Âşık İhsani de öldü
Âşık İhsani de öldüYAŞAR KEMAL / RADİKALÂşık İhsani büyük bir şairdi. Bizim edebiyatçılarımız İhsani gibi şairlere...
Âşık İhsani de öldü
YAŞAR KEMAL / RADİKAL
Âşık İhsani büyük bir şairdi. Bizim edebiyatçılarımız İhsani gibi şairlere halk şairleri diyorlar. Onlar halkın şairleriydi. Bir kısmı okuryazar bile değildi. Âşık İhsani okuryazardı, okuryazardı da şiirlerini yazmıyordu. Çünkü şiirlerini besteliyordu.
Benim Çukurova’da, Toroslarda tanıdığım okuryazar olan şairlerin çoğu şiirlerini yazmıyorlar, besteliyor, halka söylüyorlardı. Âşık çağlarımda ben de yazmıyordum.
O çağ şiirlerimi bir gün baktım ki unutmuşum. Folklor çalışmaları yaparken birkaç şiirime rastladım, gene yazmadım, gene unuttum, bir daha da Toroslara gidemedim. Andırın köylerinden tekerleme topladığım Ali ünlü bir türkücüydü ondan birkaç türküleşmiş şiirimi aldım, onları da yazmadım sonra da unuttum. İhsani de yazmıyordu. Ona hep yaz şu şiirleri diyordum. Yazmıyor, ben unutmam diyordu. Ben onu zorlayamıyordum.
Ben niçin unutmuştum şiirlerimi, bilmiyordum.
Bazı yıllar İhsani’yle her hafta buluşuyor, şiirler söylüyorduk. Ben bir gün bir Kürt türküsü söylerken o da karışıverdi güzel sesiyle Kürtçe türküye. Ben onu dinlemek için sustum, o türküyü sonuna kadar söyledi. Sonra her buluşmamızda bana Kürt türküleri söylüyordu. Kürtçesi de Türkçesi kadar güzeldi. Neden sonra onun nereli olduğunu sordum. Diyarbakırlıydı. Diyarbakır’dan çıkmış elinde çok güzel çaldığı sazıyla, kendi besteleri, kendi şiirleriyle aşağı, yukarı bütün Anadolu’yu dolaşmıştı. İstanbul’da ilk olaraktan Türkiye İşçi Partisi’ne girmiş, her şeyi bırakmış var gücüyle partide çalışmış,
1965 seçimlerinde İstanbul’dan Türkiye İşçi Partisi’nin adayı olmuş, seçilememişti. Seçilemediğini öğrendiği zaman eve gelmiş, bana, üzülmeyelim, bizimkiler daha yeni, oylarını kime vereceklerini bilmiyorlar demiş, inanılmayacak kadar güzel şiirini sazıyla çalmıştı. Mutlu, güzel gülümsemesiyle, üzülmeyelim, üzülmeyelim onlar da öğrenecekler dünyanın güzelliğinin kendilerinde olduğunu. Bütün iyiliklerinin başının kendilerinde olduğunu öğrenecekler.
Bundan sonra bir gençlik topluluğuyla karşılaştım. İhsani’nin seçimi kazanamamasına üzülmüşlerdi de onlar da bana üzülmeyelim dediler, İhsani’nin yazdığı şiiri okudular:
“Öğrenecekler dünyanın kendilerinde olduğunu, öğrenecekler”
Onun şiirleri gençleri çok etkiliyordu. Bunu biliyorduk.
Onun şiiri Anadolu’ya da yayılmıştı. İşin güzel yanı da halk İhsani’yi tuttukça Anadolu’da İhsani gibi şairler çoğalmıştı. Herkes onun gibi öfke şiirleri söylüyordu.
Ben bu şiirlerden bir derleme yapmıştım. O günler Anadolu insanlarının öfke günleriydi. Anadolu şairlerinin öfke şiirleri söyleme günleriydi. Ben Kadirli’de 10 şairden fazlasıyla karşılaştım. İhsani İstanbul gençleri kadar Anadolu’yu da etkilemişti.
Şair arkadaşlarıma her zaman Dadaloğlu’nu anlatırım. O bir öfkenin şairidir derim. Çağımızın büyük ustası da İhsani’dir. Yıllar sonra İhsani’yi yitirdim. Senelerce onu bir daha görmedim. Bir gün Amerika'dan arkadaşım İlhan Başgöz bana telefon etti; bana İhsani’yi bul dedi, ben de onu aradım taradım Diyarbakır’da buldum. İhsani’nin adresini ona gönderdim. Biliyordum Pertev Naili Boratav’dan sonra en büyük folklorcumuz İlhan Başgöz’dür. İlhan Başgöz’ün İhsani üstüne çalışacağını düşündüm. Bundan sonra İlhan’dan bir haber alamadım. İnşallah düşündüğüm olmuş, İlhan Başgöz İhsani üstüne çalışmıştır.
Ülkemiz kültürüne boş vermekten, kültür adamlarını sürgün etmekten vazgeçip, edebiyattan korkmayan, sanat adamlarına düşman olmayan, demokratik bir mutluluğa ulaşırsa İhsani gibi değerler ortaya çıkar, onlar için kitaplar yazılır. İhsani’ler ülkelerin her çağda mutluluklarıdır.
RADİKAL - 24.04.2009
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.