'Çarşaf Açılımı, Siyasetteki Kirlenmenin Bir Aynasıdır'
'Çarşaf Açılımı, Siyasetteki Kirlenmenin Bir Aynasıdır' Araştırmacı Yazar Erdoğan Aydın, CHP’nin çarşaf açılımını...
'Çarşaf Açılımı, Siyasetteki Kirlenmenin Bir Aynasıdır'
Araştırmacı Yazar Erdoğan Aydın, CHP’nin çarşaf açılımını siyasetteki kirliliğin ve ikiyüzlülüğün bir yansıması olarak değerlendirdi. Normalde türbanlı bir kadının siyasi partiye üye olmasının hiçbir sorun teşkil etmediğini belirten Aydın, konu CHP olunca işin renginin değiştiğini söyledi. Aydın, “Asıl tartışılması gereken CHP’nin türbanla ilgili yürüttüğü siyasettir. 18 yaşını geçmiş insanların başörtüsüne karışan CHP’nin şimdi bunu yapması siyasi pragmatizmdir” dedi. Aydın, Tıpkı AKP’nin Alevi ve Kürtler için yaptığı açılım gibi CHP’nin de yaptığının Türkiye siyasetindeki çifte standardı gözler önüne serdiğini söyledi.
ASIL SORUN SİSTEM
Çarşaf gibi kadını ikinci plana atan gerici ideolojilerine yayılmasındaki temel sorunun sistemde olduğunu belirten Aydın CHP’nin bu sisteme karşı çıkmadığını belirterek şunları kaydetti: “Eğer siz insanları sorgulatmaya, eleştirel düşünmeye sevk ederseniz, zorunlu din derslerini, diyaneti kaldırırsanız, insanları dine yönelmeye sevk eden yoksulluk politikalarını değiştirirseniz, bu tarz haremlik selamlıklar söz konusu olmaz. Oysa CHP bu dayatmaların hiçbirine itiraz etmiyor. Bu da bir tutarsızlıktır.” Türkiye’deki ataerkil sisteme de değinen Aydın, “Kadınların türban takmasını zorlayan erkek egemen aklı sorgulamak gerek. Kadınları erkeklerden ayrılmaya zorlayan süreç aynı zamanda erkek egemen bir çifte standardın da ürünüdür dedi
“ATATÜRK’E SAYGILARI VAR”
Bu arada konuyla ilgili Baykal’dan ilginç açıklamalar gelmeye devam ediyor. CHP Lideri Baykal, CNN Türk’te Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Fikret Bila ile Radikal Gazetesi Ankara Temsilcisi Murat Yetkin’in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı ve son dönemde CHP’ye olan katılımları değerlendirdi. Baykal’a, CHP’ye katılan türbanlı ve çarşaflı vatandaşların, türban nedeniyle üniversiteye giremeyen kızların sorununu gündeme getirmesi durumunda nasıl tavır izleyeceği soruldu. Varsayımlarla konuşulmaması gerektiğini ifade eden Baykal, “O gün CHP’ye gelen kişilerin böyle bir talebi var, böyle bir talebin olması kaçınılmazdır, böyle bir talep yapmadan gelmezler duygusu ve düşüncesi içinde bakıyorsanız yanılıyorsunuz” dedi. Baykal, şunları söyledi: “Toplumda bir bekleyiş var. Bu olay herkesi kendi kafasındaki kavramlar açısından belli bir modele itmişti. O model kenarından köşesinde şimdi sorgulanıyor. Şu anda olağanüstü ilgi ve tartışma yaşanıyor. Herkes bu konuyla meşgul. Halbuki olayın böyle bir büyük tartışmayı tahrik edecek bir tarafı kendi başına yok. Bizim partimizde zaten pek çok başörtülü insan var. Üyelerimiz arasında var. Üyelerimizin ailelerinde var, bu bizim gerçeğimiz, Türkiye’nin gerçeği. Bize oy veren sempati duyan yığınla başörtülü insan var.”
Başbakan Erdoğan’ın, video paylaşım sitesi youtube’da bazı CHP toplantılarında örtülü vatandaşların çıkarıldığına ilişkin görüntüler olduğu iddiaları için, “Bizim parti toplantılarımızda, grup toplantılarımızdaki görüntüleri sizler çok iyi biliyorsunuz. Başbakanla zemininde konuşuruz, tartışırız” yanıtını verdi. Baykal, “Grup toplantılarımızda yer alan insanlar, Anadolu’nun gerçeğini yansıtan insanlar” dedi.
CHP’ye son katılan türbanlı vatandaşlar içinde sadece 4 tane çarşaflı insan bulunduğunu ifade eden Baykal, o çarşafların ise siyasi simge olarak kullanılmadığını ifade etti. Baykal, “Bunların evlerinde Atatürk’ün resminin asılı olduğunu öğrendim. Evlerinde Atatürk sevgisi, saygısı yaşayan aile bunlar” dedi.
LAİKLİK TARTIŞMALARI
AKP ile CHP arasındaki “laiklik” sorgulamasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Baykal şunları söyledi: Laikliği değiştirmek isteyenlerin, neyin peşinde olduklarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Biz şimdi laikliğe inanan ve sahip çıkan insanlar olarak laikliğe yönelik bir tehdit oluşturmadığı halde. Biçimsel olarak, görünüş olarak, bizim kafamızdaki varsayımlara ve kabullere göre, "laikliğe bunlar aykırıdır" diye tasnif etmeye hazır olduğumuz kimi kesimlerin belki de öyle olmayabileceğini, onların pekala laiklikle bir problemlerinin olmadığını bizim onlara tepki göstermemizin haksız olabileceğini, yanlış olabileceğini, onların kılık kıyafetleriyle yargılamamamız gerektiğini görmeye başlıyoruz. Bunun ortaya çıkması bunun gören insanları laikliğin tanımı bakımından bir birinden hiç farkı olmadığı halde henüz bunu böyle değerlendirmeyen insanlarla ters düşer vaziyette gelinmesi doğal bir olay. Şimdi bunu yaşıyoruz.”
BİRGÜN - 22 Kasım 2008
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.