Belediye Müftülüğe Sordu: "Cemevi İbadethane midir?"...
Belediye Müftülüğe Sordu: "Cemevi İbadethane midir?"... Bursa'nın Kestel İlçesinde faaliyet gösteren Kestel Hacı Bektaş-i...
Belediye Müftülüğe Sordu: "Cemevi İbadethane midir?"...
Bursa'nın Kestel İlçesinde faaliyet gösteren Kestel Hacı Bektaş-i Veli Derneği'nin, Hacı Bektaşi Veli Cemevi'nin ibadethane sayılması ve diğer ibadethanelerin yararlandığı (elektrik, su vb.) haklardan yararlanması talebiyle ile ilgili Belediye Meclisine verdiği dilekçenin, Belediye tarafından görüş alınmak üzere İl Müftülüğü'ne gönderildiği, müftülüğün ise "Cemevi ibadethane olamaz" diye görüş bildirdiği ortaya çıktı. Öte yandan Cemevlerine ibadethane statüsü verilmesi talebini görüşen Kestel Belediye Meclisi, önerinin görüşülmesini AKP'li üyelerin oylarıyla ileri bir tarihe erteledi. Konuya ilişkin Kestel Hacı Bektaş-i Veli Derneği Yönetim Kurulu adına başkan Hüseyin BOR'un yaptığı basın açıklamasını aktarıyoruz :
"Kestel Hacı Bektaş-i Veli Derneği olarak 1993 tarihinden bugüne kadar Kestel’de hizmet vermektedir. Alevi toplumu olarak toplumun birliğini, bütünlüğünü sağlamak için sosyal, kültürel faliyetler yapmaktadır. İnsanı merkez alan sevgiden, saygıdan, hoşgörüden, barıştan, kardeşlikten ve ülkemizin bölünmez bütünlüğünden taviz vermeyen Alevi toplumu anayasal hakları ve AHİM’in aldığı kararlara rağmen haklarımız verilmemekte ve hak ihlali yapılmaktadır.
Tarih boyunca asılan, kesilen, baskılar gören, katliamlar yaşayan Alevi toplumu asla öç ve intikam düşüncesine kapılmamış haklarını hep demokratik ve yasal zeminlerde aramıştır bunun açık örneği ise 9 Kasım 2008 Ankara ve 8 Kasım 2009 İstanbul'da yapılan Alevi mitingidir. Aleviler hiç bir taşkınlık yapmadan eşit yurtaşlık hakkını istemiş ve sorunlarını demokratik bir tavırla haykırmıştır.
Alevi toplumu herkesin inancını özgürce yaşamasını savunmuş ve inanmıştır. Kestel'de yaşayan biz Aleviler, 23.10.2008 de Kestel Belediye Başkanlığı’na verdiğimiz dilekçemizde; Cemevimizin inanç merkezi olarak tanınması, Kestel Belediye Meclisi'nden kararının alınıp ibadethane olarak kabul edilmesi, su, emlak vergisi, bina vergisi ve benzeri giderlerin diğer ibadethanelere uygulanan tarifenin uygulanmasını istiyoruz" diye bir dilekçe verdik. Kestel Belediye Başkanı Yener Acar ilgili dilekçemizi il müftülüğüne gönderip aldığı öneri doğrultusunda bize red cevabı göndermişti, sonradan anlaşıldı ki bu karar meclis gündemine alınmadan müftülüğün görüşü doğrultusunda alınmıştır. Daha sonra bu konu Cumhuriyet Halk Partisi meclis üyeleri tarafından tekrar gündeme alınması yönünde talepleri sonucu 04.01.2010 tarihinde tekrar meclis toplantısında alınarak görüşüldü. Toplantıda Cemevimizin ibadethanelere uygulanan yasal koşulların aynısının uygulanması yönündeki dilekçemizin görüşülmesi sırasında Belediye Başkanı Yener Acar bu konunun önceden gurubunda konuşulduğunu Faruk Çelik’le de görüştüğünü belirterek; dilekçemizi değerlendirmeyi ileri bir tarihe erteleme kararını aldıklarını beyan ederek bu konudaki tavrını birkez daha belirtmiştir. Başkanın bu tavrı üzerine belediye meclis salonunda oylama yapıldı. CHP meclis üyelerinin red vermesine rağmen AKP meclis üyelerinin tamamının oybirliği ile ileri bir tarihe ertelendi ve alınan bu karar nedeniyle CHP meclis üyeleri bizimle beraber protesto ederek salonu terk ettiler. Cemevimizin sorunu anlatılırken Yener Acar’ın konuşmayı kesmeye çalışması ve bir yıl boyunca gündeme almayışı samimi olmadığını göstermiş ve bu tavır bizleri derinden üzmüştür.
Bu ülkede yaşayan herkes çok iyi biliyor ki Alevi toplumu kesinlikle kimsenin inancına ve düşüncesine karışmamış ve toplumun birliğini ve beraberliğini savunmuştur. Ancak Kestel belediye başkanı ve grubunda bulunan meclis üyeleri firesiz el kaldırıp bu kararı ertelemeleri Kestel de yaşayan toplumu bölmekten başka bir şey değildir. Bu toplumu görmezden gelenler ötekileştirme mantığı ile hareket edenler unutmasınlar ki bu ülkenin kurtuluşundan Cumhuriyetin kuruluşuna ve günümüze kadar Alevi toplumu, üzerine düşeni yapmış ve hayatını hiç çekinmeden feda etmiştir. Bunu görmezden gelenler anayasanın 10. maddesi gereği suç işlemektedir. Biz diyoruz ki hangi siyasi görüşün mensubu olursa olsun seçimlerden sonra kazanan belediye başkanı yakasındaki rozeti çıkarıp demokratik bir şekilde toplumun geneline eşit bir şekilde hizmet etmelidir. Toplumumuzun bu konuyu değerlendireceğine inanıyor ve Alevi olup ta bu düşüncenin içinde yer alanlar toplumumuzun hassas olduğu bu konu hakkında cesaretini gösteremeyip yanlış kararlar alanları da vicdanlarıyla başbaşa bırakıyorum ve Hünkar Hacı Bektaş-i Velinin sözü ile bitiriyorum.
HÜKÜMDAR (İDARECİ) ANCAK ADALETİYLE BAŞARILI OLUR."
KAYNAK : Alevihaber.com - 8 Ocak 2010
İLGİLİ HABERLER :
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.