Alevilerin kimliği değil hakları tartışılmalı

AKP Hükümeti’nin, “Alevi Açılımı” çerçevesinde ilkini 3 Haziran’da Ankara’da düzenlediği Alevi Çalıştayı’nın ikincisi dün yapıldı. İstanbul Ceylan Intercontinantal Otel’de düzenlenen çalıştaya, hükümet adına yine Devlet Bakanı Faruk Çelik katıldı. Çalıştayın ikincisi akademisyenlerle yapıldı. Çeşitli üniversitelerde Aleviler üzerine çalışma yapmış 32 akademisyenin katıldığı ve yaklaşık 7 saat süren toplantı, basına kapalı gerçekleştirildi.

Çalıştaya ağırlıklı olarak “muhafazakar” akademisyenlerin katıldığı eleştirisi yapılırken, aynı zamanda Zaman Gazetesi Yazarı da olan Prof. Dr. Mümtazer Türköne’nin, “Alevilerin darbecilere yakın olduğu” açıklamasının tartışma yarattığı, Türköne’nin tepkiler üzerine “yanlış anlaşıldığını” söylediği öğrenildi. Gazetemize konuşan öğretim üyeleri, “Alevi kimliği” üzerine tartışmaları eleştirirken, sorunun “insan hakları” temelinde tartışılması gerektiğine dikkat çektiler.

BAKANDAN ELEŞTİRİSİZ AÇILIŞ

2. Alevi Çalıştayı, Devlet Bakanı Faruk Çelik’in konuşması ile başladı. İlk çalıştayda Alevi örgütlerini eleştiren Çelik’in, “Hamın pişmesine katkı sağlamayanlar, pişmişi ham etmekten geri durmamışlardır. Tüm bunlar, Alevi topluluğumuzun bazı kesimlerinde kendini ötekileştirme ve mahrumiyet psikolojisiyle bütünleşme gibi olumsuzluklara yol açmıştır” sözleri tepki görmüştü. Çelik, dünkü konuşmasında ise kimseyi eleştirmedi. Alevilerin sorunlarını “önceki idarelere” bağlayan Çelik, “Devlet herhangi bir dini, mezhebi, düşünceyi ya da ideolojiyi vatandaşlarına dayatmadığı gibi, her türlü inanç sahibine de eşit uzaklıkta olmalıdır” dedi.

Gazetemize konuşan Bakan Faruk Çelik, ilk çalıştayın sonunda hükümetin yaklaşımına karşı önyargıların kırıldığını savundu. Çelik, bu çalıştayın ardından siyasilerle ve yazarlarla görüşmeyi planladıklarını da belirterek, şunları söyledi: “Birinci çalıştaya başlarken herkes önyargılarla o toplantıya katılmıştı. Düşünülüyordu ki; hükümet temsilcileri bizler, halk tabiri ile bir bir ‘gaz alma’ tarzında bir çalıştay yapılıyor diye bir bakış açısı vardı. Fakat çalıştayın devam ettiği iki gün boyunca bizim samimiyetimiz, hükümetin bu olayın çözümü ile ilgili kararlığını ve samimiyetini birçok arkadaşımız görme imkanı buldu. Çalıştay bittiği zaman çok daha iyimser bir şekilde arkadaşlarımız oradan ayrıldılar. Dostluk içerisinde, barış içerisinde ayrıldılar. Bundan sonra belki siyasilerle, devlette görev almış deneyimli gerek Alevi gerek Alevilikle ilgisi olan siyasetçilerle, yazarlarla bir araya geleceğiz.”

MUHAFAZAKAR AKADEMİSYENLER

Gazetemize konuşan bazı akademisyenler, toplantıdan bir uzlaşma çıkmadığını, “muhafazakar akademisyenlerin” ağırlıkta olduğunu ve tartışmaların “Aleviler kimdir?” noktasında takıldığını söylediler. Akademisyenler, kimlik tespitinden çok Alevilerin insan hak ve hürriyetleri çerçevesindeki taleplerinin konuşulmasını gerektiğini belirttiler.

(İstanbul/EVRENSEL) - 09 Temmuz 2009