ASİMİLASYON, ALEVİ HAKK’A YÜRÜME ERKANLARINDA DA KARŞIMIZA ÇIKIYOR!

ASİMİLASYON, ALEVİ HAKK’A YÜRÜME ERKANLARINDA DA KARŞIMIZA ÇIKIYOR!

Alevilerin don değiştirerek Hakk’a yürüyen can için kendi cenaze erkanları olmasına rağmen, asimilasyon zehirini içienler bunu görmezden gelerek Sünni ve Şii geleneğine uygun olan cenaze erkanları düzenliyorlar.

A+A-

ASİMİLASYON, ALEVİ HAKK’A YÜRÜME ERKANLARINDA DA KARŞIMIZA ÇIKIYOR!
– Hasan Subaşı-
Programlı bir şekilde yürütülen asimilasyon politikalarıyla karşı karşıyayız. Asimilasyon Hakk’a yürüme erkanılarında da karşımıza çıkıyor. Alevilerin don değiştirerek Hakk’a yürüyen can için kendi cenaze erkanları olmasına rağmen, asimilasyon zehirini içienler bunu görmezden gelerek Sünni ve Şii geleneğine uygun olan cenaze erkanları düzenliyorlar.

Alevi öğretisinde ölümün manası, Sünni ve Şii öğretisinde olduğu gibi değildir. Alevilikte canın Hakk’a yürümesi bir yok oluş olarak görülmez. Ölenin can değil, ten olduğuna inanılır. Bu bir don değiştirmedir. Don değiştiren can aslına, özüne dönüş yapar.
” Bütün evren semah döner
Aşkından güneşler solar
Aslına dönmektir hüner
Ölüm ölür, biz ölmeyiz…”

Söylediklerimiizin daha iyi anlaşılması için, AABF İnanç Kurulu tarafından çıkartılan ” Hakk’a Yürüme Erkanı”dan bir alntı akataracağız: ” Alevi inancında ” ölüm” kavramı kabul edilmez; aslına ( öze) dönüş vardır. Hakk’a yürümenin Alevilikte iki yorumu vardır. Birinci ölüm ”Nasip” (ıkrar) törenindeki ölümdür. Bu ölüm, Alevilerce ” ölmeden önce ölmek” terimileri ile ifade edilmektedir.”

 

” İkrar törenindeki ölmek, iradi bir ölümdür ve bu aşama Alevi eğitiminin belkide en çarpıcı ve en zorlu aşaması olarak kabul edilmektedir. Onun için ikrar veren Aleviler ” can” denir.
Alevilikte benimsenmiş olan batıni yorumda iradi olarak ölen, yani ikrarın alan can, dünyaya yeniden gelmiş gibidir.

”… İkinci ölüm ise ” biyolojik” ölümdür. Biyolojik ölüm, ” beden dinletmek”, ”Hakk’a yürümek”, ” don değiştirmek”,… ve ” canın tenden ayırılması” gibı terimlerle dile getirilmektedir…”
” Ölürse ten ölür, canlar ölesi değil.”
Yunus Emre.

Aleviler Don Değiştirip Hakk’a Yürüyen ve Aslına Dönen Canı Cennete Veya Başka Bir Yere Uğurlamazlar, Onu Özüne Yolcu Ederler.
” … Aslımı sorarsan ben bir niyazım.
Sabır ilimi derler yerden gelirim.
Katre idim şimdi han oldum.
Arştaki kandilden nurdan gelirim.
Teni sual etme ten kuru tendir.
Can onun anın cevher – ı kandır.
Bu ilim deryası bahr – ı ummandır.
Sırrı kal eyleyen şardan gelirim.”
Nesimi.
Ali İzzet Özkan; korkutmaları anlamsız bulduğunu şu dizelerle anlatır:
Hoca’fendi bizi korkudup durma
Ahiret ejderha marhane midir?
Nar’ı cehennemi bana gösterme
Kim görmüş, kim yanmış narhane midir?
Katran kazanlarım kaynıyor dersin
Sırat’u mizanda kimi tartarsın
Her adama kırk tane kız verirsin
Yoksa cennet – i ala k…….ne midir?
Para vereni sırattan geçirdin
Cennetlik ettin uçmaktan uçurdun
Kimisine âb-ı kevser içirdin
Orası inhisar meyhane midir?
Bir dudağı yerde birisi göğde
Doğru söyle zebanilerin nerde
Azap sorgu sual yok mudur burda
Mahkeme ceza evi, dershane midir?
Ulu Tanrı ulu derler amennâ
Kısmet veren bir Huda’dır cihane
Al’İzzet der hocam gel uy zamana
Kutup haktır özgün şerhane midir?

 

Verdiğimiz bu örneklerden de çok rahatça görülüp anlaşılacağı gibi, Alevilerin ” ölüm” olayına bakışları bile Şünni ve Şii inanşından çok farklıdır. Aleviler yaşamlarını cennet veya cehennem gitmekle kitlemezler. Don değiştiren canı varlıkların birlik oldukları noktaya gideceğine inanırlar.
” Aşkın şarabın içtim hak oldum.
Kudretten donumu giydim pak oldum.
Hem Hakk’a ulaştım hem de Hak oldum.
Anın için irad etmem ölümü…”
Sah Hatayı.
” Cihan var olmadan ketm – ı Adem’de.
Hak ile birlikte yektaş idim ben.
Yarattık bu mülkü çünkü o demde.
Yaptım tasvirini nakkaş idim ben…”
Sırrı Baba

” Vahdetin şehirinde seyran eylerim.
Ben senin cisminde hayran eylerim.
Gecimimi ademden pinhan eylerim.
Ademi hem Hak hem insan eylerim…”
Nesim.

” Erenler rahına eyledim iman.
Kalmadı gönlümde zerrece güman.
Ne bilsin bu sırrı Yezid’le Mervan.
Küllü varımı Hakk’a verdim bu gece…”
Pir Sultan Abdal

Hakikat bu olmasın rağmen bazı Alevi kesimleri asimilasyona canak tutan bir anlayışla Hakk’a yürüme erkanları düzenliyorlar. Arapça duaların okunduğu, kadınların erkeklerin arkasında saf tutukları bu cenaze törenlerinin Alevi inancıyla bir ilgisi yoktur. Bazı kesimler ise don değiştiren canlarımızı Cemevlerimze değil, Camilere götürüyorlar. İmamın önünde saf tutarak törenler yapıyorlar.

İmam Alevilerin inanç önderi değildir. Cami de Alevilerin inanç merkezi değildir!
Yaşarken imamın önünde eğilmeyen ve camiye gitmeyen canları; Hakk’a yürüdükleri zaman camiye ve imanın önün götürmek, o canlara karşı büyük bir saygısızlıktır.
Bizim inanç önderlerimiz pirlerimizdir. İbadet yerimiz Cemevlerimizdir. Dirimizin girmediği yerde ”ölümüzün” ne işi var? Artık bu tutarsızlığa bir son verelim! Hakk’a yürüyen canlarımızı varlıkların birlk oldukları noktaya Cemevlerimizden yolcu edelim.!
Bazı Dedelerimizin Asimilasyonun Etkisiyle ” İmamlaştıkları” Biliniyor.
Bunlar cemevlerimiz camiye dönüştürmen uğraşı içindeler. Yaptıkları Hakk’a yürüme erkenlarını Alevi inancın göre değil, Sünni ve Şii inancına göre yürütüyorlar. İkrarına sadık kalan Yol Pirlerimiz ve Yol Talipleri, bu asmilasyonculara karşı ciddi bir şekilde mücadel etmelidirler.

Don Değiştirerek Hakk’a Yürüyen Canlarımız Kendi Erkanımıza Göre Sırlayıp Yolculamalıyzı.
Bu konuda kendi dualarımız ve gülbenklerimiz var. Bunlarla sırlayalım canımız. Bir can Hakk’a yürüdüğünde yapılacak olan herşey Alevi yolunda ve inancında vardır. Kendi inancımızın gereklerini yerine getirirken ne suç işliyoruz ne de ayrımcılık yapıyoruz. İkrar vererek bağlandığımız yolumuza sahip çıkıyoruz.

Alevlikte Hakk’a Yürüyen Can İçin Mevlit Düzenleme Gibi Bir İnanış Yoktur.
Bizim dar’dan indirme erkanımız vardır. Yani, kırk erkanı. Buna kırk lokması’da denir. Bu, dar – ı baka’ya göc eden canımıza son rızalığın alınması için düzenlenir. Aslında bu bir dardan indirme cemidir. Çünkü bu erkan pir divanı kurularak yürütülür. Her şey mizan terazisında yenden tartılarak son rızalık alınır.
Bu konuyu şimdilk, kırk erkanında okunan bir gülenkten bir bölüm aktararak noktalayacağız. Buna benzer gülbenkler Hakk’a yürüme erkanlarında da okunuyor. Bir cami imam bunları okumaz. Artık gerçekleri görelim canlar.
” … Enel Hak diyen Mansur hakkı için, Dersi yüzülen Nesimi hakkı için,… Hazreti Pirin hakkı için, Mürşidi Kamil aşkı için, Hakk’a yürüyen canımızn ruhun şad eyle! Ya Allah, Ya Muhammet, Ya Ali size sığınıyoruz… Ya Hakk okunan gülbenklerimiz, verilen lokmalarımız Muhammed Ali’nin yüzü süyü hürmetine kabul eyle.
(AABF İnanc Kurulunun Hakka Yürme Erkanı)

Biz her türlü ibadetimiz bu tür gülbenklerimizle ve kendimize ait olan inancımız dile getiren dualarımızla, deyişlerimizle… yapmalıyız. Bu gerçekleri dile getirirken amacımız; Sünni ve Sii toplumlarının inançların ve ibadetlerin tartışma konusu yapmak değildir. Biz asimilasyona ve bize karşı yapılan dayatmalar karşı çıkıyoruz. Asimile olan Alevi kesimlerinin yaptıklarının Alevilikle ve Alevilerle bir ilgisinin olmadığın anlatmaya çalışıyoruz. Bu bizmim en doğal hakımızdır.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.