Alevi Kızılbaşlar ve aşırı Şiiler genellikle Hz.Ali yi belirli bir zaman dilimi ve mekanda belirli bir ana ve babadan doğmuş,diğer insanlar gibi hayatını devam ettirmiş,sonunda herkesin karşılaştığı üzere bu dünyadan göçüp ,tarihi gerçek bir şahsiyet olarak değil, hayali ,ölümsüz, efsanevi ,mitolojik bir varlık olarak görür. Tarihi kişiliğinden koparılarak çok farklı bir şahsiyet haline getirilmesine ve tarihi gerçek Alinin yerini siyasi dini inanç ve mezheplerin kendilerine benzettiği bambaşka bir Ali çıkmıştır karşımıza.

İslamı özü Alevilerin Alisi namaz kılmamış cem yapmış,cem de üzüm suyundan sarhoş olup semah dönmüş,çoklu evlilik yapmamış tek eşli olmuş. Kadın erkek eşitliğinden yanaymış.Miraca peygamberden önce çıkmış hac ,oruç ,zekat cihat yapmamış sadece kafirleri öldürmüş ejderhalar ile savaşmış işaret parmağı ile koskoca kale kapısını kalkan yapmış;
Hayber kalesinde Hz Ali ye bir karizma keramet atfedilecekse ,onun kendi kalkanının yahudinin darbesiyle elinden düşmemesi gerekirdi.Kendi kalkanı elinden düştükten sonra ,belki Hz Alinin ağır bir kapıyı veya bir parçasını savunma amaçlı taşımış olabileceği düşünülebilir. Bu olayda kapının 8,40,70 kişinin kapıyı kıpırtamadığı yönündeki abartılı anlatımlar.Hz Alinin kahramanlığını ,yiğitliğini ortaya koymak için dokunmuş efsanevi rivayetlerdir.
Alevi Kızılbaşlarda ve aşırı Şiilerde şu kanı vardır.Ali ve Fatıma başta olmak üzere ehlibeytin elinde farklı kuran vardı;indirildiği gibi toplanan ve ezberlenen sadece Ali idi;Fatımanın mushafı , bilinen mevcut kurandan üç kat fazlaydı gibi iddiaların tarihi tutarsızlığı bir yana ,Hz Alinin Müslümanlığı tavizkar oluşu,cesur karekteri sebebiyle bunu yapacak gücü vardı.Ama korktu ilk üç halife zamanında bunu açığa çıkartmadı diyelim ;kendi hilafet döneminde bu mushafı ortaya çıkarıp uygulayabilirdi. Bunu çoğaltırarak bütün Müslüman ülkelere ,kabilelere gönderip sahte kuranın önüne geçebilirdi. Oğullarına ve öğrencilerine bu Mushaf konusunda ciddi materyaller bırakırdı. Bu da olmamış demek ki ilk üç halifenin benimsediği mushafı benimsemiştir.

Gerçekten böyle bir mushafın varlığına güçlü deliller olsaydı .Şia söz konusu mushafı kendi resmi standart mushafı olarak kabul ederdi.Halbuki şianın elindeki yegane Mushaf da Osman mushafıdır.Bunun en güçlü delili kaynağı Ebu Abdirrahman es Sülemi ki bu zat Hz.Alinin öğrencisidir.Hilafet boyunca Hz Alinin Osman mushafını okuduğunu ve onu esas aldığını belirtmiştir. Dikkat ederseniz Alinin öğrencisini islamın özü aleviler tanımaz kırklar ceminde de yoktur.Ve en önemlisi cem yaptığına dair küçük bir kırıntısıda yoktur bu öğrencisinin yaşamı boyunca yanında olmasına rağmen.Neden.? Kaynak,Ebu Şame ,el Mürşidül veciz kitabı el Kuleyni 941 ,Şeyh Sadık 991 Ebu Cafer Tusi 1067..Şiiliğin revaçta olduğu 9yy ile 10 yy bu mushafı çıkarıp gerekeni yapacak güçlü dinamikleri vardı.
Ali Muhammedin vahiy katipliğini yapmış,sürekli yanında bulunan ve hangi ayetin nasıl niçin indiğini bilen birisinin halifeler döneminde yürürlükte olan Mushaf değiştirilmiş olacak ve buna Ali göz yumacak bu Ali ye de yakışmaz; Ali kesinlikle müsaade etmez.

Alinin Mushafları çoğaltma faaliyetine katılması ,sonrasında bazı alakasız özel Mushafları imha ettirmesine ve sahabenin ileri gelenlerinin Ali ile onaylayıp bunu yapan Osmana destek verdiğini Osmanın yerinde olsaydım bende aynı şeyi yapardım diye ifadesi olduğunu unutmayalım.Kaynak olarak; Sicistani ,Sayrafi,Endelusi,Muhammed b. Yahya ,Kerem Hilmi Ferhat ,darul Afakıl Arabiyye.
Gelelim Alinin gizli ilimler veya ilmi ledün meselesine ;buna geçmeden Alinin sürekli dile getirdiği hutbelerde ve namazdan sonra ki sohbetlerde dillendirdiği sözü.
‘’Bana Allahın kitabından sorun Allaha and olsun ki ben kurandaki her bir ayetin ne zaman ve ne hakkında nazil olduğunu bilirim’’Çünkü rabbim bana akleden bir kalp ve çok sorup soruşturan bir lisan lutfetti.Şunu bilin ki ben ne peygamberim nede bana vahiy geliyor,Ben sadece gücüm yettiğince Allahın kitabı ve elçisinin sünnetiyle amel ediyorum. ‘’demiştir. Şeklinde rivayeti Ebu Nuaym Hilyetül Evliya,Celalettim el Suyuti Ulumi’l Kuran,Buhari.İbn Hanbel.
Ebu Cuhayfe bizzat Aliye gelerek ‘’Sende kurandan başka bir ilim var mı?diye sormuş.Ali de bu soruya cevaben Allahın kendisine lütfettiği akıl ve idrakın dışında bir ilme sahip olmadığını söylemiştir.Aliye mal edilen gelecekte olabilecek olayları bilme imkanı verdiğine inanılan CEFR ve CAMİ’A adlı eserlerin Hz Aliye isnadı tamamen asılsızdır.Güvenilir hiçbir kaynakta Hz.Alinin cefr ,cami’a veya daha başka bir eser yazdığından söz edilmediği gibi Şerif er Radi 969 ..tarafından derlenen bazı hitabe ve mektuplarının otantisitesi hakkında da ciddi itirazlarda bulunulmuştur.
Ebu Tufeylin Ali ye özel olarak peygamberin size özel sırlar,bilgiler bıraktığı doğrumudur.Diye sorduğunda Alinin çok kızarak’’ diğer insanlardan gizleyip de sadece bana sır olarak hiçbir şey söylemedi ‘’ demiştir.Kaynak;Müslim Edahi;Tırmızi Diyat Özellikle Ummul kitap ile ilgili rivayetlerin tesbitleri yapıldığında bunun da uydurma olduğu açıkça ortaya çıkmıştır.Alinin özellikle batın ve ilmi ledunun açıklamasını yaparken şöyle demiştir.Mushafın zahirde yorumlanacağını ve tevilden kaçınılması gerektiğini söylemiştir.Ve zahirde karşı çıkılabilen yanlışlanabilen ,batın da da yanlışlanabilir; zahirde kabul edilen batın da da kabul edilir. Diyerek batının önünü kesmiş zahir anlam neyse onu kabul etmek ve uygulamak olduğunu söylemiştir.Kaynak ;Temimi ve şii hadisçi Kuleyni.
Ebu Bekirin Fedek arazisi yüzünden üzdüğü Fatımanın fedek arazisi hükmü Alinin halifeliğinde aynen geçerli kılmıştır.Hz Ömer zamanında ki teravihi cemaatle mescitte kıldırma uygulaması;Osmanın Cuma namazı için ortaya çıkarttığı uyguladığı ikinci ezan okunması aynen devam ettirmiştir.Gerçek halife Alinin yaşamında ki gerçekler den birkaç örneği islamın özüyüz diyerek ortalıkta dolaşıp Aleviliği islama bağlayanların halife Aliyi tanımaları açısından önemli belgeli örneklerdir. Kaynak;Zehebi.
Hz Ali kendin önceki halifelerde ve kendi halifeliğinde kuranın dışında özel sır ,GİZLİ İLİMLER olarak bir kitap ,risale veya eser bırakmamıştır.Bunu nereden biliyoruz Alinin zamanında ki sahabelerden ve kendisine tanık olanlardan biliyoruz.Bunların isimleri ;Abdullah ibn mesud,Bera b.Azib,Ebu Hureyre,Ebu Said el hudri,Ebu Esvad ed düeli,Haris b. Suveyd et,Usame b.Zeydin mevlası Harmele ,Yezid el Hemdani ,Abdirahman es Sülemi gibi 20 yakın isim bulunmaktadır.Kaynak ;İbn Esir
Alinin şu sözü ile noktalayalım; ‘’Her kim bizim yanımızda Allahın kitabından ve şu sahifeden başka okuyacak bir şeyimiz olduğunu iddia ederse yalan söylemiş olur.’’demiştir.Tarık b.Şihab ise Hz Alinin bu sahifeyi kılıcının kınında taşıdığını söylemiştir.Kaynak;İbn Hanbel

Sosyolog / İbrahim ERGİN
Kaynak: İ. Ergin Facebook sayfası