Alevilik, çarşaf... Siyaset normalleşiyor mu?

ORAL ÇALIŞLAR / RADİKAL

AKP’nin Alevilik konusunda yeni açılımlar amacıyla girişimleri başlatması bir yeni durum. CHP’nin çarşaflı kadınlara parti rozeti takması da iyice yeni bir durum. Bu adımları değişik çevrelerde yerel seçimlere hazırlık olarak yorumlayanların sayısı da oldukça fazla. Bu yorumlara göre partiler seçimlerde başarı kazanabilmek için değişik toplum kesimlerine ‘normalleşme’ mesajları veriyorlar.

Neden ‘normalleşme’ diye sorabilirsiniz. Bu konuda da bir yorumu sizlerle paylaşmak istiyorum. 22 Temmuz 2007 genel seçimleri normal bir ortam içinde yapılmadı. Cumhuriyet mitingleriyle birlikte Genelkurmay’ın 27 Nisan muhtırası, seçimlerin serbest iradeyle yapılacağı konusunda ciddi kaygılar yaratmıştı.

Bazı kesimler, siyasetin normal yolları dışındaki yollardan medet ummuşlardı. Askerin bildiri yayımlaması, Anayasa Mahkemesi’nin hukuk ötesi ‘Cumhurbaşkanı seçilebilmesi için her koşulda Meclis’te 367 üyenin bulunması’ koşulunu getirmesi demokratik bir süreç açısından bir anormalliği yansıtıyordu.

22 Temmuz seçimleri bu nedenle normal bir seçim değildi. Siyasetçiler de normal bir ruh hali içinde değillerdi. Seçmenin tercihleri dışında yollar arayanların oldukça çok olduğu bir dönemden geçmiştik.

Çarşaflı kadınlar da, türbanlı genç kızlar da, başörtülüler de bu ülkenin insanları. Birçoğumuzun annesi, halası, teyzesi, komşusu onlar. Ne yazık ki gerginliğe dayalı kamplaşmanın son dönemde en çok acısını onlar çektiler. Onlara rağmen, onlar üzerinden siyasetler üretildi.

Deniz Baykal’ın çarşaflı kadınlara rozet takması bir siyaset arayışıdır. Olumlu ve Türkiye’nin normalleşmesi yönünde bir siyaset arayışıdır. CHP artık gözünü, demokrasi dışı güçler yerine seçmene dikmiş olduğu mesajını veriyor. İyi de ediyor. Gerçek ve tek seçimin halkın iradesi olduğu gerçeğinin kabulü aslında, siyasetin normalleşmesinin kabulüdür.

***

AKP’nin de Alevilik konusundaki tutumunu irdeleyince aynı sonuçları çıkarabiliriz. Aleviler, bu toplumun önemli bir parçası. Yüz yıllarca, toplumun çoğunluğu ve devlet tarafından dışlanmışlar, ezilmişler, baskı altına alınmışlar ve görmezden gelinmişlerdi.

Kimliklerini gizlemek zorunda kalmışlardı.

Hala da bu konudaki engelleri aşabilmiş, dertlerini çözebilmiş değiller.

AKP, kurucularının ve yöneticilerinin çoğunluğu İslamcı gelenekten gelen bir parti. İslamcı gelenekten, yani Sünni gelenekten. Sünni geleneğin kuralları içinde Alevilik yoktur. Varsa da oldukça uzak ve istenmeyen bir yerdedir. Onların kestikleri yenmez, kızlarıyla ve oğullarıyla evlenilmez bir topluluk olarak tanımlanırdı.

AKP gibi bir partinin egemen olduğu hükümetin Alevilik sorununa çözüm araması iyidir. Çözüm için belki de en uygun adrestir. AKP bu konuda adım attıktan sonra diğer siyasi partilerin itirazlarının çok güçlü olması mümkün değildir.

Alevilik sorununun çözümü de aslında bu ülkede siyasetin normalleşmesi yönünde bir adım olarak görülmelidir. Siyasi partiler artık gözlerini seçmenlere dikiyorlar ve onların gözüne girmek istiyorlar diye kabul edebiliriz bu gelişmeyi.

‘Velev ki siyasi amaçlarla’ yapmış olsalar bile bu adımlar yararlı adımlar. Tabii burada o kesimlerden oy almanın ötesinde bir durumdan söz edebiliriz. Çünkü siyaseti normalleştiren, siyaseti kendi gerçek alanına çeken ve seçmenin desteğini arayan anlayış belli ki geniş kitlelerin de desteğini alacaktır.

Gerginlik üzerine siyaset yapan partiler zaman içinde gerginlik değil çözüm üretmeye yöneliyorlarsa bu seçmenin gücünün arttığını gösterir. Demokratikleşme yönündeki gelişmeyi gösterir.

Bu normalleşme girişimlerinin giderek başka alanlara da yayılması mümkündür. Örneğin Kürt sorunu. Ne yazık ki bu sorun şu anda siyasetçilerin elinde ‘milliyetçi oyları kazanma’ kartı olarak kötüye kullanılıyor. Ancak bu tabii Kürt sorunu gerçeğini ortadan kaldırmadığı gibi bu alandaki siyaseti de normalleştirmiyor.

Çarşaflı kadınlar konusunda CHP’nin atağı, Alevilik konusunda AKP’nin atağı desteklenecek olumlu ataklar. Bu konular siyaset üstü bir anlayışla ele alınabilseydi zaten sorun olmayacaklardı.

Umarız bu adımların gerisi gelir...

Türkiye’nin ihtiyacı olan bu...

ORAL ÇALIŞLAR

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy1233 = 'oralcalislar' + '@';

addy1233 = addy1233 + 'gmail' + '.' + 'com';

var addy_text1233 = 'oralcalislar' + '@' + 'gmail' + '.' + 'com';

( '' );

1233 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->

RADİKAL - 28 Kasım 2008