'Asıl süreç yeni başlayacak'
'Asıl süreç yeni başlayacak' Hakkındaki suikast planları 3. Ergenekon davasına konu olan ve davaya “müşteki” olarak...
'Asıl süreç yeni başlayacak'
Hakkındaki suikast planları 3. Ergenekon davasına konu olan ve davaya “müşteki” olarak katılacak olan Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Ali Balkız, Sivas katliamının zamanında aydınlatılmamasını eleştirerek, “araştırılsaydı, ‘bin operasyon yaptık’ cümlesinin ne anlama geldiği ortaya çıkardı” dedi. Balkız Ergenekon davasını ve hedef alınmalarını konuştuk.
Hakkınızda suikast planlarının da bulunduğu 3. Ergenekon iddianamesi mahkeme tarafından kabul edildi. Sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
İddianamenin kabul edilmesi aşamalardan biri. Asıl yasal süreç bundan sonra başlayacak. Bu süreci izleyeceğiz. Ben ve Genel Sekreterimiz Kazım Genç davada müştekiyiz. Müşteki olmalıydık ve bunun peşini izlemeliydik. Çünkü bu bir aydın olma, insan olma görevi, toplumumuzun, federasyonumuzun bize yüklediği bir görev. Belki aynı zamanda şimdiye dek karanlıkta kalmış benzer suikastların, katliamların aydınlatılmasına da katkısı olabilecek bir duruş. Bundan sonra planlanacak, gerçekleştirilecek katliamların var olabileceğini düşünerek de bu davada müşteki olduk.
Peki sizce neden hedef oldunuz? Savcı Zekeriya Öz’ün dediği gibi bir çatışma ortamı yaratılmak istenmiş olabilir mi?
Olabilir. Maraş, Sivas, Çorum, Gazi ve daha başka olaylar… Bunları arka arkaya dizdiğinizde daha çok sıradan Sünni yurttaşlarla Alevi yurttaşların karşı karşıya gelmesi değil, kimi güvenlik görevlilerinin o dönemdeki faşistlerle işbirliği yaparak, militanları örgütleyip Alevi mahallelerine hücum ettirmeleriyle gerçekleşmiş hadiselerdir. Kendiliğinden, ufak bir kıvılcımla Alevilerle Sünilerin karşı karşıya gelmişlikleri söz konusu değildir. 12 Mart öncesi de, 12 Eylül öncesi de böyleydi, şimdi Ergenekon öncesi de herhalde böyle olacaktı.
Bu tür olayları bu ülke çok yaşadı. Ama biz aynı zamanda bu tür provokasyonlara karşı çok da tecrübe edindik. Bu tür dolduruşlara gelmeyecek kadar akıllandık. Şartlanmışlıklarımızdan, ön kabullerimizden kurtulduk. Aleviler, Sünniler artık kentlerde aynı ortamda yaşıyor, paylaşıyor, düşünüyor ve görüşüyorlar. Bu tür amaç besleyenler için daha da zor ortam.
Son dönemde talepleriyle gündeme gelen Alevi vatandaşları sindirme amacı olabilir mi?
Bu da çok mümkün. Alevi Mitingi’ni 9 Kasım 2008’de yaptık. Henüz Ergenekon’la ilgili bir iddia ortaya çıkmış değildi. Bu koşullarda bile mitingimize yerel seçimlerde hiçbir siyasi partinin toplayamadığı kadar insan toplandı. Bir taraftan insanlar coşkuyla özgürlük ve eşitlik taleplerinin aciliyetiyle mitinge geliyorlar, bir taraftan da korkuyorlar. Ama korkularını yenenler 2 Temmuz’da Madımak önündeydi.
Miting, suikast planının deşifre olmasından tam 2 ay önce idi. Daha önce plan açığa çıksaydı ya da biz önümüzdeki aylarda yeniden bir çağrı yapsak, Alevi insanlar yine korkularını yenecek ve meydanlara gelecektir. Aleviler artık evde durarak, evden dilekçe yazarak hak alınamayacağının ayırdına vardılar.
Alevi örgütleri Ergenekon sürecini nasıl takip edecek?
Adım adım izliyoruz süreci. Kimi kez karanlık noktaların aydınlatılacağına dair umutlanıyoruz. Kimi kez de “Bundan fazla bir şey çıkmayacak mı?” diyoruz. Soruşturmalar sürecinde elde edilen bilgilerin yandaş medyaya servis edilerek davanın maniple edilmesi, AKP ve CHP’nin kendilerine avukatlık-savcılık pozisyonu üreterek bu işi tek kale maça dönüştürmüş olmaları, siyasi rant beklentileri işin sağlıklı bir şekilde yürüyemeyeceğinden, davanın sonuçlarının sağlıklı çıkacağından endişe duyuyoruz.
İddianamede çok üst düzey yetkililer olsa da ortada kontrgerilla örgütlenmesine dair bir atıf yok. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Belki bir şeyleri açığa çıkartıyormuş gibi davranırken, kimi şeyleri de gizliyorlar. Bunlar olmayacak şeyler değil. Şüpheyle bakıyoruz.
Madımak’ta yaşamını yitirenlerin yakınları müdahil olacaklar mı?
Duruşmaların başlamasıyla Sivas ile ilgili yeni bilgi ve bulgular hukuk büromuz tarafından incelenecek. Biz ailelerimize, PSAKD ve ABF’ye nasıl bir görev düşüyorsa yapacağız.
Demokrasi güçlerinin içinde de davaya “hükümetin davası” gibi bakanlar var? Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu dava ne hükümetin, ne de muhalefetin davası olmalı. Yargı yargıya bırakılmalı. Yargının, kendi usulü çerçevesinde davayı yürütebilmesinin olanakları sağlanmalı. İktidara da muhalefete de düşen görev budur. “Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun kaç Alevi üyesi var” diyen anlayış mahkum edilmeli.
Alevi vatandaşların önemli bir kısmı CHP’nin de oy tabanını oluşturuyor. CHP’nin Ergenekon’un avukatlığına soyunuyor olması Alevilerde bir kafa karışıklığı yaratıyor mu?
Alevi yurttaşlar duracakları yeri iyi biliyorlar. Laiklik, demokrasi, insan hakları, eşitlik istiyorlar. Madımak’ın müze olmasını istiyorlar. Bunlara en çok karşı çıkanlardan biri ne yazık ki CHP. Hem de aldığı oyların yüzde 80’i Alevilerden gelmiş olan CHP... Aralık 2008’de aldıkları “Çarşaf açılımı”, “Kuran kursu açılımı” gibi kararlarla Alevi taleplerinin gerisine düştüler. Baykal Solingen’e gidiyor ama her 2 Temmuz geldiğinde Kırkpınar Yağlı güreşleri çayırında olmaya özen gösteriyor. Aleviler bunları görüyorlar ve hesabını soracaklar.
‘SİVAS ARAŞTIRILSAYDI…’
“O gün araştırılsaydı, birçok delil Madımak Oteli’nin külleri arasında kaybolmayacaktı. ‘Bin operasyon yaptık’ tümcesinin ne anlama geldiğini belki anlayacaktık. Susurluk mu çıkardı, Ergenekon mu, Kontrgerilla mı bilmiyoruz. Ama bu özen gösterilmedi. Sivas’la ilgili yeni görüntüler olduğu söyleniyor. İçeriği nedir bilmiyoruz ama geçen hafta Aksiyon dergisinin yazdıkları eğer bu iddianamenin Sivas bölümünden esinlenerek hazırlanmışsa, yeni bir Sivas yaratılıyor.
ZEKERİYA ÖZ’LE GÖRÜŞME
Ali Balkız, hakkındaki suikast planlarıyla ilgili görüştükleri Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz’ün kendisine evinin çeşitli cephelerden çekilmiş fotoğrafları, krokileri, trafik akışını gösteren haritaları gösterdiğini anlattı. Planda yer alan 9 kişilik tim üyelerine tek bir kez kullanılıp imha edilmek üzere birer sim kartı verildiğini de aktaran Balkız, evinin önünde uzaktan kumandayla bomba patlatılarak öldürülmek istendiğine dair belgeler gördüğünü ifade etti.
Savcıya evi boşaltalı bir yıl olduğunu, hakkında böyle planlar yapanların bunu nasıl gözden kaçırdıklarını sorduğunu belirten Balkız, Savcı’nın şu yanıtı verdiğini aktardı: “Ali bey, bunlar böyle çalışırlar. Kendilerine olası hedefler seçerler, bilgiler toplarlar. Onların deyimiyle ‘Hedef kendini büyüttüğünde’ – ki Veli Küçük’ün tanımıdır-, ortam olgunlaştığında önceden toplanan bilgileri güncelleştirir ve harekete geçerler.”
Balkız, “Niye biz” sorusuna da Savcı Öz’ün “Aleviler son yıllarda örgütleniyorlar. Talepleri var. Siz de Aleviler tarafından sevilen insanlarsınız. Alevileri ve Sünileri birbirine düşürebilecekleri bir çatışma, kaos ortamı yaratmak istediler. Belki yerel seçimleri öteleyecek, darbe ortamı yaratmak istemiş olabilirler” diye yanıt verdiğini söyledi.
SAVCI’YA SİVAS SORULARI
Savcı Zekeriya Öz’le görüşmelerinde Sivas Katliamı’nı da gündeme geldiğini belirten Ali Balkız, Öz’ün katliamla ilgili çalışmaları olduğunu aktardı. Balkız, Öz’e katliamla ilgili şu soruları yönelttiklerini anlattı:
* Madımak Oteli’nin önüne bir gün öncesinde bir kamyon taşı kim koydu?
* Müslümanları cihada çağıran bildiriyi kim kaleme aldı, çoğaltıp dağıttı?
* Olaydan önce Sivas Emniyet Müdürlüğü’nün de eline geçen bildiri neden dikkate alınmadı?
* 2 Temmuz günü yerel gazeteler neden birinci sayfalarından bildiriyi yayınladı?
* Tugaydan gelen askerler otelin önüne 20 metre yaklaşmış olmasına karşın neden grubu dağıtmadı? Otelin kapısını niye tutmadı?
* Divriği’deki özel tim kuvvetleri neden çağrılmadı?
(Ankara/EVRENSEL) Cem Gurbetoğlu - 07.08.2009
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.