Alevilerin CHP'yle çaresiz dansı

Alevilerin CHP'yle çaresiz dansı

Alevilerin CHP'yle çaresiz dansı Oral ÇALIŞLAR / RadikalAslında Alevilerin de bütün toplumsal kesimler gibi geniş bir yelpaze içinde...

A+A-

Alevilerin CHP'yle çaresiz dansı Alevilerin CHP'yle çaresiz dansı

Oral ÇALIŞLAR / Radikal

Aslında Alevilerin de bütün toplumsal kesimler gibi geniş bir yelpaze içinde karşımıza çıkan sosyal talepleri var.

Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız, örgütün yönetiminden istifa ederek (Alevi dünyasının tanınmış birçok ismi gibi) CHP’den aday oldu. CHP listeleri açıklandığında hiçbirinin listede yer almadığını görünce Ali Balkız’ı aradım. Balkız, bazı isimlerin listede bulunduğunu söyledi. Ancak bu isimlerin Alevi kimlikleriyle öne çıkan isimler olmadığı bir gerçek.

Hem varlar hem yoklar

Alevi kimliği hareketi, 1980 sonrası Türkiye’deki toplumsal dönüşümün en önemli anahtar aktörlerinden birisidir. Aleviler, önceki dönemlerde daha az gösterebildikleri, büyük oranda gizli tuttukları kimliklerini son 25-30 yıl içinde giderek yükselen bir düzeyde açığa vuruyorlar. 1993 Sivas Madımak katliamı bu bağlamda bir dönüm noktası oldu.

Aleviler örgütlendiler, sokağa döküldüler ve talepleriyle toplumun karşısına çıktılar. Yüzlerce Alevi örgütü kuruldu. Onlarca miting yapıldı. ‘Zorunlu din dersleri’ konusundan ‘cemevlerinin ibadet yeri sayılması’ konusuna, ‘Alevi köylerine cami yapılmasının durdurulması’ konusuna kadar uzanan bir dizi taleple görünür hale geldiler.

Yükselen Alevi mücadelesine devlet ikili bir yaklaşım gösterdi. Birincisi, Alevileri devlet tarafına çekme çabasıydı. Özellikle yükselen Kürt hareketi ile aralarına mesafe koymalarının sağlanması için Aleviler içinde Türk milliyetçiliği yükseltilmek istendi. Alevilerin tamamının ‘Türk’ olduğuna vurgu yapan eski İttihatçı tezler yeniden piyasaya sürüldü. Bu çizgide yazı dizileri hazırlandı.

Devlet içindeki bazı güçler, siyasi İslamcı akımların yükselişini de Alevileri kendi yanlarına çekmek için bir fırsat olarak algıladılar. ‘Şeriat korkusu’, Alevilere yoğun bir şekilde empoze edildi. Kısacası, Aleviler, milliyetçi-devletçi-ulusalcı odakların, yükselen İslamcı harekete ve Kürt siyasi hareketine karşı güç kazanmak adına gözlerini diktikleri bir topluluk oldular.

AK Parti hükümeti, devletin ikinci yaklaşımının göstergesi olarak (belki biraz da Alevilerin CHP’ye yönelişinin önünü kesmek ve bu alanda yeni bir düzlem yaratabilmek) amacıyla Alevi açılımını başlattı. Alevi taleplerinin kabulü yönünde bazı adımlar atıldı. Ancak Alevilerin örgütlü kesimleri, hükümete büyük oranda uzak durdu ve bir güvensizlik psikolojisi içine girdiler. Yapılanı yeterli bulmadılar.

CHP’yi bir ‘sığınak’ olarak algılamayı kısmen sürdüren, ancak bir yandan da bu partinin merkez çekirdeğince kendilerini (uzun zamandır hissetmedikleri kadar) dışlanmış hisseden Aleviler, ciddi hayal kırıklığı içinde. Balkız’a “Bu dışlanma karşısında Aleviler ne yaparlar” diye sordum. Ona göre, Alevilerin eli mahkûmdu, gidip yine de CHP’ye oy vereceklerdi.

‘Alevilerin elinin CHP’ye mahkûm olması’, siyaset dünyamızın son dönemdeki önde gelen klişelerinden biri. Aslında Alevilerin de bütün toplumsal kesimler gibi geniş bir yelpaze içinde karşımıza çıkan sosyal talepleri var. Alevilerin solcusu var, sağcısı var, zengini var, yoksulu var, radikali var, ılımlısı var, moderni var, muhafazakârı var. Alevilerin bütün partilere eşit mesafede durabilecek ve somut tutumlara göre tercih yapabilecek kadar geniş bir spektrum oluşturduklarını söyleyebiliriz.

Türkiye, kimlik talepleriyle yüz yüze geldikçe, onları demokratik bir sistem içinde algılamakta zorlanıyor. Siyasi İslamcı kökten gelen bir partinin iktidarda bulunması, ‘Alevilerin CHP’ye mahkûm olması’ şeklinde ifade edilen klişeyi canlı tutuyor. CHP’de de aradıklarını bulamayan Aleviler ise tam bir çaresizlik psikolojisine ve kısırdöngü içine giriyorlar. İnsanın “Bu kadar çaresizlik fazla değil mi” diye sorası geliyor.

Alevi Birlikleri Federasyonu Genel Başkanı Turgut Öker, bu dışlanmaya tepki olarak İstanbul 1. Bölge’den bağımsız adaylığını koydu. Aleviler de Kürtler gibi kimlik taleplerini bağımsız olarak dile getirebilmek amacıyla bir süreliğine siyaset sahnesine ‘bağımsız adaylar’la çıkabilirler.

Radikal - 16.04.2011

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.