Danıştay'ın kararına ilişkin açıklamalarıyla tepki toplayan Bardakoğlu savunmaya geçti

'Şeyhülislam değilim'

ANKARA - Danıştay'ın zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersi kararıyla ilgili açıklamalarıyla tepki toplayan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu , "Ben İslam cumhuriyetinin uleması ya da Osmanlı'nın şeyhülislamı değilim" dedi. Bardakoğlu, kurumları değil, "yöntem yanlışlığını" eleştirdiğini söyledi. Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin içeriğinin her zaman tartışılabileceğini ancak dersin zorunlu olması gerektiğini savunan Bardakoğlu, "Din eğitimi sorunu çözülmeden din kültürü dersi tartışması bitmez" dedi.

Bardakoğlu, tartışma yaratan açıklamalarıyla ilgili olarak sorularımıza şu yanıtları verdi:

* Danıştay'ın karar verme sürecinde sizden görüş alınmadığı yönündeki açıklamalarınız tartışma yarattı...

* Bir defa Diyanet İşleri Başkanlığı da Danıştay da Cumhuriyetin temel birer kurumu. Kurumların birbirini yıpratacak bir açıklama yapması mümkün değil, doğru da değil. Ben sadece din kültürü ve ahlak bilgisi dersi ile ilgili AİHM kararının teknik yönden bir eleştirisini yaptım. Bu, ulaştığı sonucun eleştirisi değil. Biz, İslam cumhuriyetinin uleması ya da Osmanlı'nın şeyhülislamı değiliz. Biz, Türkiye Cumhuriyeti'nin Diyanet İşleri başkanıyız. Biz bunun bilincindeyiz, cumhuriyeti, laikliği önemsiyoruz ve bunların 21. yüzyıl İslam dünyası için çok önemli bir kazanım olduğunu hep söylüyoruz. Ancak din konusunda konuşmak da benim görevim. Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin ilköğretimlerde ve liselerde zorunlu okutulması gerektiğini de ısrarla söylüyoruz. Din kültürü ve ahlak bilgisi, bir kültür dersidir, din hakkında bilgilendirme imkânı sunar. Dersin amacı, çocuklarımızı daha dindar yapma, onları namaz oruç konusunda pratik yaptırma, camiye götürüp namaz kıldırma değildir.Din eğitimi sorunu çözülmeden din kültürü dersi tartışması bitmez.

* Peki, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararında eleştirdiğiniz noktalar neler?

* AİHM de, Danıştay da bu dersin zorunlu olmasına karşı çıkmıyor. Danıştay kararı, AİHM kararının devamı niteliğindedir. Benim gazetelere yansıyan eleştirilerimin tamamı, AİHM'ye aittir. Çünkü bu işin kaynağı orası. Ben AİHM Diyanet'i dinlesin, ilahiyat fakültelerini dinlesin demiyorum. Bir dönem hâkimlik de yaptım, mahkemelerin nasıl karar vermesi gerektiğini bilen bir insanım. Ama AİHM önlerine gelen dosya konusunda birçok kaynaktan bilgi toplarlar, görüş alırlar. Burada yanlışlık ne? AİHM bir içerik tartışması yapıyor. Yani, dinin içeriğinin ve doğru öğretisinin nasıl olması gerektiği konusunda tartışma açıyor ve yorum yapıyor.

FIRAT KOZOK / CUMHURİYET - 10 Mart 2008

Bardakoğlu'ndan 'eşitlik' itirazı

Danıştay'ın zorunlu din dersi kararına 'yanlış' diyen Bardakoğlu eleştirileri yanıtladı: Biz ulema, şeyhülislam değiliz. Din eğitiminde matematiksel eşitlik ne kadar doğru olabilir. Bu eşitliği önce Batılılar sağlasın, ben koşa koşa imzalarım

ANKARA - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Danıştay'ın 'zorunlu din dersi kararı'na 'Yanlış bir karar, bize danışılmalıydı' diye tepki gösterince eleştiri toplayan Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, kendini savundu. Her vatandaşın mahkeme kararlarını eleştirmeye hakkı olduğunu belirten Bardakoğlu, "Biz, İslam cumhuriyetinin uleması ya da Osmanlı'nın şeyhülislamı değiliz" dedi. Bardakoğlu, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarında İslamiyetin fazla anlatılmasının doğru olduğunu da savunarak "Eşitlik diyorlar, matematiksel bir eşitlik mümkün değil" diye konuştu.

Danıştay'ın geçen haftaya damgasını vuran, 'Mevcut müfredatla din dersi zorunlu olamaz' kararı tartışılmaya devam ederken Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, Radikal'e açıklamalarda bulundu:

Laikliği önemsiyoruz: Ben sadece din kültürü ve ahlak bilgisi dersi ile ilgili AİHM kararının teknik yönden eleştirisini yaptım. Biz, İslam cumhuriyetinin uleması ya da Osmanlı'nın şeyhülislamı değiliz. Biz, Türkiye Cumhuriyeti'nin Diyanet İşleri Başkanıyız. Cumhuriyeti, laikliği önemsiyoruz ve bunların 21. yüzyıl İslam dünyası için çok önemli bir kazanım olduğunu hep söylüyoruz.

Konuşmak görevim: Din konusunda konuşmak benim görevim. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin ilköğretimlerde ve liselerde zorunlu okutulması gerektiğini de ısrarla söylüyoruz. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi, bir kültür dersidir; din hakkında bilgilendirme imkanı sunar.

Ben de hakimlik yaptım: AİHM Diyanet'i dinlesin, İlahiyat fakültelerini dinlesin demiyorum. Ben bir dönem hakimlik de yaptım; mahkemelerin nasıl karar vermesi gerektiğini bilen bir insanım. AİHM, sayfalarca içerik tartışması yapıyor ve İslam dininin inanç esaslarıyla, Hz. Peygamber'in hayatıyla ve İslam dininin ortak bilgisiyle alakalı bir çok hususu İslam'ın nesnel ve rasyonel bilgisi olarak değerlendirmiyor. Ben bu konuların hiçbirinde AİHM'nin sağlam bir veriye dayandığı kanaatinde değilim.

Danıştay kararının yarattığı imkan: Danıştay'ın verdiği karar iki imkan getiriyor. Birincisi din kültürü ve ahlak bilgisi dersi kitaplarının yeniden gözden geçirilmesi, eksiklikler varsa giderilmesi imkanı sağlıyor. İkincisi, bu dersi bir din kültür değil de din eğiti şeklinde yapanlar varsa, uygulamanın önüne geçmek gerekiyor. Bunun için bize imkan tanıyor.

Önce Avrupa eşitlik sağlasın: Din derslerinin verilmesindoe, dinlerin anlatılmasında matematiksel bir eşitlik ne kadar doğru olabilir. Böyle bir eşitliği önce batılılar kendileri sağlasınlar ben koşa koşa imzalarım. Bizim Hıristiyanlık ve Yahudilikte nesnel olduğumuz kadar keşke batı da İslamye'i anlatırken nesnel ve objektif olsa. Hristiyanlığı da öğrtemeliyiz, Yahudilği de, diğer dinleri de. Ama Türkiye'nin yüzde 99'u Müslüman, tabii ki din derslerinde öncelikli ve ağırlıklı olarak okutulacaktır. Bundan daha doğal ne olabilir.

BEHZAT MİSER / RADİKAL - 10 Mart 2008