Alevilerden ‘karanlığı aydınlığa çıkarma’ çağrısı

Aleviler ‘Kürt-Türk’ çatışması olmaması için ‘insanım’ diyen herkesi göreve çağırdı

Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) 3’üncü Olağan Genel Kurulu, dün Hacı Bektaş Veli Vakfı Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Genel kurulda yapılan konuşmalarda, sokaklara yansıyan ırkçı-milliyetçi gericiliğe dikkat çekilerek, geçmişteki “Alevi-Sünni” çatışmalarının şimdi “Türk-Kürt” çatışması olarak yaşatılmak istenmesine karşı “uyanıklık” çağrısı yapıldı.

120 delegeli genel kurul, Alevi önderleri, Maraş, Çorum, Sivas katliamlarında yaşamlarını yitirenler ile federasyonun kurucu başkanı Ali Doğan anısına yapılan saygı duruşunun ardından başladı. Divan oluşumunun ardından konuşan Genel Başkan Selahattin Özel, uzun yıllar Alevi ismini kullanamadıklarını, devletle mahkemelik olduklarını, AB uyum yasalarının ardından bu adı alabildiklerini, ama kurucuları arasında MHP’lilerin de olduğu İzmir’de bir Alevi Bektaşi Derneği’ne izin verildiğini anlattı. Sokaklara yansıyan gericiliğe ve çatışmalara dikkat çeken Özel, geçmişte yaşanan Alevi-Sünni çatışmalarının yerini bugün Türk-Kürt çatışmalarının alacağı tehlikesine işaret etti. Özel, buna karşı “aklıselim” herkesi ciddi görevlerin beklediğini söyledi.

‘Sokaklar Maraşlaştırılıyor’

Maraş, Çorum, Sivas katliamlarına atıfta bulunarak, “Bugün canımızı alanlardan can istemiyoruz” diyen Özel, Aleviler ve insanlık açısından zor günlerin hiç bitmediğini, önümüzdeki günlerin daha da karanlıklaşmaya başladığını söyledi. “O karanlığı aydınlığa çıkarmak, ‘insanım’ diyen herkesin işidir” şeklinde konuşan Özel, bugün devletle, devlet dışı mihraklarla ortaklaşan, adının önünde “Alevi” yazan örgütlerin olmasından dolayı da üzüntülü olduğunu ifade etti. Bugün sosyal demokrat bir partinin iktidarda olmaması bakımından içlerinin rahat olduğunu kaydeden Özel, bunu katliamların hep sosyal demokrat partilerin iktidarında yaşanmasına bağladı.

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Başkanı Turgut Öker ise son dönemde tüm sokakların Maraşlaştırılmaya, Sivaslaştırılmaya çalışıldığını, farklı inanç ve kültürlerin yok edilmek istendiğini kaydederek, bu gelişmelerin, önlenemezse en çok Alevileri vuracağını söyledi. Öker, cana yönelen her türlü saldırıyı lanetlediklerini belirterek, toplumsal barışa, farklı kültür ve inançların eşit koşullarda bir arada yaşamalarına inandıklarını söyledi.

3 Kasım için çağrı

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Haydar Kaya da sokaklarda savaş çığlıklarının atıldığı bir dönemi yaşadıklarını, böylesi bir dönemde kendilerine çok önemli görevler düştüğünü söyledi. Ezilen, horlanan, farklı görülenlerin birlik olma ihtiyacına vurgu yaparak, parti olarak bunun bir adımı olacak; 3 Kasım’da Ankara’da gerçekleştirilecek mitinge kitlesel destek vereceklerini belirten Kaya, mitinge demokrasi ve emek güçlerinin, söyleyecek sözü olanların da katılması gerektiğini söyledi.

KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul da “Biz sizinle yol arkadaşıyız” diyerek söze başladı. 22 Temmuz seçimlerinden sonra toplumun büyük bir moral ve motivasyon bozukluğu yaşadığını, devinimi yeniden yükseltmek gerektiğini kaydeden Tombul, kimliklerin, kültürlerin, inançların ötekileştirilmeden, kardeşçe bir arada yaşayacağı bir topluma, demokratik topluma vurgu yaptı. Demokrasi mücadelesinin emek mücadelesi ile birbirinden ayrılmayacağını kaydeden Tombul, yükseltilen milliyetçi-şoven histeriye karşı “omuzları birleştirme” çağrısı yaptı.

Benzer bir çağrıyı Halkevleri Genel Başkanı Abdullah Aydın da yaparak, “Şoven, ırkçı gruplar sokakları zaptetti, sokakların sahipleri, sokakların dili değişti” dedi.

Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Vakfı Genel Sekreteri Emel Sungur da barışa olan talebi daha yüksek sesle dile getirme çağrısı yaptı.

Daha sonra Tüzük Tadilat Komisyonu oluşturularak, tüzük değişikliği için çalışmalar başlatılırken, çalışma raporları üzerinde yapılan tartışmalarla genel kurul devam etti.

Ankara / EVRENSEL - 29/10/2007