Alevilikte Düşkünlük
Düşkünlük kurumu geçmişte çeşitli nedenlerle ortaya çıkan suçların değerlendirmesini yaparak toplumsal düzenin sağlanmasında önemli bir rolü üstlenmekteydi....
>Düşkünlük kurumu geçmişte çeşitli nedenlerle ortaya çıkan suçların değerlendirmesini yaparak toplumsal düzenin sağlanmasında önemli bir rolü üstlenmekteydi. Alevi toplumsal yaşamında “razılık” konusu büyük önem taşımakta olup, Aleviliğin temel ibadeti olan Cem ibadeti katılanlar birbirinden razı olmadan başlamaz, önce razılık alınırdı.
Birbirleriyle konuşmayan, dargın olanlar Dedenin huzurunda mutlaka barıştırılır, barışmayanlara çeşitli yaptırımlar uygulanırdı. Düşkün olan kişiler toplum tarafından dışlanır, hatta sürgün bile edilirlerdi.
Halk Mahkemesi olarak da nitelendirilen Düşkünlük Meydanı başka bir deyişle yargılama süreci kısaca şu şekilde işler:
A- Haksızlığa uğrayan ve/veya buna şahit olanlar ve hatta vicdan azabı duyan suçlu kişi Dede’ye bu konuyu iletir. Bu konunun Dede’ye intikali, Cem sırasında olabileceği gibi Cem dışındaki bir ortamda da olabilir.
Düşkün kişi Talip veya Dede olabilir. Tek farkla ki Dede’yi onun bağlı olduğu Dede yani Piri veya Pir’inin de bulunduğu Dedelerden oluşan bir grup Dede yargılar.
Düşkün ilan edilen Dede posta oturamaz, başka bir deyişle Dedelikten men edilir.
B- Dede bu duyum üzerine konuyu Cem esnasında gündeme getirebilir veya konu yine olayın tarafları veya şahitlerince Cem meydanına getirilebilir. Meselenin Cem’e getirilmeksizin karşılıklı razılıkla çözüldüğü durumlar da mevcuttur. Ancak genel kural, sorunun Cem’de çözülmesi şeklinde olmaktadır.
C- Cem sırasında konunun tarafları dinlenir. Dede, Cem Erenleri olarak anılan Cem’in özellikle dede soylu yaşlılarının ve hatta cemaatin de görüşüne başvurmak suretiyle, karar verir. Eğer Dede cemaate sorunla ilgili danışırsa talipler “Dilli başlı mıyım Erenler?” diyerek söz isterler ve Dede’nin oluruyla görüşlerini ifade ederler.
D- Topluluk huzurunda Dede’nin açıkladığı karar kesindir. Nadir hallerde Dede karar vermekten kaçınarak konuyu Pîrine havale edebilir. Yine istisnai durumlarda düşkün, Anadolu’daki Alevilerin Düşkün Ocağı olan ve Erzincan’ın Ocak Köyü’nde bulunan Hıdır Abdal Ocağı’na veya Hacıbektaş İlçesinde bulunan Çelebilere yollanırlar.
Suçlanan kişi veya kişiler cezalandırılabileceği gibi affedilebilirler de. Verilen cezalar maddi veya manevi olabilirler.
E- Bazı hallerde sitemi kesilen (cezalandırılan) kişinin verilen karara uymadığı yani maddi-manevi cezasını yerine getirmemesi nedeniyle konu yeniden Dede’ye getirilebilir veya yukarıda belirtildiği gibi, iki üst makama yollanabilir.
Cezanın ağırlığına göre düşkünlük cezası toplumdan dışlanmaya kadar varabilir. Toplumdan dışlanan kişiyle ailesi dahil herkes ilişkiyi keser, Cem ve cemaatlere alınmaz. Kurban kesemez, kurban lokması yiyemez. Bazı bölgelerde bu toplumdan dışlanmışlık yıllar sürer. Ancak Dede’nin huzurunda toplanan cemaat affedilmeyi sağlayabilir.
Düşkünlük bir Alevi için çok büyük bir küçümsenme ve dışlanmayı beraberinde getirir. Düşkün’e ailesi dahi sahip çıkamaz; düşkünün musahibi de manevi açıdan topluluk önünde sıkıntılı durumdadır, çünkü onun yol kardeşi artık içinde yaşadığı toplumun dışladığı bir kişi olmuştur.
Kişinin işlediği “Yol”a aykırı her fiilin ayrı cezası veya karşılığı vardır. Düşkünlerin aldıkları bu cezalara Aleviler’de “sitem” de denilir.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.