Hüseyin Mat 12 Aralık 2019 günü bir açıklama yaparak ''Alisiz Alevilik'' diye etiketlenen duruşu ve Alevilik tanımlamasını ''safsata'' olarak tanımladı. 
Aynı Hüseyin Mat'ın bundan tam 1 yıl öncesine dek Avusturya mahkemelerine açtırdıkları davada Aleviliğin İslami çerçevede tanımlanamayacağına itiraz edip bu uğurda mobilize ettiği insanların giderlerinide katarak 500 bin Euroya yakın bir harcama yapılmasına vesile olduğu biliniyor.
Aleviliği bugün İslami eksende gören ve tanımlayan bir kafa yapısının bunun tersini ispat etmek için bundan tam 1 yıl evvel Avusturya Mahkemelerine, Avusturyalı avukatlara, Avusturya uçak şirketlerine, Avusturya Benzin istasyonlarına, Avusturya otoban terminallerine neden yarım milyon Euro harcattığını sorgulamak gerekmez mi!?

Hüseyin Mat açıklamasından alıntı:

Hüseyin Mat'ın aynı açıklamasında aşağıdaki satırlarda tutarsızlığın boyutunu birkez daha gözler önüne sermektedir.

Kendileride bizzat Avusturyadaki İslami yapılanmalara ayrılan benzeri bir ödenekten Almanyada faydalanırken aynı yolu seçen Avusturyadaki ''İslamcı Aleviler'' dedikleri yapılanmayı hangi etik kural ve omurgayla mahkum etmeye çalışıyor olmaları ilginç ötesi bir durum olarak sırıtmaktadır.

Kendisi ''belli başlı büyük yapılanma diyerek kendi kurumunu temize çekmeye çalışsada burada listelenen tüm kurumlar tümü İslami yapılanmaların isimleridir.
Alıntı:

'Almanya‘da önemli proje faaliyetleri gerçekleştiren belli başlı büyük yapılanma ve İslami kuruluşların adları şöyle:
​
· Ahmadiyya Muslim Jamaat (AMJ),​
· Islamische Gemeinschaft der Bosniaken in Deutschland – Zentralrat e. V.
· Islamrat für die Bundesrepublik Deutschland e. V. (IRD),​
· DITIB – Diyanet İşleri Türk İslam Birliği
· Verband der IslamischenKulturzentren (VIKZ),
· Zentralrat der Marokkaner in Deutschland e. V. (ZMaD, auch ZRMD),
· Zentralrat der Muslime in Deutschland (ZMD))
· Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu
· TGD – Almanya Türk Toplumu''

....

Hüseyin Mat'ın yukarıda alıntıladığımız açıklamayı yaptığı günün bir gün öncesi Alevi Haber gündemine düşen şu haber oldukça ilginçti:

Avusturya ABF Genel Başkanı Özgür Turak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıdıkları davaya ilişkın yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

”AABF olarak Avusturya devletine karşı yürüttüğümüz “Aleviliğin Kendine Özgü Bir İnanç” olduğuna dair davamızı bugün itibari ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi‘ne taşıdık.”

diyordu.

Birgün sonra 'Alisiz Alevilik' diyede tanımlayabileceğimiz anlayışı GENEL BAŞKAN sıfatıyla reddeden Hüseyin Mat'ın başında bulunduğu kuruma bağlı bir Federasyon olan Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu yine onbinlerce euro para harcayarak Avrupa İnsan hakları mahkemesine taşıyordu.
Neresinden baksak tutarsızlık olan bu durumu nasıl anlamalıyız?

Burada şu soruları sorma ihtiyacı duyuyoruz:

- 1 yıl önce Avusturyada görülen iki mahkeme için harcanılan yüzbinlerce euro ne amaçla harcandı?

- Avusturyada 'İslamcı Aleviler' diye etiketlediğiniz yapılanmayla aynı noktada duruken bu kişi ve kurumları neden hedef aldınız, hedef gösterdiniz?

- Aleviliğin kendine özgü bir inanç olmadığını düşünüyorsanız neden 'İslamcı Aleviler' dediğiniz yapılanmayla mahkemelik oldunuz?

- Neden bu yapılanmaya dahil olmak yerine İslami yapılanmalara ayrılan ödenekten (pastadan) hak talebinde bulundunuz?

- Avrupa İnsan Hakları mahkemesine sunduğunuz "Alevilik inanç Tüzüğü"nü Alevi kamuoyu ile neden paylaşmıyorsunuz?

- Avrupa İnsan Hakları mahkemesine sunduğunuz ''Alevilik İnanç Tüzüğü'' Aleviliği islama dayandıran bir çerçeveye sahip olmadığı biliniyorken AABK Genel Başkanı Hüseyin Mat neden bu duruşu ve Alevilik tanımlamasını ''safsata'' olarak adlandırabiliyor?

- Bünyenizdeki Dedeler Kurulu ile 'İslamcı Aleviler' diye tanımladığınız Avusturyadaki diğer yapılanmanın Alevilik tanımlaması arasında ne gibi farklılıklar sözkonusudur?

- 2019 yılı başlarında istifa ederek görevinden ayrılan Avusturya Alevi Birlikleri Eşbaşkanı Zeynem Arslan'ı hedef alanlara karşı neden bir destek açıklaması yapma zahmetine girmediniz?
Konu şu an karşısında durduğunuzu iddia ettiğiniz yapılanmayla aynı söylemi geliştiren kutsadığınız bazı Dede kılıklılar olduğunda açıklama ve kınama yazısı yayınlamak için sıraya girmiş olmanız duyarlı Alevi komuoyunun ve bizlerin dikkatinden kaçmadığını bilmenizi isteriz.

- ''Gri pasaportlu Dedeler'' diye teşhir edip, hedef gösterdiğiniz kişilerin Alevilik tanımlamarı ile kurumunuzda çalışma yürüten Dedeler Kurulu Başkanı Müslim Kaya ve diğer bazı dedeleriniz arasında duruş ve söylem bazında farklılıklar varmıdır, varsa bu farklılıklar nelerdir?

- Son olarak

Avusturyadaki ''İslamcı Aleviler'' diye tanımladığınız kişi ve kurumlarla yaşadığınız kopma sürecinde negatif bazda ciddi bir rolü olduğunu iddia ettiğiniz ve ilgili şahıs hakkında yatay şekilde dillendirdiğiniz çok ciddi itham ve iddialarda bulunduğunuz M. Mercan isimli şahsı yukarıdaki son bir açıklamasında Mehmet Ali Çankaya temize çıkarır bir söylem geliştirme ihtiyacını neden duymuştur?

- Alevi kamuoyuna ve yukarıda ismi geçen şahısa (M. Mercan) karşı bir özeleştiri vermeyi düşünüyormusunuz?

Sonuç olarak;
Cevaplayamayacağınızı düşündüğümüz ve daha da çoğaltılabileceğimiz bazı sorular sorduk, cevap hakkınızı kullanmayacağınızı düşünüyor olsakta sormak hakkımız, takdir Alevi kamuoyunundur.

Alevi Haber