Araştırmacı Yazar Esat Korkmaz: Semah’ı ve Sema’yı birleştirmek bağışlanamaz
Araştırmacı - Yazar Esat Korkmaz; "Alevi ritüellerinden Semah ve Sünni İslam kültürünün bir parçası olan Semazenlerin bir araya getirilmesi, Alevi kültürünü yozlaştırma çabasıdır." ded
Esat Korkmaz, Maltepe Belediyesi Başkanı Ali Kılıç’ın organize ettiği ve Dersim’nin Munzur Baba Dağı’nda, Gola Buyere adıyla anılan, kutsal krater gölü kıyısında kadına yönelik şiddet ve farkındalık için gerçekleştirilen cem töreninde semah ile semazenlerin bir araya getirilmesine de tepkisini PİRHA’ya bir demeç ile bildirdi.
BU ETKİNLİK, BİRKAÇ BAKIMDAN SORGULANMAK DURMUNDADIR
Esat Korkmaz demecinde şunlara yer verdi;
“Bu etkinlik birkaç bakımdan sorgulanmak durumundadır; Öncelikle belirtelim Semah, Alevilikte, simgesel anlamda, cemdeki on iki hizmet sıralamasında yer alan, cem ve muhabbet toplantılarında müzik eşliğinde yapılan, her şeyin dönerek değiştiğini işaret eden kutsal dansın adıdır; bu dans, Kırkların ruhlarının boşlukta aşkla dönmelerini, ruhun bâtından zâhire çırpınarak doğuşunu ve evrenin dönüşünü simgeler. Semah dönülürken, ayakların çıplak, başın açık olması zorunludur; ayaklar çıplak ancak başlar açık değildir. Bu durumda dönülen semah, Aleviliği folklor durumuna taşımanın bir aracı olmaktan öte bir anlam taşımaz.
SEMAHI VE SEMAYI BİRLEŞTİRMEK, BAĞIŞLANMAZ BİR YANLIŞI BERABERİNDE GETİRİR
Alevilik bir Yol’dur; Yol olarak felsefe, öğreti, inanç ve erkândır: Semah, Alevilikte kutsal söylence ürünlerinin sanatsal biçimlendirilişidir; bu da doğanın ve insanın aklına onay veren inancın, doğuma hazırlanmasıdır. Çünkü, burada doğaüstü güçlerin insansal olarak biçimlendirilişi bu güçleri insansal kılmakta, öbür dünyaya ilişkin güçler olmaktan çıkarmaktadır. Sema’ya gelince sema; Mevlevi tasarımlarda, simgesel anlamda, ölümsüzlük nedeni olarak algılanan manevi şarabı üretme işinde çalışan işçilerin, üzümleri ayaklarıyla çiğnerken yaptıkları hareketlerden esinlenerek biçimlenen bir danstır; ötesinde, göklerden gelen çağrıya uyularak yapılan, manevi bir çekim merkezinin çevresinde dönmeyi simgeler. Mevlevilik, entelektüel ancak Sünni bir tarikattır. Semahı ve semayı birleştirmek, bağışlanmaz bir yanlışı beraberinde getirir: Alevilik, sınıfsal ihtiyaçlardan doğan ve ezilenleri kurtuluşa taşımak için başkaldıran politikadır-siyasettir. Mevlevilik, dönemin iktidar gücünün, kentlerdeki beşinci koludur. Kimi kaynaklarda, Kızılbaşların başının kesilmesi konusunda fetva verdiği de belirtilir. Bu nedenle bu tür etkinlikler, Aleviliği devlet katına taşımak, onu kendi toplumsal temelinden koparmak isteyenlerin amacına hizmet edebilir ancak.”
ALEVLİKTE KÜLTÜR EROZYONUNA KARŞI MANİFESTO
Korkmaz, “Aleviligin bir kültür erozyonuna karşı ve yabancılaşmaya dur diyecek bir çağrıya ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek, “Alevi kültürünün gelecek zamanını yaşıyoruz; söyleyecek çok sözümüz olmalı. Felsefemize, öğretimize, inancımıza ve tarihimize ilgisizliğimiz suçluluğa dönüşmeden, isyan-sorgulama geleneğimizi güncelleyerek sıkıntılarımızı lokma yapıp, umutlarımızı evrenselleştirmek durumundayız. Yabancılaşmaya dur diyecek bir çağrıya ihtiyacımız var; Dilerim bu manifesto çağrıya ışık olur, ışık olur da kendimizle ve doğayla kucaklaşırız” dedi.
ALEVİLİK İSLAMA PEŞKEŞ ÇEKİLMEKTE
57. Ulusal, 31. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri’nde, 27. Hacı Bektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü’nün, İslam Alevi Teşkilatı’nın yardım kuruluşu olan ‘Hızır Avusturya’ya ve ödülün, bir komite ve jüri olmadan verilmesine tepkisini de dile getiren Korkmaz, sözlerine şöyle devam etti:
“Hemen belirteyim Alevilikte, İslam Alevi Teşkilatı adı altında örgütlenme olamaz. Çünkü Alevilik, Anadolu doğuludur. Bu Aleviliği, İslam’a peşkeş çekmenin bir yoludur. 27. Hacı Bektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü’nün, böylesi bir teşkilatın yardım kuruluşu olan Hızır Avusturya’ya verilmesi, Hacı Bektaş etkinliklerinin ne denli yabancılaştığını kanıtlar; ötesinde, Hacıbektaş Belediyesi’nin yürekler acısı durumunu belirtir. Ödülün, bir komite ve jüri olmadan verilmiş olması, toplumsal sorgulamadan kaçmak için başvurulan bir yöntemdir diyebilirim.”
Ayhan KARDAŞLAR/ ANKARA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.