Aleviler yine yollarda!

Aleviler yine yollarda!

Aleviler yine yollarda!Zafer KÖKVER Alevi Bektaşi Federasyonu aldığı bir kararla 8 Kasım'da İstanbul’da bir miting düzenlemeye hazırlanıyor....

A+A-

Aleviler yine yollarda!Aleviler yine yollarda!

Zafer KÖKVER
 
Alevi Bektaşi Federasyonu aldığı bir kararla 8 Kasım'da İstanbul’da bir miting düzenlemeye hazırlanıyor. 1 milyon kişiyi hedeflediklerini ifade eden Federasyon yöneticileri; Hükümetin Alevilerle ilgili politikalarının kendilerini böyle bir yürüyüş düzenlemeye ittiğini ifade ederek, Hükümetin çalıştay ve açılımlar ile Alevi-Bektaşilerin sorunlarını bir anlamda askıya aldığını, düzenlenen aralıklı ve sayısı belirsiz çalıştaylar ve ilgisiz katılımcılar ile konunun ucu açık hale getirilmeye çalışıldığını ifade ediyorlar.

Geçen sene Ankara'da yine böylesine coşkulu bir Alevi mitingine imza atan ABF bu yürüyüşle bir anlamda geçen yıldan bu yıla da taşan bir takım tartışmalardan da sıyrılmayı hedeflediği gibi gücünü de net olarak ortaya koymaya çalışıyor.

Özellikle CEM Vakfı'nın geçen sene yürüyüş esnasında ve sonrasında ortaya koyduğu tavır hatırlancak olursa bu sene düzenlenecek miting Alevi Önderliğini kimin yapacağı tartışmasına da bir nokta koyacak gibi.

Özellikle kitlesel eylemlilikten kaçan CEM Vakfı'nın geçen sene düzenlenen yürüyüşün gerçekleşmemesi için koyduğu tavrın eylemi etkilemediği gibi daha da kitleselleştirdiği ve özellikle ABF'nin güçlenmesinin önünü açtığı muhakkak.

Bütün bunlara rağmen CEM Vakfı'nın hükümet tarafından referans alınması ABF’nin en çok rahatsız olduğu olay.

Özelikle Yurtdışında yaşayan gurbetçi Alevilerin ve onların Avrupa'da kurmuş oldukları dernek ve vakıfların desteğini alan ABF’nin bu sene işi kolay gibi görünüyor. Yürüyüşün mekanının özelikle İstanbul seçilmesinin de bu manada bir Alevi Birliğinin temeli güçlendirilmesi bakımından çok önemli bir tercih ve stratejik bir seçim olduğu muhakkak.

CEM Vakfı'nın "İslamsız, Alisiz Alevilik savunuyorlar" diye özelikle yaptığı menfi propagandanın bu yürüyüş üzerinde bir etkisinin olacağı düşünülmüyor. Kürt açılımına dikkatini vermiş Türk toplumunun ilgisini bu yürüyüşle yeniden Alevilerin sorunlarına da çevirmeyi amaçlayan Federasyon özellikle sendikalar ve diğer demokratik kitle örgütlerini de yanına alarak yelkenlerini rüzgarda iyice şişirerek alanlara en güçlü haliyle yürümek isteği açık.

"Türkiye ne istiyor?" başlıklı geniş toplantılarla beraber yürütülen 8 Kasım yürüyüşü bu manada tüm Türkiye’de geniş bir şekilde tartışılma ve tanıtılma olanağı buldu.

Hükümetin de bu manada Kürt açılımı ile ters esen havayı Alevi yürüyüşünde tekrar doldurmak isteyebilir. Bu da aslında konjoktürel olarak alevi mitinginin tarihinin seçimini önemini bir defa daha ortaya çıkarıyor.

Eylem planlayıcıları ve yürütücülerin bu eylemliği bir üst basamağa sıçratabilmeleri tek şartının ne yazık ki bu havanın yakalanmasına bağlı olduğu ortada.

Yürüyüşe kadar Hükümet ile yapılacak direk görüşme talepleri veya basın açıklamaları bu mecrada Kürt Açılımı gündeminden kurtulmak isteyen Hükümet ile Alevi örgütlülükleri arasında sıcak havaların oluşmasına neden olabilir.

Burada dikkat edilmesi gereken tek şey Hükümetin elindeki bir koz olarak her zaman tuttuğu ve kendisi ve politikalarına yakın gördüğü CEM Vakfı üzerinden gelecek mesajları alıp yine bu kanaldan muhataplarına verip vermeyeceği yatıyor.

Doğrudan yapılacak görüşmelerde Alevilerin gerçek ve Tek Temsilcisi olarak ABF yer almak istiyorsa bu yürüyüş de bu kozunu iyi oynamak zorunda.

Aksi takdirde yine ABF’nin ektiği ekini CEM Vakfı biçecek haberi OLSUN!

Alevihaber.com - 26 Ekim 2009

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.