Altan: Kasırga ekiyorlar, siklon biçecekler
Akademisyen ve yazar Mehmet Altan, Zaman gazetesine kayyım atanmasına ilişkin “muhalif gazetelere zorbalıkla el koyma, çalışanlarına ve okurlarına gaz...
Akademisyen ve yazar Mehmet Altan, Zaman gazetesine kayyım atanmasına ilişkin “muhalif gazetelere zorbalıkla el koyma, çalışanlarına ve okurlarına gaz sıkma çıldırmışlığı dünyayı bir kez daha hayrete düşürmüştü” ifadelerini kullandı.
17 25 Aralık’tan sonra ‘sivil darbe’nin duvara çarpacağını ifade eden Altan,”‘lümpenler cumhuriyeti‘ kurmak, iktidardakilerin hırsızlıklarını ‘olağanlaştırmak‘, bu işi becerebileceklerini düşünenlerin sandığı kadar kolay değil” dedi.
Mehmet Altan’ın Özgür Düşünce’de yayınlanan “Sona doğru” başlıklı yazısı şu şekilde:
Dün sabah bütün dünya televizyonları Zaman Gazetesi'ne yönelik barbarlığın görüntülerini haberler eşliğinde verip duruyordu.
Belli ki muhalif gazetelere zorbalıkla el koyma, çalışanlarına ve okurlarına gaz sıkma çıldırmışlığı dünyayı bir kez daha hayrete düşürmüştü…
Üstelik Kayseri'nin medarı iftiharı Boydak'lara yapılan zulüm henüz dünya medyasına yansımamıştı…
17-25 Aralık'ta hırsızlığın ortaya çıkmasından sonra gerçekleştirilen ‘sivil darbe', freni kopmuş bir şekilde duvara çarpmaya doğru hızla yol alıyor…
***
Dün dünya medyasında Zaman'a yapılan gasp eylemiyle başlayan haberler, Brezilya'da ‘efsanevi' gibi sıfatlarla anılan eski Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva'nın devletin petrol şirketi Petrobras'la ilgili yolsuzluk skandalı kapsamında gözaltına alındığıyla devam ediyordu.
Devlet dediğin hukuksal organizma her yerde işlevini yerine getirecek, Türkiye'de ise beylerin keyfi olsun diye intihar edecek?
Olası mı?
Suç işlemiş olmaktan kurtulmak için ülkeyi kan revan içinde bırakarak daha fazla suç işlemeye devam etmenin çıkışı olabilir mi?
Baskıyla, zorbalıkla, korkutarak, aç, işsiz bırakmakla tehdit etsen de bu mümkün değil…
***
Seksen milyon insanı, donanımı çok yetersiz, bilgisi fazlasıyla kıt, çalma çırpma iştahı çok açık, kişisel ikbal için yapabileceklerinin kutsalı ve sınırı kalmamış, şiddet eğilimli bir lümpene çevirme hayali, ‘tek tipleştirme' operasyonu belli ki ürkütücü bir sonla bitecek.
Yedi yüz yıllık geçmişi olan seksen milyonluk koca bir ülkeyi lümpenleştirmek, bir ‘lümpenler cumhuriyeti' kurmak, iktidardakilerin hırsızlıklarını ‘olağanlaştırmak', bu işi becerebileceklerini düşünenlerin sandığı kadar kolay değil.
***
Kendini mahkemeler yerine koyarak hem iddianame oluşturmak, hem karar belirlemek, Anayasa Mahkeme'sinden daha doğru olduğunu iddia etmek, konuk gittiğin ülkenin Başkanlık konutunu beğenmeyip düzeltmeye kalkmak, ayran içmedikleri için içki içenlerin çok yaşamadığını saygısızca ve fütursuzca seslendirmek, aldıkları kararlar konusunda dünya futbol kurumlarına akıl vermek, faiz konusunda gülünç tezleri dayatmaya kalkmak, siyasal sistemler uydurmak ve bu garabetlerin her birini herkesin topluca hayranlıkla tekrarlayıp alkışlamasını istemek ve bunu yapmayanları da imha edilmesi gereken bir düşman sanmak nasıl bir ruh halidir?
Anayasayı çiğneyebileceğini, anayasal suçları işleme hakkına sahip olduğunu, anayasal sistemi zorla değiştirebileceğini düşünen zihniyet, bu ağır suçların sonunu da düşünebiliyor mu acaba?
***
Ben tüm askeri darbeleri gördüm, yaşadım, şimdi de ilk kez bir sivil darbeye şahit oluyorum.
Ama havanın dönmekte olduğunu da görüyorum.
Bunlar kasırga ekiyorlar, siklon biçecekler…
Aynen uyguladıkları yöntemlerle karşı karşıya kalmaları, tek kişilik çakma mahkemelerle perişan edilmeleri, yaptıkları zulmün fazlasıyla kendilerine iadesi de muhtemel.
Dilerim bu hukuksuzluklar ‘hukuk içinde' halledilir.
Ne Türkiye, ne dünya sistemi tek kişilik, kakafonik, şuursuz bir siyasi obezliği kaldıramaz…
Yaşayan görecek…
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.