Bakanlığın arşivinde Yılmaz Güney yok

Bakanlığın arşivinde Yılmaz Güney yok

Bakanlığın arşivinde 6 bin 700 film var ama hiç Yılmaz Güney yokYılmaz Güney’in pek çok kez toplatılan, kaybedilen filmleri...

A+A-

Bakanlığın arşivinde Yılmaz Güney yok
Bakanlığın arşivinde 6 bin 700 film var ama hiç Yılmaz Güney yok

Yılmaz Güney’in pek çok kez toplatılan, kaybedilen filmleri tabii ki devlet arşivinde yer almıyor.

1960 sonrasında çekilmiş neredeyse tüm filmlerinin saklandığı Kültür Bakanlığı arşivinde, Türkiye’nin dünyada en çok tanınan yönetmeni Yılmaz Güney’in hiçbir filmi yer almıyor. Arşivde yaklaşık 6 bin 700 film, 45 bin civarında kaset-CD var

ANKARA - Kültür Bakanlığı’nın arşivi, Yeşilçam’dan günümüze Türk filmleri, hayatın her alanından belgeseller ve Türkiye’de çıkmış tüm müzik kasetleriyle, film ve müzikteki gelişime tanıklık ediyor. Kültür Bakanlığı’nın Ankara AKM binasının altındaki arşivde yaklaşık 6 bin 700 sinema filmi saklanıyor ama aralarında hiç Yılmaz Güney filmi yok.

Eski-yeni tüm Türk filmleriyle bir nevi Türk sinema tarihi sunan arşiv hakkında, Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürü Abdurrahman Çelik’in verdiği bilgiye göre, bakanlığın arşivinde, bugüne kadar kayıt-tescil işlemine tutulmuş yaklaşık 6 bin 700 civarında 35 mm sinema filminin yanında, 20 bin civarında CD, 22 bin-25 bin civarında da kaset formatında müzik yapımı bulunuyor.

Arşivin en eski filmi, Memduh Ün’ün 1960 yapımı ‘Kırık Çanaklar’ı. Ayrıca, Metin Erksan’ın 1962’de çektiği ‘Yılanların Öcü’, Halit Refiğ’in 1964 yılında filme aldığı ‘Gurbet Kuşları’, 1966 yapımı ‘Ah Güzel İstanbul’, 1967 yapımı ‘Kızılırmak Karakoyun’, Ayhan Işık’ın oynadığı 1968 yapımı ‘Erikler Çiçek Açtı’ da bozulmadan arşivde duruyor.

Orijinal afişi Milli Kütüphane’de bulunan Atıf Yılmaz’ın ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ filmiyle, yine ünlü yönetmenin, Müjde Ar’ın oyunadığı ‘Ah Belinda’ ve ‘Asiye Nasıl Kurtulur’ ile ‘Eğreti Gelin’ filmleri de arşivde.

Arşivdeki filmler, sadece raflarda kalmayıp, dünyayı dolaşıyor, Türk sinemasını 40’ı aşkın ülkeye tanıtıyor. Arşivde, yılda yaklaşık 350 civarında film sirkülasyonu olduğunu belirten Çelik, bu yılın ilk altı ayında da Türk filmlerinin yaklaşık 40 ülkeyi gezdiğini dile getiriyor. Yurt dışına gösterime giden filmlere İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Almanca, İspanyolca, Rusça, Japonca ve Arapça alt yazı yazdırılıyor, pozitif kopyaları gönderildiği için orijinalinin kaybolma riski bulunmuyor.

En çok dilde alt yazısı olan film ise Sırrı Süreyya Önder ve Muharrem Gülmez imzalı ‘Beynelmilel’... Çeşitli festivallerdeki ödüllerin yanı sıra 14. Altın Koza Film Festivali’nden altı ödülle ayrılan filmin, İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, Arapça ve İspanyolca olmak üzere altı dilde alt yazılı kopyası var. Ayrıca, Barış Pirhasan’ın ‘Adem’in Trenleri’, Biket İlhan’ın ‘Mavi Gözlü Dev’, Ömer Kızıltan’ın ‘Takva’ ve Derviş Zaim’in ‘Cenneti Beklerken’ adlı filmlerin dört dilde, Abdullah Oğuz imzalı ‘Mutluluk’ ile Memduh Ün’ün çektiği ‘Zıkkımın Kökü’ adlı filmin de üç dilde alt yazısı var.

Arşiv, aynı zamanda ünlü yönetmenlerin, rejisörlük serüveninin sergisi gibi... Türk sinemasının auther’lerinden Ömer Kavur’un, ‘Körebe’, ‘Anayurt Oteli’, ‘Gece Yolculuğu’ ve ‘Akrebin Yolculuğu’, Halit Reliğ’in ‘Teyzem’,Kurtar Beni’, Yavuz Turgul’un ‘Gölge Oyunu’, Şerif Gören’in ‘Derman’, Tunç Başaran’ın ‘Piyano Piyano Bacaksız’, Ferzan Özpetek’in ‘Hamam’ ve ‘Harem Suare’, Ömer Lütfi Akad’ın ‘Vesikalı Yarim’, Derviş Zaim’in ‘Filler ve Çimen’, Zeki Demirkubuz’un ‘Masumiyet’, Çağan Irmak’ın ‘Babam ve Oğlum’ ve Yüksel Aksu’nun ‘Dondurmam Gaymak’ gibi filmleri, arşivin raflarında yönetmenlerinin bibliyografisini sunar gibi sıralanıyor. Ancak, Yılmaz Güney’in filmlerinden hiçbirinin arşivlerde bulunmadığı belirtildi.

1983’ten beri eksiksiz

Arşivde 1968-71 öğrenci hareketleri ile Kıbrıs’la ilgili 1963-1974 yıllarına ait görüntülerin yanı sıra, Atatürk görüntüleri de var. Belgeseller arasında, Atatürk dönemindeki Cumhuriyet Bayramı törenleri, milli mücadele yıllarında Atatürk ve silah arkadaşları ile ulu önderin vefatından sonra naaşının Anıtkabir’e getirilişi gibi görüntüler hala korunuyor. Ayrıca, 1920 yapımı ‘Atatürk Filmleri’ ile Abidin Dino’nun 1933 yılında çektiği ‘Türkiye’nin Kalbi Ankara’ belgeselinde, Atatürk’ün unutulmaz görüntüleri, gelecek nesillere de gösterilecek şekilde muhafaza ediliyor.

1983’ten beri kayıt tescil işlemi zorunlu olduğu için arşivde 1983’ten beri çıkan bütün müzik eserleri ve Türk filmlerinin kopyasının eksiksiz olduğunu belirten Abdurrahman Çelik, arşivin teknolojiye uygun olarak dijital ortama aktarılmaya başladığını da sözlerine ekledi. (aa)

RADİKAL - 23 Ağustos 2008

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.