Bu federasyonu, bir parti  yüzünden bölmenin anlamı yok

Bu federasyonu, bir parti yüzünden bölmenin anlamı yok

ALEVİLER VE PARTİ TARTIŞMALARI - 2ALİ KENANOĞLU / HUBYAR SULTAN ALEVİ KÜLTÜR DERNEĞİ GENEL BAŞKANI:Bu federasyonu, bir parti  yüzünden...

A+A-

Bu federasyonu, bir parti  yüzünden bölmenin anlamı yok

ALEVİLER VE PARTİ TARTIŞMALARI - 2

ALİ KENANOĞLU / HUBYAR SULTAN ALEVİ KÜLTÜR DERNEĞİ GENEL BAŞKANI:

Bu federasyonu, bir parti  yüzünden bölmenin anlamı yok

» Sayın Kenanoğlu, Aleviler her zaman siyasetle ilgiliydi, ama hani bu parti konusu çok sık konuşulan bir konu değildi. Aslında tartışma Ali Balkız’ın Alevi partisi kuruyoruz açıklamasından sonra öne çıktı. Sizde bu parti kurma meselesine karşı çıkanlardansınız. Neden karşı çıktınız?

İtiraz noktasının iyi anlaşılması açısından bir kere şunu ifade etmem gerekiyor ki, parti meselesinde ki bakış açım; Türkiye’de kitlesel bir güce sahip mevcut siyasi partiler arasında, alevi sorunlarını gündeme alabilecek, bunların çözümü konusunda çaba sarf edebilecek, kitlesel bir parti maalesef yok. Böyle bakıldığında, benimde özlemim; gerçek anlamda demokrat ve laik bir partinin oluşması ve siyaset anlamında yerini almasıdır.

Benim buradaki itiraz noktam şu idi; Ali Balkız’ın, ABF Genel Başkanı sıfatı ile, 30 Kasım’daki Milliyet Gazetesindeki demeci. Burada özetle; “Biz parti kuruyoruz… Ocak ayının sonunda bu partiyi kuruyoruz…” Tarih veriliyor, partinin ortakları, yani kimlerle beraber kurulacağı isim isim söyleniyor.

» Buradaki ‘biz’i ABF olarak mı algılıyorsunuz?

ABF Başkanı sıfatı ile veriliyor demeç. Demeci veren Ali Balkız değil, ABF Genel Başkanı Balkız…

» Sizde o zaman ABF Genel Başkan Yardımcısısınız. Bunu siz kendi aranızda görüşmediniz mi?

Son seçim sonuçlarında Türkiye’deki muhalefetin yeterli olmadığı ve bunun Aleviler açısından tartışılması gerektiği konusunda biz bir deklarasyon yayınladık. O deklarasyonda benimde imzam var. Bu deklarasyon neticesinde bir çalışma grubu oluşturuldu, “Nasıl bir Türkiye istiyoruz.”

Benim itirazım  o noktadan itibaren başladı aslında… Yani bu çalışmaların ABF bünyesinden çıkartılması konusunda; yerinin, mekanın, telefonunun, fiziki yapısının başka bir mekana çıkartılması ve Alevi Bektaşi Federasyonunu parti kurmak, yada parti kurma çalışmasına zemin hazırlamak gibi bir görevinin olmadığı yönündeki itirazlarım o süreçle beraber başladı.

» Buranın altını çizmek gerekirse, birinci itirazınız, bu siyasal çalışmalar içerisinde tümüyle ABF’nin kurumsal olarak yer almasına itiraz ediyorsunuz…

Evet. Birinci itirazım budur.  “Nasıl bir Türkiye istiyoruz” çalışmalarının ABF  dışında fiziken de başka bir  mekânda yürütmesini talep ettim. Danışma kurulu toplantılarında da, iç toplantılarda da ve yönetim kurulu toplantılarında bunu söyledim.

Önce alınan karar gereği bu çalışmalar şöyle yürütülecekti: “Nasıl bir Türkiye istiyoruz” komisyonu çalışacak… Bu çalışmalar neticesinde danışma kurulları toplanacak… Kurum başkanları toplanacak. Bunlarla birlikte sonuçlar değerlendirilecek ve o değerlendirmeler sonucunda bir karar verilecek ve bu karar neticesinde bir yol haritası çıkarılacaktı.

Bir partinin kuruluşuna destek vermek mi? Yoksa hiçbir şey yapmamak mı? Bir partinin içerisinde yer almak mı?  Yani bunların hiçbirinin kararı verilmeden; Ali Balkız,  bu 30 Kasım demecini verdi.

» Bu siyasi arayışlar içerisinde yer almak, sizce Alevi hareketi açısından nasıl bir sıkıntı doğurur?

Aleviler açısından sıkıntısı şudur; birincisi, aleviler tek parçalı bir yapı değil. Şu anda Alevilerin, pek çok siyasi partide siyasal çalışmalar yürüten aktörleri var. Tabii ki, Alevlerin duruşu, hayata bakış açısı belli; demokrasiden laiklikten yana tavır sergiliyorlar. Ama, parti konusunda bu amaçlarını farklı farklı partilerde yerine getirebileceklerini, düşünüyorlar. CHP’lisi var DSP’lisi var, ÖDP’lisi var, TKP’lisi var,  mevcut siyasi partileri yeterli bulmayanı var, çok farklı alanlarda yer alan siyasi partilerde bulunan insanlar var.

İkincisi; Şunu da tecrübe olarak, Alevi kamuoyu biliyor ki; bu parti meselesi her dönemde alevi örgütlülüğünü parçalayan, bölen ve kendi iç kavgasına sürükleyen bir süreç olmuştur. Birlik partisini döneminde Alevi örgütlenmesi yoktu ama Hacıbektaş dergâhının o dönemden kaynaklanan yaşadığı sıkıntıları hepimiz biliyoruz. Barış partisinde ise bu Alevi örgütlenmesi vardı. Bu dönemde öyle bir parçalandı ki; Avrupası ile Türkiyesi ile bir on yıl geriye gitti. Tüm o gündemi kenara iterek kendi iç mücadelesine yöneldi.

Yine 2006 yılında, Avrupa’daki arkadaşların siyasete müdahale projesinde de aynı sorun yaşandı. Türkiye alevi hareketi ikiye bölündü. O ikiye bölünme kendi içinde de ikiye bölündü ve bu günlere parçalanarak geldi.

Bugün ise 9 Kasım ve 8 Kasım mitingleri ile ABF bir ivme kazandı. ABF kamuoyunda çok meşru bir noktaya oturdu. Aleviler açısından sahiplenilecek bir noktaya gelindi.  Bu federasyonu bir parti meselesi üzerinden bölmenin, parçalamanın gücünü eritmenin bir anlamı yok.

» Bu parti meselesinin ABF’nin meşruiyetine zarar vereceğini mi düşünüyorsunuz?

Kesinlikle zarar verecektir. ABF bir partinin kurucusu, destekçisi şeklinde görüldüğü zaman Alevilerin bütünlüğünü ifade eden bir kurum olarak görülmeyecek, siyasal bir tercih olarak algılanacaktır.

» ABF’nin parti çalışmaları üzerine eleştirilerinizi basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurdunuz. Bunun üzerine ABF sizi Genel Başkan yardımcılığı görevinden aldı. ABF’nin bu tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Benim Genel Başkan Yardımcılığı görevimden istifa etmemi istediler. Federasyon genel kurulu görüşlerinin geneli ile ters düştüğümü söylediler. Bende federasyonun tüzüğüne, kuruluş amaçlarına çalışma ilkelerine uygun davrandığımı belirttim. Çünkü federasyonun, tüzüğünde parti kurmak gibi bir madde ilke yoktur. Bu tüzüğün dışına çıkanlar istifa etmelidir, görüşünü savundum.

Ali Balkız  şunu söylüyor; “Biz  parti kurmuyoruz. Hiçbir partinin kurucusu değiliz,  Kuruluşunda yer almayacağız.” diyor. Ama sen ABF Genel Başkanı olarak çıkıp bir parti kuruyoruz dedikten sonra bunların gerisi artık hikâyedir. Kamuoyu bunu böyle anlamış ve algılamıştır.

Gün gelecek, bugünün tarihi yazılacaktır.  Bu partileşme sürecinin de tarihi yazılacaktır. Biz, Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği olarak ve ben ABF Genel Başkan Yardımcı olarak, buna olan itirazımızın bilinmesini istedik. Biz tarihe bir not düştük. Diğer türlü bizde bu süreçte, bu işe destek veren bir kurum olarak algılanacaktık. Hesabımızı tarih önünde vermeye hazırız.
 
Birgün - 16 Şubat 2010

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.