Bâkî
(1526 - 7 Nisan 1600): Şair. İstanbul'da doğdu. Divan şiirinin zirvelerindendir. Babası Fatih Camii müezzinlerinden Mehmed Efendidir. Çocukken camide sıracı...
(1526 - 7 Nisan 1600): Şair. İstanbul'da doğdu. Divan şiirinin zirvelerindendir. Babası Fatih Camii müezzinlerinden Mehmed Efendidir. Çocukken camide sıracı (kandil yakan) idi. (Birçok kaynakta "saraç çırağı" olarak geçer; ancak, son araştırmalarda "saraç"ın "sıraç" olması gerektiği üzerinde görüşler ileri sürülmüştür ki daha akla yatkındır). Medrese tahsili sırasında devrin ünlü hocalarından ders gördü. Genç Bâkî'nin şiire kabiliyetini fark eden devrin âlimlerinden Kadızâde Ahmed Şemseddin Efendi ona büyük destek verdi. Bâkî devrinde yaşadığı dört padişah ve devlet ricali tarafından himaye edildi. Kendisine en fazla destek veren padişah Kanunî Sultan Süleyman'dır. Bâkî, Kanunî'nin şiirlerine nazîreler yazdı. Ölümünde yazdığı Mersiye'si pek ünlenmiştir.
Bâkî, Kanunî'den sonra zaman zaman sıkıntıya düşmüşse de, bu hâli meslekî hayatında yükselmesini engellememiştir. Kadılık, Sahn (1573) ve Süleymaniye (1575), müderrislikleri, Mekke, Medine ve İstanbul kadılıkları (1578-1585), iki kere Anadolu (1585-1590), üç kere Rumeli kazaskerliği (1591, 1995, 1597) yaptı. Bâkî'nin bütün emeli şeyhülislâm olmaktı; fakat bu makama oturamadı. İstanbul'da öldü. Cenazesi büyük bir kalabalıkla kaldırıldı.
Bâkî, Osmanlı'nın en güçlü olduğu bir dönemde yaşadı. Şöhret, mevki, eğlence, zevk, hayatının birer parçası idi. Hayatta iken 'Sultanu'ş-şuarâ' (şairler sultanı) ilân edildi.
Kaside ve terkib-i bendlerinden çok gazelleri ile tanınır. O bir gazel şairidir. Gazellerinde hayatın zevkli ve eğlenceli taraflarını ön plana çıkarmıştır. Şeyhülislâm olmayı neredeyse hayatının kaidesi haline getiren Bâkî, dinî şiir yazmamıştır. Divan'ında tevhid, münacât, na't gibi dinî muhtevalı manzumeler yoktur. Şiirlerinde tabiatı ve sosyal hayatı tasvir eden Bakî'de İstanbul'un günlük yaşayışına ait izler de buluruz.
Bâkî şiirde, konuların yanında söyleyiş tarzında da yenilik yaptı. Vezni ustalıkla kullandı; imale ve zihafı en aza indirdi. Şiirini zarif hayaller, nükte ve tevriye başta olmak üzere edebî sanatlarla süsledi. Divan şiirine ifade kudreti ve rahatlık kazandırdı.
Eserleri: Divan (Sadettin Nüzhet Ergün, 1935; Sabahattin Küçük, 1987), Mealimü'l- Yakîn fî Sireti Seyyidi'l-Mürselîn, Fezailü'l- Cihad, Fezâil-i Mekke.
Halûk İpekten, Bakî, Hayatı, Sanatı, Eserleri'ni yayınladı (1993).
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.