Ali KAİM : Bu Ne Çelişki

Ali KAİM : Bu Ne Çelişki

Ali KAİM : Bu Ne Çelişki 2008 Hacı Bektaş Veli yi Anma Etkinlikleri doğrusuyla, yanlışıyla  uzun süre tartışılacağa benzer ilk günkü...

A+A-

Ali KAİM : Bu Ne Çelişki Ali KAİM : Bu Ne Çelişki

2008 Hacı Bektaş Veli yi Anma Etkinlikleri doğrusuyla, yanlışıyla  uzun süre tartışılacağa benzer ilk günkü gazete haberleri bunu açıkça ortaya koyuyor. Bir sürü yalan yanlış haber yorum eleştiri…

Bu arada gerçekleri yazan gazetecilerde yok değil. Örneğin Cumhuriyet Gazetesinin yazarı Sayın Miyase İlknur, nihayet aksak, eksikte olsa gerçekleri gördü ve yazdı.(17.08.200)

Miyase Hanım gerçekleri yazdı ama Cumhuriyet gazetesinin aynı sayısında üstelik aynı sayfasında yazılan haberlerin gerçekle uzaktan yakından alakası yok.

Miyase Hanım Sayın Seyfi Oktay'ın Cumhurbaşkanının korumalarının ve sunucunun bitmek bilmeyen tacizleri sonucunda konuşma olanağım kalmadı diyerek kürsüyü terk ettiğini yazıyor. Muhabir Selahattin Şahin, Seyfi Oktay'ın 100 kişilik bir grubun protestoları sonucu kürsüden indiğini yazıyor.

Cumhuriyet gazetesi bu çelişkiyi zaman geçirmeden düzeltmelidir.

Doğru olan Miyase İlknur'un yazdıklarıdır. Seyfi Oktay herkesin gözü önünde kürsüden inmeye zorlanmıştır. YOL TV nin canlı görüntüleri ortadadır.

Siz kürsüyü teslim ederseniz  o insanlarda  orayı istediği gibi yönlendirirler. Konuşmasını beğenmedikleri yada neler söyleyeceğini tahmin ettikleri kişileri zorla kürsüden indirirler.

Bilinen anlayışın kendisine demokrat olduğunu unutmamak gerekirdi.

Sayın İlknur'un yazısının; Seyfi Oktay'la ilgili olan bölümü doğru ama, protestocu grubun çevik kuvvet tarafından alandan çıkarılması sonucu Gül'ün konuşması için gereken ortam sağlanmıştır şeklin de verdiği bilgi tamamen gerçek dışıdır. Çünkü protestocu grup alanı kendiliğinden terk ederek çok anlamlı bir başka protesto şeklini ortaya koymuştur. Üstelik alanı terk edenler sadece söz edilen grup değil,  Kayserililerin dışında kalan halktır.

Çevik kuvvetin protestocuları alandan çıkarma  gücü olsaydı grubu alana sokmazdı.

Grup yoldan geçen halkın katılımı ile önünde defalarca kurulan barikatları aşarak alana girmiştir.

Herkes protestocu bir gruptan söz ediyor. Oysa oradaki protestocular  bir grup değildi orada bulunan halkın hemen tamamıydı.( Kayseri den ve çevre illerden gelen insanlar dışında)

Dinleyicilerden kaç kişi Kültür Bakanının konuşmalarını duyabildi. 100 kişilik bir grubun sesi bu kadar etkili olabilir miydi?

Kendiliğinden gelişmeyen bir hareketi ne kadar zorlarsanız zorlayınız bir yere kadar başarılı olursunuz. Alandaki tepkiler kendiliğinden oluşmuş duyguların sonucuydu. Sadece bir etkileşim gerekliydi onu da o grup sağlamıştır. Grup sadece halkın duygularına öncülük etmiştir.

Protestonun bu kadar etkili olmasını tetikleyen olay Cumhurbaşkanlığı protokol ekibinin kürsüye el koyması olmuştur. Bu olay anma etkinlikleri tarihinde ilk defa gerçekleştiği için halk kendi kendine "neler oluyor?" sorusunu sormuştur. Bunun sonucunda bu tepkiler ortaya çıkmıştır.  Alevi Bektaşi toplumunda oluşan yılların kandırılmışlık duygusu ve Ertuğrul Günay'ın durumu da haklı tepkileri tetiklemiştir.

Peki bu halk her zaman ve her koşulda aynı tepkileri göstermeye devam eder mi?  diye bir soru soracak olursak buna nasıl bir yanıt veririz. Herkesin yanıtı farklı farklı olacaktır.

Bana soracak olursanız, siyasi iktidarlar devletin en üst düzey yetkilileri ne zaman halkın haklı taleplerine olumlu yaklaşırlar bu yolda somut adımlar atarak samimiyetlerini ortaya koyarlarsa bu tepkiler o zaman sona erer.

Şekli nasıl olursa olsun mücadele etmeden gerçekleri gözlerine sokmadan kimse kimseye  hele egemenler halka hiçbir hak vermezler.

Hak verilmez alınır.

Ali Kaim
Sulucakarahöyük Gazetesi
HACIBEKTAŞ - 19 Ağustos 2008

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.