CEM Vakfına Göre Alevîlerin Devletten Talepleri
[Yorum - Ali Rıza Uğurlu] Alevîler ne talep ediyor? Son günlerde özellikle medyada önemli bir yer tutan Alevilerin sorunlarının...
[Yorum - Ali Rıza Uğurlu] Alevîler ne talep ediyor?
Son günlerde özellikle medyada önemli bir yer tutan Alevilerin sorunlarının giderilmesi meselesi, ne yazık ki senelerdir ihmal edilen bir konudur.
Alevi vatandaşlarımız öncelikle, geciken adaletin bir an önce tecelli etmesini arzulamaktadır. Devlet, her türlü inanç grubuna eşit davranmak zorundadır. Bu, şüphesiz demokrasinin bir gereğidir. Ayrıca Anayasa ile güvence altına alınmış bir haktır. (Madde 10) Bu kapsamda, basında AKP İstanbul Milletvekili Sayın Reha Çamuroğlu'nun önerdiği model olarak anılan ve Alevi dede ve zakirlerine din hizmetlisi kadrosu verilmesi ve bu hizmetlerin kurumlaştırılmasını da içeren teklif, Alevi kesimin senelerdir üzerinde durduğu bir taleptir. Geçmiş yıllarda geniş katılımlı toplantılar ve konferanslarda Alevi kesimin sorunları tartışıldı. 31 Ağustos 2001 tarihinde 630 Alevi-Bektaşi-Mevlevi dernek ve vakıfların katılımı ile düzenlenen toplantıda birtakım ortak kararlar alındı ve bu kararlar zamanın cumhurbaşkanına iletilmişti. Kamuoyunda pek bilinmeyen bu talepleri kısaca sıralamak istiyorum:
Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili düzenleme: Diyanet İşleri Teşkilatı varlığını devam ettirecekse Türkiye'deki tüm inanç kesimlerini -Alevi-Bektaşi ve Mevlevileri- kucaklayacak şekilde yeniden yapılandırılmalıdır.
Genel bütçeden Alevilere pay ayrılması: Alevi-Bektaşi-Mevlevi İslam inancını benimseyen yurttaşların ihtiyaçlarını giderebilmek amacıyla genel bütçeden kendilerine pay ayrılmalıdır.
Din derslerinde Alevi inancının da öğretilmesi: Eğitim kurumlarımızda din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinde Alevi İslam inancının da tarafsız, doyurucu bir şekilde öğretilmesi sağlanmalıdır.
TRT'de Aleviliğe yer verilmesi: Devletimizin sahip olduğu radyo ve televizyon kanallarında Alevi yurttaşlarımızın saz ve semah eşliğinde kadın-erkek bir arada herkese açık icra edilen törenlerine ve Alevi İslam inancının tanıtımına ağırlık veren programlara istikrarlı ve sürekli olarak yer verilmelidir.
Cemevlerinin yapımının sağlanması: Cemevlerinin yapımına yeterli arsa ve maddi destek sağlanmalıdır.
İnanç önderlerine okul açılması: İnanç mekânlarında icra edilen algılama ve yaklaşımları yönetecek ve yönlendirecek bilge ve bilgili kişilerin yetiştirilmesi amacıyla ya yeni okullar açılmalı yahut mevcut ilahiyat fakültelerinde sırf bu amaca tahsis edilmiş tasavvuf ilimleri bölümü özel olarak kurulmalı; buralarda Alevi-Bektaşi-Mevlevi baba ve dedelerle İslam'ın diğer inanç bölümlerinden yeterince tasavvuf bilgisi olan bilim adamlarımızın ders vermeleri sağlanmalıdır.
Sazın okullara tavsiye edilmesi: Türk halk geleneği, inanç ve kültürünün önemli taşıyıcı unsurlarından birisi olan saz okullarda müzik aleti olarak tavsiye edilmelidir.
Yukarıda dile getirdiğim konularda acilen yapılması gerekenleri sıralamıştık. Lakin Alevilerin bu makul taleplerine kulak tıkayan, Alevi kitleyi eski zihniyetin devamı olarak yok sayan bir anlayış bu istemlerimizi görmezlikten geldi. Sayın Reha Çamuroğlu'nun önderliğinde başlayan son günlerdeki gelişmeler biz Alevileri umutlandırmaktadır. Temsil ettiğimiz halkın ihtiyaçlarını karşılayacak, mağduriyetlerini giderecek, bir defaya mahsus değil süreklilik arz edecek her türlü çalışmaya destek olacağımızın bilinmesini isteriz. Ama bu desteğimiz elbette atılacak samimi adımlara göre şekillenecektir. Şu an için kamuoyuyla paylaşılmamış, sadece basında görebildiğimiz açılımları dikkatle takip etmekteyiz. Çünkü geçmişte de birçok vaatler verilmiş; ama yerine getirilmemişti. Umut etmekteyim ki bu da onlardan biri değildir. Cem Vakfı olarak bugüne kadar hep müzakereden ve diyalogdan yana olduk. Sorunlarımızın kendi devletimizce çözülmesini istedik, bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne değil, kendi ülkemizin yargı mercilerinde davalar açtık. Yılan hikâyesi misali bir türlü karara bağlanamayan davalarımız hâlâ sürmektedir. Devletin halkı üzerindeki eşit davranma, eşit hizmet etme prensibi adına Alevi kitleyi ele almasının, vatandaşları arasında inançsal bazda ayrım yapmamasının artık zamanı gelmiş, hatta geçmiştir. AKP tarafından yapılacak tüm icraatlar, aslında senelerdir yapılması gerekip de yapılmayanların telafisi olacaktır.
Bizler inancımızın gereği olan tarzda yaşamak için kamusal imkânların sağlanmasını istemekteyiz. Sünni inanca mensup bir kardeşimizin inancının gereklerini yerine getirebilmesi için cami yaptıran, o camiye hoca atayan, elektrik-su gibi masrafını karşılayan devlet, milyonlarca Alevi inancına mensup vatandaşlara yönelik tek bir adım dahi atmamıştır. Cemevlerinin yapılmasında tek tuğla dahi koymayan, o ibadethanelerde görev yapan inanç önderlerinin yetişmelerinde, sosyal güvenceye kavuşmalarında tek bir girişimde dahi bulunulmayan bir zihniyet asla kabul edilemez. Hakeza, tarihî süreç içerisinde nadiren de olsa devleti yönetenlerin bazı attığı adımlar, ne yazık ki samimi olmamıştır. Eğer bugün, AKP'nin Alevilerle ilgili söylemleri eleştiriliyor, samimiyetsizlikle suçlanıyorsa asıl sebebi geçmişte yapılması gerekip de yapılmayan vaatlerin eseridir. Başta da belirttiğim gibi şu an sadece söylemlerden ibaret olan gelişmeleri takip etmekteyiz. Söylemlerin hayata geçmesi ile Alevi inancına mensup kitleye yönelik atılacak olumlu her türlü adıma da destek vereceğimizin bilinmesini isterim.
ALEVİ DEDESİ / CEM VAKFI ALEVİ İSLAM DİN HİZMETLERİ BAŞKANI
ALİ RIZA UĞURLU
ZAMAN - 28 Kasım 2007, Çarşamba
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.