çevrecini Daniskası, İstanbul’un orta yerinde rögar kapağı olmadığı için ölen Dilara’yı, o küçük kızın gözlerini unutup, bu cinayeti işleyen firmaya yine iş vermektir…
13- “Çevrecinin daniskası”nın en büyük rakiplerinden biri ise çevre mühendisidir. Bolca miktarda Çevre Mühendisliği bölümleri açılmalı ama mezunlara istihdam olanağı sunulmayıp potansiyel iş gücü olarak yedeklenmeli, böylece serbest piyasa koşullarında emeği iyice sömürülmelidir.
14- “Çevrecinin daniskası” için başka bir rakip de sıradan çevrecidir. Yani yaşam savunucularıdır… Çünkü sıradan çevreci, (yani bizler) yaşamı her şeyin üstünde tutar. İnatla yaşamı savunmayı kendine görev edinir. “Ele avuca gelecek hiçbir işleri yoktur. Sadece boş vakitlerini değerlendirmek için yaptıkları iş budur.” Sıradan bu çevrecilere karşı ise “Ben çevrecinin daniskasıyım. Asıl çevreci benim.” demek yeterlidir. Çünkü Kasımpaşalılık tam da budur işte!
15- Sonuç olarak, “çevrecinin daniskası” olmak kolay mı? Uluslar arası tekellere ve yerli işbirlikçilerine “hoş” görüneceksiniz, ülkenizi yağmalayanlara kolaylıklar sağlayacaksınız… anlayacağınız çok çok zor iş, tam manası ile “çevrecinin daniskası” olmak…
Öyle ise, sözümüz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a dır:
Sayın Başbakan “Çevrecinin Daniskası” olsun, biz ise vatan hainliğine devam eden yaşam savunucuları olmaya razıyız hala…
TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI
23 Ağustos 2008
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.