'Anayasa paketi Alevileri tasfiye için çıkarıldı'
'Anayasa paketi Alevileri tasfiye için çıkarıldı' Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi...
'Anayasa paketi Alevileri tasfiye için çıkarıldı'
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayhan Yalçınkaya, AKP'nin halkoyuna sunulan anayasa paketinin Alevileri tasfiye etmek için çıkarıldığını belirterek, Aleviler için büyük bir tehlike süreci başladığını vurguladı.
Referandum süreci AKP ve CHP arasından bir iktidar yarışına dönerken, CHP'nin tabanını oluşturan Aleviler yoğun olarak "Hayır" oyunu kullandı. Kürt bölgesinde de Dersim en yüksek oranda "Hayır" oyu çıkaran şehir oldu. Kamuoyunda Alevilerin 12 Eylül Anayasası'nı neden reddetmediği tartışılırken, Aleviler darbeci olarak suçlandı. Alevilerin küçük bir bölümü "Boykot" bir bölümü de "Evet"ten yana tercih kullanırken, referandum sürecini Aleviler açısından değerlendiren Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayhan Yalçınkaya, Alevilere yöneltilen suçlamanın yanlış ve büyük bir haksızlık olduğunu dile getirdi.
'Aleviler, AKP otoritesini reddetti'
Anayasa değişikliğinin ilk olmadığını, 12 Eylül Anayasası'nın 2001 yılında kapsamlı bir değişiklik geçirdiğini ifade eden Yalçınkaya, AKP'nin taslağının da, "12 Eylül Anayasası'ndan daha karanlık ve gerici" olduğunu söyledi. Yalçınkaya, bu nedenle Alevilere yönelik "12 Eylül'le neden hesaplaşmıyorsunuz?" sorusunun haksızlık olduğunu kaydetti. Sünniliğin kendisini devlet olarak örgütlemesinin Alevi sorununu yarattığına dikkat çeken Yalçınkaya, bunun da bir anayasal problemi olduğunu, ancak AKP Anayasası'nda bu soruna yönelik bir çözüm olmadığını vurguladı. Yalçınkaya, "AKP 12 Eylül sayesinde edindiği otoritesini halka oylattı. Ortada hesaplaşmayı reddeden bir kesim yok. Tam tersine Aleviler kendisine dayatılan, kabul etmesi istenilen otoriter değişiklikleri reddetti" diye konuştu.
'Anayasa değişikliği Aleviler için yapıldı'
Alevilerin büyük çoğunlukla Hayır oyu vermesini CHP'nin tutumundan ziyade Başbakan Erdoğan'ın Alevilerle ilgili söylemlerine dayandıran Yalnçıkaya, "AKP bunları referandum sürecinde MHP, BBP'ye yönelik olarak ve doğrudan meydanlarda dile getirdi. Bu değişikliklerin biricik hedefi vardı o da Aleviler. MHP ve BBP'ye gidip dediler ki yargıdan Alevileri temizliyoruz daha ne istiyorsunuz? Hatta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Amasya'da kapalı salon toplantısında bu sözleri kınayarak, 'anayasa değişikliğinin belirli bir mezhebe karşı yapıldığı yönünde duyumlar alıyoruz. Bu şerefsizliktir' dedi" diye konuştu.
'Erdoğan Alevileri hedef gösterdi'
Erdoğan'ın propaganda sürecinin son bir ayında Alevileri hedef gösteren tutumlar sergilediğine dikkat çeken Yalçınkaya, Erdoğan'ın İstanbul mitinginde "Beni şiir okuduğum için Yargıtay'da belirli bir mezhebin mensupları cezalandırdı" cümlesini hatırlattı. Yine Erdoğan'ın "Dedelerden talimat alma dönemi bitiyor", "Candaş medya" gibi sözlerini de anımsatan Yalçınya, AKP'nin Alevi açılımının da bu süreçle birlikte bittiğini söyledi. Hatta Erdoğan'ın kendisine yakın Alevileri de Hayır demeye yönelttiğini belirten Yalçınkaya İzzettin Doğan'ın bile bu nedenlerle Hayır oyu kullanmasını örnek gösterdi.
'CHP boykot etmeliydi'
Referandumdaki en doğru tutumun boykot olduğunu belirten Yalçınkaya, boykotu en baştan CHP'nin yapmasının çok daha anlamlı olacağını dile getirdi. Ama CHP'nin devletin kurucu partisi olması nedeniyle tutucu bir tavır sahibi olduğunu ve bu nedenle boykot edemeyeceğini vurgulayan Yalçınkaya, CHP'nin katılaşması nedeniyle kolay kolay yeni bir yola giremeyeceğini dile getirdi. Alevilerin boykota gitmemesinin de CHP ile ilgisi olmadığını dile getiren Yalçınkaya, Alevilerin, boykota gitmemesinin temel nedenlerinden birinin de, "Kürt hareketi içinde kaybolmak" kaygısı olduğunu söyledi.
Alevileri anlamak yerine CHP'yi anlamaya çalışıyorlar
Aleviler ve CHP arasında kopmaz bir bağ olduğunu yönündeki yargıya katılmadığını ve bunu yanlış bulduğunu ifade eden Yalçınkaya, bu nedenle CHP'ye atfedilen tüm kötülüklerin Alevilere de atfedildiğini söyledi. Yalçınkaya, bir siyasi parti ile onu destekleyen toplumsal kesim arasında belirli mesafeler olduğunu belirterek, "Aleviler CHP'ye meylediyorsa bunun sırrını CHP'nin şu veya bu vaadinde değil doğrudan Alevilerde aramalıyız. CHP size ne vaat ediyor da destekliyorsunuz demek yetmiyor. Alevilerin CHP'ye oy vermesinin CHP ile doğrudan bir ilişkisi yok. Alevilerin eninde sonunda devlete ilişkin reflekslerinde bir problem var bundan ötürü önlerinde duran bir seçenek olarak, kendi taleplerine yanıt üretmediği halde, gidip CHP'ye oy veriyor. Aleviler de bu problemin farkında. Bu durum modern Alevi kimliğini kendini nasıl kurduğuyla ilgili. Bunu anlamaya değil CHP'yi anlamaya çalışıyorlar" dedi.
'BDP Aleviler için projeler geliştirmeli'
Kürt hareketi ve Aleviler üzerine de değerlendirmede bulunan Yalçınkaya, Alevilerin Kürt hareketi ve BDP içinde kendilerine ait bir proje görmediklerin ifade etti. Yalçınkaya, Kürtlerin her ne kadar geleneksel reflekslerinin değiştirmiş olsa da Alevilere karşı bir tutumları olduğunu savundu. Kürt hareketinin Alevilere yönelik politikalar geliştirmesi gerektiğini hatırlatan Yalçınkaya, "Kürtler Alevilere bizimle bütünleşsin diyorlar. Oysa Diyarbakır'da hiç cemevi yok. Böyle bir çağrıdan önce bir adım atmaları gerekiyor. Geleneksel Kürtlerin Alevilere karşı yaklaşımının değiştiğine ve değiştirileceğine dair işaretleri göstermeleri gerekiyor. Aleviler eğer siyaseten kayda değer bir adım atmak istiyorsa Kürtleri yok sayan bir adım atamayacaktır. Ama Kürt hareketi de Türklerle iş yapmak istiyorsa Alevilerle üzerine bir politika geliştirmeden bu bağı kuramayacak. Kürtlerin geleneksel, tutucu zihniyetinin kırılması gerekiyor" diye konuştu. Alevilerin CHP ile bağlarının kopması için bir alternatifin doğması, belli bir iradenin ortaya çıkması gerektiğine işaret eden an Yalçınkaya, "Aleviler Kürt hareketi içinde kendilerine ilişkin bir şey görürlerse, birlikte yaşamın vazgeçilmez parçalarından biri olduğunu görürlerse CHP'den koparlar. Şu anda Kürt hareketinin böyle bir ütopyası yok. Boykot dersimde başarılı olmadıysa yanıt CHP'de ya da Alevilerde değil, BDP'dedir" ifadelerini kullandı.
'Her yerde Alevi tasfiyesi başlayacak'
AKP'nin anayasa paketinin kabul edilmesiyle Aleviler için tehlike dönemi başladığını, Alevilerin kamu kurumlarından tasfiye edileceğini dile getiren Yalçınkaya, bunun ilk adımının da yargıda olacağını vurguladı. Tasfiyenin toplumsal alanın çoğuna yayılacağına işaret eden Yalçınkaya, "Suyun başını yargı tutuyordu. O suyun başı fethedildi. Giderek sıra belki Alevi öğretmelere, akademisyenlere, kaymakamlara yönelecek. Aleviler kendilerini ciddi biçimde tedirgin hissediyor. İlk elde ekonomik olarak, hayatlarını yeniden üretmek anlamında kendilerini bir tehdidin beklediği hissine sahipler" dedi. Yalçınkaya, bundan sonra Alevi takiyeciliği başlayacağı, insanların sağda solda "ben aleviyim" diyemeyecekleri tehlikesine işaret etti. AKP'nin İstanbul Tophanede'ki galeri saldırısına yönelik açıklamalarını da AKP'nin muhafazakarlaşma eğilimi olarak değerlendiren Yalçınkaya, saldırı sonrasında devlet yetkililerinin ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın olayı cesaretlendirici söylemlerde bulunduklarını ifade etti. Ergenekon soruşturmalarının bile Alevilerle ilişkilendirilmeye başlandığını hatırlatan Yalçınkaya, "Alevi örgütleri de tehdit altındalar her an Ergenekonla bitiştirilebileceklerini biliyorlar. Aleviler şu anda sessiz bir bekleyiş içinde. Korkutucu bir sessizlik. Bu sessizliği kendisini demokratik alevi hareketi diye gösteren örgütlenmeler hareketlendiremez. Aksine onlar bu sessiz kitlenin rüzgarına takılmaya meyyal görünüyorlar" dedi.
'Aleviler zorunlu din dersini boykot etmeliydi'
Alevilerin en büyük sorunları arasında yere alan zorunlu din dersinin kaldırılmasının da bu tabloda mümkün olmadığına dikkat çeken Yalçınkaya, Alevilerin 30 yıldır dert yandıkları bu konu için hala düşünme aşamasında olduklarını vurguladı. Alevilerin zorunlu din dersinin kaldırılması için boykot kararı almayı düşündüklerini belirten Yalçınkaya, "Hala düşünme aşamasında olmaları Alevi örgütlerinin ne kadar atıl ve gündelik politikanın rüzgarıyla hareket ettiğini, bir stratejiye sahip olmadıklarını gösteriyor. Bir din dersi politikası yok. Aleviler 30 yıldır din dersinden çekiyor. Hala biz de düşünebiliriz diyorlar. Düşünebiliriz dedikten sonra anlamı yok" diye konuştu.
Habercek.com - DİHA - 27 Eylül 2010
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.