Bu Bir Pipo Değildir
Bu Bir Pipo DeğildirÖzgür MUMCU / BirGün(...) Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu listesini gördüğümden bu yana sorumlu...
Bu Bir Pipo Değildir
Özgür MUMCU / BirGün
(...) Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu listesini gördüğümden bu yana sorumlu ve muhbir bir vatandaş olarak bu konu özelinde kimi çevrelerin peşine düşmüş durumdayım. Tespitlerim şu şekilde: Kimi çevreler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Danıştay’dan ibaret. Maksatlı yayınlar ise bunların verdikleri yargı kararları. Örgüt her yerde!...
Eskiden ilkokullarda bir “Çevremizi Tanıyalım” ünitesi vardı. İkinci sınıf öğrencilerinin yaşadıkları semtle ilişki kurması öngörülüyordu. Akılda kalıcı bir üniteydi, çünkü öğretmen eşliğinde okuldan çıkılıp, ders saatinde mahallede genişçe bir tur atılıyordu. Bizim okulun çevresinde kocaman ve tuhaf görünümlü büyük bir bina dışında pek kayda değer bir şey yoktu. Bizim sınıfın öğrencileri Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ismini muhtemelen ilk o gün duydu. Ne olduğunu, ne işe yaradığını pek anlayamadığımızı hatırlar gibiyim. O ilkokul yıkılıp kocaman bir camiye otopark arazisi olarak kazandırıldığı için şimdiki çocuklar binadan ne anlıyorlar bilemeyeceğiz.
Sonra öğrendik ki Diyanet İşler Başkanlığı anayasal bir kurum. Devletin hayatın çeşitli alanlarında karşılaştığımız yüzlerinden biri. Devlet kurumu olmanın verdiği vakar ve ciddiyete de sahip bilindiği üzere. Sırmalı kaftanlı başkanları var. Şekli şemali yerinde bir kurum.
İSLAM’I TEHDİT EDEN
Her kendine saygısı olan devlet kurumu gibi tehdit altında olduğunu düşünüyor Diyanet. Tehditten, güvenlikten, iç dış çeşit çeşit düşmandan bahsetmeyen kuruma itibar edilmeyen bir memleketteyiz. Bu sebeple geçen ay Diyanet İşleri Başkanlığı kendini ve İslam’ı tehdit eden unsurların listesini çıkartmış. Boş durmayıp İslam’ı neler tehdit eder diye merak edip bunun listesini çıkaran, işini bilen devlet memurları var, ne güzel.
Listede türlü çeşitli unsur var. Mesela “İlahiyat Fakültesi kontenjan yetersizliği”, “Dini, ailevi değerleri yıpratan yayınlar”, “İslami alandaki farklı dini görüş ve yorumların ayrı bir din gibi gösterilmesi yönündeki gayret ve çalışmaların olması.” Daha devam etmek mümkün ama bunca tehditle kimseyi daha fazla huzursuz etmenin anlamı yok.
KİMİ ÇEVRELER
Bu tehditkar unsurlar listesinin en önemli kalemi ise şu: “Kimi çevrelerce zorunlu din öğretiminin kaldırılması taleplerinin olması.”
Devletin en büyük düşmanı gizli kimi çevreler örgütüne burada da rastlamak şaşırtıcı olmadı elbette. Genelde maksatlı yayın yaparak memleketin dirlik ve düzenini bozan kimi çevreler örgütü, bu sefer de karşımıza zorunlu din dersinin kaldırılmasını talep etmek eylemiyle çıkıvermiş.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu listesini gördüğümden bu yana sorumlu ve muhbir bir vatandaş olarak bu konu özelinde kimi çevrelerin peşine düşmüş durumdayım. Tespitlerim şu şekilde: Kimi çevreler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Danıştay’dan ibaret. Maksatlı yayınlar ise bunların verdikleri yargı kararları. Örgüt her yerde!
İnsan Hakları Mahkemesi bir Alevi vatandaşın başvurusunu değerlendirirken dersin içeriğinin tarafsızlık ve çoğulculuk ilkelerine aykırı bulmuş. Bu dış mihraktan destek alan Danıştay ise zorunlu din dersini hukuksuz bulup, müfredatın nesnel ve çoğulcu olmadığı kararını vermiş.
Ancak tedirginliğe gerek yok. Bazı yerli ve yabancı hakimlerden oluşan kimi çevreler örgütünün çabalarının sonuçsuz kalacağını ise dost düşman herkes bilmeli. AKP hükümeti ve Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda teminatımız. Hükümet açıklamalarıyla maksatlı yargı kararlarına karşı koymasını bildi. Ayrıca yeni Anayasa çalışmalarında zorunlu din dersine ilişkin madde yerini koruyor.
Diyanet’in anladığının dışında din yorumuna karşı da AKP’nin iman dolu göğsü gibi serhaddi var. Çarşamba günü Meclis’te CHP ve Kamer Genç’in verdiği cemevlerinin ibadethane sayılmasına yönelik kanun teklifini genel kurul gündemine sokturmadılar sağolsunlar.
AKP Alevi açılımı yapmak istedi. Konferanslar, yemekler düzenlendi. Çalıştaylar yapıldı, gazetelerde sayfa sayfa yazılar yazıldı. Gelinen noktada din dersi hala zorunlu, cemevleri hala ibadethane değil.
Bu bir Alevi açılımı yazısıdır.
Bu bir Kürt açılımı yazısıdır.
Ve bu bir evet pipo değildir.
ÖZGÜR MUMCU
<!--
var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';
var path = 'hr' + 'ef' + '=';
var addy17493 = 'ozgurmumcu' + '@';
addy17493 = addy17493 + 'birgun' + '.' + 'net';
var addy_text17493 = 'ozgurmumcu' + '@' + 'birgun' + '.' + 'net';
( '' );
17493 );
( '' );
//-->n
<!--
( '' );
//-->
<!--
( '' );
//-->
BİRGÜN - 23 Ekim 2009
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.