Alevilerin eşit yurttaşlık talebi 2019’da da görmezden gelindi
Alevilerin 2019 yılında da hakları gasp edildi, talepleri yerine getirilmedi. Alevi toplumunun demokrasi, eşit yurttaşlık, inanç özgürlüğü talebi, AKP iktidarı tarafından görmezden gelindi. Tüm
Bütün toplumlar geride bıraktıkları zamanın muhasebesini yapıp çıkardıkları sonuçlar üzerinden geleceklerini planlarlar.2019 yılını geride bırakıyoruz. 2019 yılının panoramasını en genel hatlarıyla çıkardığımızda geçen yılları aratmayan baskılar bu yıl da artarak devam etti.Alevi toplumunun demokrasi talebi, eşit yurttaşlık, inanç özgürlüğü talebi, anadilde inanç ve eğitim özgürlüğü, zorunlu din derslerinin kaldırılması, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kapatılması, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi, inanç merkezleri ve kutsal mekanlarına dokunulmaması gibi temel talepleri bu yıl da karşılık bulmadı. Tam tersine bütün bu alanlarda gerilemeye tanık oldu.Alevilerin evlerinin işaretlenmesi, asimilasyon politikaları, nefret söylemleri, doğa ve inancın tahrip edilmesi, yasaklar, gözaltı ve tutuklamalarla gerçekleşen hak ihlalleri yine gündemden düşmedi. Cezaevlerindeki Alevilerin inançlarını yaşama talepleri karşılık bulmazken baskı ve ötekileştirme açıktan görünür hale geldi.
AİHM’İN ALEVİLERE İLİŞKİN KARARLARI BU YIL DA UYGULANMADIAlevilerin zorunlu din derslerinin kaldırılması ve cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi konusundaki başvurusunu AİHM 2014 yılında haklı bularak cami, kilise ve sinagogların yararlandığı hakların cemevleri için de geçerli olduğuna hükmederek Türkiye’nin suçlu olduğunu ifade etmişti.Kararın uygulanmaması üzerine Avrupa Konseyi, Türkiye’ye 2020 Haziran ayına kadar bu sorunların nasıl çözüleceği konusunda kapsamlı bir eylem planının hazırlaması ve bunun bir takvime bağlanması için mühlet verdi.Türkiye’nin birçok ilinde Alevi toplumu ve örgütleri zorunlu din derslerine karşı 2018-2019 Eğitim-Öğretim yılının ilk gününde İstanbul’da İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaparak ırkçı ve gerici eğitim sistemini protesto etti.
KARS’TA ALEVİ KÖYÜNE CAMİİ YAPTIRMA ISRARIKars’ın Sarıkamış İlçesi’nde Alevilerin yaşadığı Aşağı Sallıpınar Köyüne cami yaptırma ısrarı köylülerin ve Alevi toplumunun büyük tepkisiyle karşılandı.Sarıkamış İlçesi’ne bağlı Aşağı Sallıpınar Köyü’nde yapılan cami inşaatının cemevine dönüşmesi için Alevi Dernekler Federasyonu’nun verdiği dilekçeye Kars Valiliği tarafından “İl Müftülüğü’nün gönderdiği dilekçede köy muhtarı, ihtiyar heyeti ve köy halkının talebi doğrultusunda cami olarak planlandığı” cevabı verildi.
SULTANGAZİ CEMEVİ DAVASI BİTMEK BİLMİYORAlevilerin imece usulüyle yaptıkları Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi 2012 yılından bu yana imara aykırı diye mahkemelik. Açılan dava kapsamında cemevine toplam 198 bin TL para cezası verildi. Yıllardır bu dava nedeniyle mahkeme kapısını aşındıran cemevi yöneticileri ve Alevi yurttaşların adalet talebi bu yıl da mahkeme salonlarında ve çeşitli zeminlerde yankılandı. Konuyla ilgili Cemevi Başkanı Zeynal Odabaş’a açılan dava ise 3 Mart 2020’ye ertelendi.
CEMEVLERİNİN ELEKTİRİKLERİ BU YIL DA KESİLDİAKP iktidarı 2019 yılında da AİHM kararlarını uygulamak yerine oyalayıcı kimi yöntemler devreye koydu. İlgili kurumlar tarafından açıklanan müfredatta, cemevleri ibadethane olarak kabul görmek yerine ‘cem erkanının yapıldığı yer’ ve ‘yol, adap ve erkan yeri’ olarak tanımlandı.-Kendi kararlarına bile uymayan AKP Hükümeti İstanbul Ataşehir İçerenköy’de bulunan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Kadıköy Şubesi ve cemevinin elektriğini kesti. “Elektrik borcunuz var” denilerek cemevi icraya verildi.
-Malatya Akçadağ ilçesine bağlı Ören Mahallesi’nde bulunan ve Aleviler için kutsal sayılan Terzi Koca Horasan Erenleri Dergahı’nın, elektrikleri aynı gerekçelerle TEDAŞ tarafından kesildi.
-İstanbulda bulunan Erenler Eğitim ve Kültür Vakfı’nın elektrik faturalarının devlet tarafından ödenmesi için 2015 yılında açılan dava 10 Aralık 2018 tarihinde sonuçlandı. Danıştay 13. Dairesi’nin verdiği karara göre Erenler Cemevi’nin elektrik giderleri devlet tarafından ödenecek. Bu karara rağmen Erenler Cemevi’nin elektriği BEDAŞ tarafından kesildi ve bu uygulamadan geri dönülmedi.
KOYUNBABA TÜRBESİ HALA CAMİ OLARAK KULLANILIYOR-Çorum’un Osmancık ilçesinde bulunan ve Alevi toplumun cemlerini yapıp ibadet ettikleri Koyunbaba Türbesi’ne geçmiş yıllarda müftülük tarafından imam atanarak türbe camiye dönüştürülmüştü. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Çorum Şubesi, türbenin gerçek sahiplerinin Aleviler olduğunu belirterek, 2013, 2014 ve 2015 yılları içerisinde kendileri için kutsal olan Koyunbaba Türbesinin vakıfa devredilmesi için ilgili birimlere başvurularda bulunmuştu.Alevi toplumunun büyük tepkisine rağmen türbe ve dergah mescit olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor. Koyunbaba Dergahının gerçek sahibi olan bölgedeki Alevilere kutsal olan ibadet merkezlerini geri almak için bu yıl bir adım daha atarak Koyunbaba Kültür Derneği’ni kurdu.
SARIYER AYAZAĞA CEMEVİNİN KAPISINA EZAN HOPERLÖRÜ-İstanbul Sarıyer’de Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Sarıyer Şubesi Ayazağa Cemevi’nin ve mahalledeki Alevi yurttaşların evlerinin önüne yerleştirilen korsan hoparlörlerle yüksek sesle ezan dinlettirilmesi kayıtlara geçti. Bu durumla ilgili rahatsızlıklarını dile getirmek amacıyla yetkili mercilerle görüşen cemevi yönetiminin başvuruları sonuçsuz kaldı.
SAMSUN ATAKUM BELEDİYESİ CEMEVİNİ İBADETHANE OLARAK KABUL ETTİSamsun’un Atakum Belediye Meclisi’nde CHP’li üyeler, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’ne ait olan ve imarda ‘dini tesis alanı’ olarak görülen cemevinin, ‘ibadethane’ olarak kabul edilmesine ilişkin önerge vermişti. AKP’li ve MHP’li üyelerin belediye meclisinin yetkisinde olmadığını savunarak karşı çıktıkları teklif, yapılan değişiklikle ‘cem salonu’ olarak tescillenmişti.4 Aralık günü gerçekleşen belediye meclis toplantısında cemevinin ‘ibadethane’ olarak tanınması kararı yeniden hukuk komisyonuna havale edilmişti. Toplantı sonrasında bir açıklama yapan hukuk komisyonu, cemevinin ‘ibadethane’ olarak kabul edilmesi teklifinin kabul edildiğini açıkladı.
ALEVİ ÖĞRENCİLERE NAMAZ VE İMAM HATİP DAYATMASI-Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesindeki Belören Çok Programlı Anadolu Lisesi’nde Alevi öğrencilere namaz dayatmasına tepki gösteren HBVAKV Adıyaman Şube Başkanı Nusret Tunç, “Okulda bizim Alevi öğrencilerine, camiye gitme, namaz kılma adı altında bir baskı uygulanmaktadır. Bunu yapan okul müdürü Abdullah Özbey adeta Menzil Tarikatı’nın militanı gibi hareket etmektedir” dedi.
-Bolu’da çocukları herhangi bir liseye yerleşemeyen velilerin talepleri karşılık buldu. İmam hatip dayatmasına karşı direnen velilerin kararlı mücadelesi sonucunda şehre yeni bir Anadolu Lisesi kazandırıldı.
ASİMİLASYON POLİTİKALARIAlevileri asimile etmenin çeşitli yollarını arayan AKP hükümeti ve ona yakın kesimler 2019 yılında da çeşitli yollara başvurdu.Alevi inancına hakaret eden, bir arada yaşam ilkesine uymayan ve vicdani olarak kabul görmeyen ayrıştırıcı söylemler bu yıl da artarak devam etti.Alevilerin en temel haklarını seçim malzemesi yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “24 Haziran seçimlerinden sonra demokrasimizi geliştirmeye devam edeceğiz, demokrasiyi bir üst lige çıkaracağız. Cemevlerine hukuki statü sağlayacağız.” dedi.Ancak bu söylem de diğer birçok söylem gibi havada kalmakla kalmadı tersi yaklaşımlara tanık olduk.Meclis Başkanlığı, Alevilere dönük geçmişte yaşananların araştırılması amacıyla Alevi milletvekilleri tarafından verilen önergeyi ‘katliam’ ifadesini içerdiği gerekçesiyle iade etti. Bununla birlikte AKP iktidarı Alevilere yönelik yapılan Sivas, Maraş ve Çorum katliamlarını yine ‘olay’ olarak tanımladı.Başta Alevi milletvekilleri olmak üzere mecliste Alevi toplumunun talep ve sorunlarına ilişkin verilen hiçbir önerge kabul görmedi.
ALEVİ İNANCININ MERKEZİ OLAN DERSİM YİNE BASKI ALTINDAYDISon yıllarda devletin Alevilere yönelik asimilasyoncu politikaları Dersim üzerinde de etkili oldu. Dersim’de barajlar ile su altında kalan ziyaretler, yaşanan çatışmalar, Kutuderesi’nde başlayıp yayılan ve haftalarca süren orman yangınları coğrafyada büyük bir tahribat yarattı. Bölgede güvenlik gerekçesi ile yangına müdahaleye izin verilmedi, Alevilerin ibadet ve yaşam alanlarının da olduğu binlerce hektar alan yok oldu.
ALEVİ İMAM HATİP LİSESİ ÖLÜ DOĞDUSadece Alevi öğrencilerin okuyacağı Türkiye’nin ilk “Alevi lisesi” olarak duyurulan Küçükçekmece’deki Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Lisesi sessiz sedasız açıldı. Alevi toplumu ve örgütlerinin rızası alınmadan yapılan lisede Alevi dedelerinin yetiştirileceği, Alevilere inançlarının devlet tarafından yetiştirilecek bu dedeler tarafından verileceği ilgili çevrelerce belirtildi.Dost Eli Yardım Eğitim ve Kültür vakfı öncülüğünde temeli 14 Mart 2015 günü dönemin Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın da katılımı ile atılmıştı. Alevi toplumu ve örgütleri tarafından “Alevi imam hatip lisesi” olarak kabul gören liseye büyük tepkiler gelişti. Tepkiler sonucu ölü doğan Alevi imam hatip lisesi normal liseye dönüştürülerek bu asimilasyon politikası şimdilik devre dışı kaldı.
ALEVİLER DE KAYYIMDAN NASİBİNİ ALDISon yerel seçimlerde bütün anti demokratik seçim uygulamasına rağmen HDP tarafından kazanılan birçok belediyeye dişe dokunur bir gerekçe gösterilmeden kayyım atandı. Bu belediyelerden biri olan Peri (Akpazar) beldesine de kayyım atandı. Yüzde yüzüne yakın Alevilerin yaşadığı belde halkı kayyım politikalarına sessiz kalmayarak kendi iradelerinin gasp edildiğine işaret ederek demokratik tepkilerini haftalarca sürdürdü.
ALEVİLERİN SESİ TV 10 DAVASI MUAMAYA DÖNDÜ2016 yılında 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL döneminde KHK ile kapatılan TV10’un çalışanları tazminat haklarını almak için dilekçe ile OHAL bürosuna başvuru yapmıştı. Çalışanlar, verdikleri dilekçede kapatılan kurumda çalıştıklarını belirtti ve özlük haklarına ilişkin istihkak ve alacak talebinde bulundu. Ancak çalışanların yaptıkları başvuru reddedildi.Alevilerin sesi TV10’un Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılıp, 4 Ekim 2016 tarihinde kapısının mühürlenmesinin üzerinden 3 yıl geçti. Davaya ilişkin hukuki girişimler cevapsız kaldı. TV10 çalışanları tarafından kapatılan televizyonun geri açılması için 82 hafta boyunca Galatasaray Meydanı’nda eylem yapıldı. Bu eylemlere izleyiciler ve çok sayıda kurum da destek verdi.TV10’un Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin, Programcı Veli Haydar Güleç ve teknik personelden Kemal Demir 10 Ocak 2018 tarihinde gözaltına alınmış, daha sonra da tutuklanmışlardı. Büyükşahin, Güleç yaklaşık 16 aylık tutukluluk sürecinin ardından 18 Nisan 2019’da çıkarıldıkları ilk mahkemede tahliye edildiler. Demir ise iddianamenin çıkmasından sonraki ara kararla tahliye edilmişti.
CEMEVİ BAŞKANI ZEYNEP YILDIRIM HALA TUTUKLU
Bir buçuk yıldır tutuklu bulunan Armutlu Cemevi Başkanı Zeynep Yıldırım hala mahkeme karşısına çıkmış değil. Zeynep Yıldırım’ın engelli ve sağlık sorunları olan eşi Haydar Yıldırım da cemevi üyesi ve hala tutuklu. Zeynep Yıldırım’ın Annesi Kezban Bektaş, bu haksız tutukluluk sürecini protesto etmek için oturma eylemi başlatmıştı. Kezban Bektaş Ana yaşına rağmen, “Kızım serbest kalana kadar oturma eylemimi sürdüreceğim” diyerek Armutlu Cemevi’ndeki eylemini sürdürüyor.
SONGÜL TUNÇDEMİR NİHAYET BERAAT ETTİKHK ile öğretmenlikten ihraç edildikten sonra Malatya PSAKD Şube Başkanlığı yapan Songül Tunçdemir kurum adına kamuoyuna yönelik yaptığı açıklamalardan ötürü hakkında açılan soruşturma sonucu gözaltına alınarak tutuklanmış ve bir süre cezaevinde tutulmuştu. Daha sonra tahliye edilen Tunçdemir’in süren davası aralık ayı itibarıyla beraatle sonuçlandı.
SANATÇI FERHAT TUNÇ YURT DIŞINA KAÇMAK ZORUNDA KALDIDersimli Alevi Sanatçı Ferhat Tunç ülke sınırları içinde yaşanan birçok hak ihlaline ilişkin kamuoyuna açık yaptığı açıklamalardan dolayı mahkemelik olmuş çeşitli cezalara çarptırılmıştı. Hakkında açılan davalar durmak bilmeyince yaşamını devam ettirmek için yurt dışına çıkmak zorunda kaldı.
YILMAZ ÇELİK HALA CEZAEVİNDEYine Dersimli bir Alevi sanatçı olan Yılmaz Çelik geçtiğimiz haftalarda evine yapılan bir baskın sonucu gözaltına alınmış, devamında tutuklanarak cezaevine konulmuştu. Gerekçe ise katıldığı konserlerden birinde yaptığı bir konuşma gösterilmişti.
BU YIL DA ALEVİLERİN EVLERİNE ÇARPI İŞARETİ KONULDUCemevlerine yönelik saldırı uyarılarının başlaması, Alevi mahallerinde bazı evlere çarpı işareti konulması, yaşam ve giyiniş biçimlerine müdahale, Aleviler arasında yaşam tehdidi kaygısını yeniden ortaya çıkardı.
-Kürt ve Alevilerin yoğun yaşadığı İzmir’in Yamanlar Mahallesi’nde 22 Mart günü bazı evlerin duvar ve kapılarına çarpı işareti çizildiği görüldü. Toplam 6 evde görülen işaret halkın tepkisine yol açtı. O bölgede yaşayan Aleviler “Bu ülkenin Alevileri bunu yıllarca yaşadı. Bizi korkutmaya, sindirmeye çalışıyorlar, buna boyun eğmeyeceğiz” tepkisinde bulundu.
-İzmir’de yaşayan Yalçın Acar isimli vatandaşın evinin kapısına “Alevilere ölüm” yazılarak ve çarpı işareti konularak tehdit edildi. Konu kamuoyuna yansıdı ve büyük tepkilere yol açtı.
-İzmir’in Gaziemir ilçesine bağlı Yeşil Mahallesi’nde oturan Alevi ailenin evinin duvarına “Defol Alevi” yazılarak çarpı işaretinin konulması Türkiye’nin gündemine oturdu. Bu konuya yönelik sosyal medyadan yoğun tepkiler görüldü. ‘Aleviyim’ etiketi ile başlatılan kampanya Twitter’da ilk sıraya oturdu.Alevi örgütleri mevcut saldırılara sessiz kalmayarak demokratik tepkilerini çeşitli zeminlerde dile getirdiler.Mersin’de çoğunlukla Alevilerin yaşadığı Piri Reis’te bazı evlerin duvarlarına tarihler yazılması, mahalleliyi tedirgin etti. Tarihlerin kimler tarafından ve neden yazıldığı ortaya çıkmazken, Mersin Emniyet Müdürlüğü soruşturma başlattı. Emniyetten bir yetkili konuyla ilgili olarak, “Tedirginlik yaşanacak bir durum söz konusu değil. Halkımızın içi rahat olsun” demekle yetinmişti.Alevilere yönelik bu saldırı ve çarpı işaretlerinin konulmasına devlet yetkililerince “çocuklar yapmıştır” “komşularıyla yaşadıkları husumetten dolayı olmuştur” Psikolojisi kötü olan birileri yapmıştır” “soruşturuyoruz” “müsamaha göstermeyiz” gibi söylemlerle geçiştirildi.
ALEVİLERE YÖNELİK SALDIRILAR MECLİS GÜNDEMİNDE
Alevilere ilişkin saldırı ve hak ihlallerine karşı Mecliste bulunan Alevi Milletvekilleri başta olmak üzere CHP ve HDP’nin de gerek genel başkanlar gerekse milletvekilleri düzeyinde yıl boyunca tepkileri gelişti. Gurup toplantılarında dile getirmenin yanı sıra soru önergeleri ve çeşitli oturumlarda söz alarak sorunlara dikkat çekildi. İlgili konular mecliste geniş tartışmalara ve gerilime yol açmıştı.
“GRİ DEDELER” GÖREVİNE DEVAM EDİYORDevlet tarafından gri pasaport çıkarılarak yurt dışına gönderilen ve temel görevi devlete entegre ve asimilasyon olan kimi dedeler Alevi toplumu tarafından “Gri Dedeler” olarak tanımlanmış ve düşkün ilan edilmişti. Yeni uygulama ve açıklamalar gösteriyor ki bu uygulamadan vazgeçilmemiş. Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın, Alevilerin tepkisini çekecek yeni bir açıklamada bulundu. ‘Alevi alan uzmanı’ olarak adlandırdığı, kamuoyunda ‘gri dedeler’ olarak da bilinen 111 kişinin 8 Avrupa ve Balkan ülkesinde 54 farklı merkezde görevlendirildiğini söyleyen Aydın, bu kişilerin 28 Ekim’e kadar görev yapacaklarını belirtmişti.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINDAN YENİ HAMLELERBirçok bakanlığın bütçesini kat kat aşan ve Alevilere dönük asimilasyoncu politikalarıyla bilinen ve Devlet İslamını temsil eden Diyanet işleri başkanlığının kapatılması talebi tüm Alevi toplumunun ortaklaştığı bir talepti. Buna rağmen Diyanet İşleri Başkanı’nın yıl içinde Tunceli ve Mersin cemevlerini ziyareti gerçekleşti. Ziyaret Alevi toplumu içinde geniş tartışma ve ilgili kurumlara eleştirilere yol açtı.
ALEVİLERİN YAŞADIĞI BÖLGELERDEKİ DOĞA TAHRİBATLARI-Maraş Terolardaki demografik yapıyı değiştirmeye yönelik mülteci kampından sonra yeni uygulamalar devreye konuldu.Maraş’ın Dulkadiroğlu İlçesi’ne bağlı Küpelikız, Öksüzlü, Kocolar bölgesinde yapılması planlanan ‘Cüruf Depolama Alanı’na tepki gösteren CHP Meclis Üyesi İbrahim Demircioğlu, bu tür projelerin kasten Alevi bölgesine yapıldığını belirterek, projenin içme suyuna, hayvancılığa ve doğaya büyük zarar vereceğini söyledi.
-Munzur Özgür Aksın Meclisi, son dönemlerde Munzur üzerinde yaşanan gelişmeler ve haberlere ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, “Munzur Vadisi Milli Parkı’nın kültürel ve doğal mirasını korumak adına yola çıkan Munzur Özgür Aksın Meclisi olarak Munzur’a dair projelerin Dersim halkının rızası alınarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
-Munzur Çevre Derneği ve Dersim Ovacık Köy Dernekleri, Kaz Dağları’nda milyonlarca ağaç ve bitki türünün yok edilmesi, su kaynaklarının kirletilmesi ve tüketilmesi, tarım alanlarının ekilmemesi sonucunu doğuracak faaliyetlere karşı başlatılan “Su ve Vicdan Nöbeti” eylemine katıldı.
-Makedonya’da bulunan 500 yıllık Harabati Baba Tekkesi, bu yıl da İslam Birliği ve Tetova Müftülüğü’nün baskısıyla karşı karşıya kaldı. Harabati Baba Dergahı’nı camiye çevirip, Bektaşileri Sünnileştirmek isteyen İslam Birliği Örgütünün baskısı meclis gündemine taşındı. HDP’nin Alevi Milletvekili Ali Kenanoğlu tarafından meclis gündemine taşındı.
-Geride bıraktığımız yaz aylarında Kaz Dağlarındaki ormanlar büyük bir yangın ile karşı karşıya kaldı. Yüzyıllardır burada yaşayan Tahtacı Aleviler başta olmak üzere tüm Alevi toplumu “yanan ormanların yanı sıra kutsal mekanlarımız da yanıyor, inancımızın varlığını sürdürdüğü coğrafya yanıyor” diye yasa büründü ve yangın söndürülsün diye seferber oldu.
ANMALAR, YASAKLAR, GÖZALTILAR, KAYYIMLAR-2 Temmuz 1993’te yaşanan Sivas Madımak Oteli Katliamı’nın davası Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Divriği Kültür Derneği, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Tunceli Dayanışma ve Kültür Vakfı’nın davaya müdahil olma talepleri reddedildi.
-Ağuçan Ocağı evlatlarından Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eski Eş Başkanı Gültan Kışanak ile DBP Eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in devam eden duruşmasında konuşan Tuncel, “Alevi bir Kürt kadını olduğum için karşınızdayım. Kürt ve kadın kimliğim olduğu için, Alevi kimliğimi inancımı rahatça yaşayayım diye, Kürt halkı ayakta kalsın dediğim için buradayım, yargılanıyorum” dedi. Her iki kadın siyasetçi Alevi kimliklerine vurgu yaparak etnik ve inanç kimliklerinden dolayı yaşadıkları baskılara işaret ettiler.
ALEVİLERİN TALEPLERİ YURTİÇİNDE VE YURTDIŞINDA DEVAM EDİYOR
-Alevi kurumları, Hacı Bektaş Veli Dergahı başta olmak üzere Alevi-Bektaşi dergahlarının Alevilere iade edilmesi talebiyle basın açıklaması yaptı. Açıklamada, Alevi dergahlarının gerçek sahiplerine verilmesi, Madımak’ın utanç müzesi olması, cemevlerinin inanç merkezi olarak tanınması ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılması için Alevilerin mücadeleye devam edeceği vurgulandı.
-Alevi Milletvekili Ali Kenanoğlu Hacıbektaş dergahından devlet kurumlarınca alınan tarihi değerde olan eşyaların neden geri verilmediğine ve verilecekse ne zaman verileceğine dair bir soru önergesi verdi. Bunun üzerin açıklama yapan ilgili kurumlar alınan eşyaların kuruma teslim edileceği açıklamasını yapmak zorunda kaldı.
-Siyasal iktidarın suskun bir toplum yaratma politikasına karşı Avrupa ve Türkiye’deki Alevi kurum temsilcileri ‘Yolda Birlik, Mücadelede Birlik’ şiarı ile Garip Dede Dergahı’nda bir araya geldi. Bir araya gelen Alevi kurumları Alevilerin temel taleplerinde ısrarlı olduklarını vurguladılar.
-Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Diplomasi Komisyonu öncülüğünde kurulan Avrupa Parlamentosu (AP) Alevi Dostluk Grubu heyeti, Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekilleriyle Brüksel’de bir araya geldi.
-Fransa Alevi Kadınlar Birliği’nin düzenlediği, ‘Söz Kadının Sıra Bizde’ 2’inci eğitim kampı gerçekleştirildi. Üç gün süren eğitim kampına Fransa’nın farklı bölgelerinde yaşayan çok sayıda kadın katıldı.Britanya Alevi Festivali Binleri Buluşturdu. Toplumu buluşturan festivalde; “Biz Aleviyiz, Kızılbaşız, Bektaşiyiz. Biz dünyanın gülen, aydınlık ve barış yüzüyüz” denildi.
-Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu Türkiye’de HDP öncülüğünde gelişen, daha sonra Demokratik Alevi Federasyonu ve Demokratik Alevi Dernekleri tarafından hayata geçirilen Eş Başkanlık sistemine benzer bir uygulamayı hayata geçirdi. Buna göre AABK Eşit Başkanlık sistemine resmen geçmiş oldu. AKP iktidarının Eş Başkanlık sistemini öcüleştirme politikasına karşın Alevi örgütlerince böyle bir adımın atılması önemli bir adım oldu.
DAVUTOĞLU’NUN PARTİSİNDE YER ALAN ALEVİ KURUM BAŞKANI TEPKİ TOPLADIYeni Parti kurma hazırlığında olan Ahmet Davutoğlu’nun bazı Alevilerle görüşmesine tepkiler yağdı. Yılın sonlarına doğru AKD Genel Başkanı Doğan Demir’in Davutoğlu’nun partisinde kurucu üye olması büyük tartışmalara yol açarken geçmişi sabıkalı olan Davutoğlu’nun partisinde yer alan Demir, Alevi örgütleri ve toplumunca “Yol Düşkünü” gibi ifadelerle eleştirildi. Demir’in bu girişimi aynı zamanda Alevi örgütlerinin yaşadığı krizi ve yeniden yapılanması tartışmalarını da getirdi.
BASKILAR YOL’UN ÖNÜNÜ KESEMEDİTüm baskılara rağmen 2019 yılında da Alevi toplumu kendi doğal akışını sürdürmekten vazgeçmeyerek inancını ve inancından doğan demokratik var oluşunu sürdürdü. Her fırsatta demokratik talep ve tepkilerini dile getirirken inancının gereklerini de yerine getirmekten vazgeçmedi.Umudun ve hakikatin yol göstericisi olan Hızır gerçeğini yaşamın her alanında var etme çabasından vazgeçmedi.Yezid’e boyun eğmeyen Hüseyini duruşundan vazgeçmeyerek tarihte ve günümüzde var olan haksızlıklara karşı demokratik tepkisini gösterdi. İnancı gereği Muharrem ayında Kerbela direnişine yakışır bir duruş sergileyerek Alevi-Bektaşi-Reya Heq inancının gereklerini yerine getirdi.Demokratik toplum ilkeleri ile yeni yaşam umudu olan toplumsal kesimlerle yan yana durma cesaretini göstererek karanlığı yarma çabasından vazgeçmedi.
PİRHA/İSTANBUL
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.