Aleviler ve Gağan
Alevi Kızılbaş inanç takviminde, Aralığın 21'i olan en uzun gecesinde başlayan bir gelenektir. Dersim kırmanci dilinde aralık ayına verilen bir ad'tır....
Alevi Kızılbaş inanç takviminde, Aralığın 21'i olan en uzun gecesinde başlayan bir gelenektir. Dersim kırmanci dilinde aralık ayına verilen bir ad'tır.
Bildiğim kadarıyla Gağan özellikle Dersim coğrafyasında, Erzincan ve Sivasın bir bölümünde uygulanan çok eski bir gelenektir ve başka bölgelerde de uygulanıyor mu bilmiyorum.
Annemin anlatımıyla bir cümleyle şöyledir.
"Ciğeram, derdi na asmede padisayı gan seno padisayı neuwe yeno."
Yani koskoca bir yılı iyisi, kötüsüyle, acısı, sevinciyle geride bırakarak, onunla vedalaşıp uģurlamaktır.
Yine aynı zamanda bunu yaparkende yeni gelecek olan yılı sevinçle, umutla, güzel dileklerle bir bayram havasında karşılayıp geçirmektir.
Bu ayda herkes "nâzu" lokmalarını pişirerek yakındaki ziyaretlere giderek, Cılalarını yani mumlarını yakarak lokmalarını orada paylaşırlar.
Herkes lokmasını pişirir, biri pişirdi diye öteki komşu pişirmemezlik etmez.
Çünkü herkes kendi evinde ocağında lokmalarını pişirip getirirken çoluğuna, çocuğuna, komşusuna, kendisine sağlık esenlik temenni eder. Malının, davarının ve ekininin yeni senede bol ve bereketli olması için iyi dualarda bulunarak getirip paylaşır.
Lokma Alevi kızılbaşlarda çok kutsaldır.
Lokmasına bıçak dahi vurmazlar.
Bir gülbengle elinin kenarısıyla önce ortadan bölerek buharının gökyüzüne gitmesini sağlarlar sonrada herkese yetecek şekilde ufak ufak bölerek öteki lokmalarla karıştırırlar yada herkes kendi lokmasını orada pay edip dağıtır.
Akşamleyinde köyde bazı gençler değişik kıyafetler giyerek ev ev dolaşıp küçük bir pies sahnelerlerdi.
Bunu yaptıktan sonra yiyecek,içecek,meyva vs..ev sahibi ne verirse bu gibi gıdaları toplarlar.
Topladıkları bu yiyecekleri ya yoksul bir aileye verir, ya kendi aralarında pay eder yada bir yerde pişirip yerler .
Kimi canlar gağand ay'ını XIZIR ay'ı ile karıştırıyorlar bunlar tamamen ayrı birer inanç takvimidir ikisi bir birinden farklıdır bunu karıştırmamak gerekiyor.
Ne mutlu bize ki bu güzel gelenek kendi öz coğrafyasında büyüklerimizden bize, bizlerden ise yeni kuşaklara aktarılarak bir devir daim içerisinde yaşıyor ve yaşatılıyor..
Eğer sahiplenilmezse zaman içerisinde unutulacaktır.
Hangi kültürden, dilden ve inançtan olursanız olun,
Dilinize, kütürünüze sahip çıkın, yaşayın ve yaşatın.
Çünkü bu bir hazinedir.
Bu kültürü ve inancı yaşatanlara bu günlere taşıyanlara Aşk-ı niyaz olsun.
Aşk ile. ..
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.