Aleviler, Avrupa Birliği'ne mi sığınıyor?
Aleviler, Avrupa Birliği'ne mi sığınıyor? EUOBSERVER: TÜRKİYE'NİN ALEVİ MÜSLÜMANLARI HOŞGÖRÜSÜZLÜĞE KARŞI...
Aleviler, Avrupa Birliği'ne mi sığınıyor?
EUOBSERVER: TÜRKİYE'NİN ALEVİ MÜSLÜMANLARI HOŞGÖRÜSÜZLÜĞE KARŞI KORUNMAK İÇİN AB'YE BEL BAĞLIYOR
Merkezi Brüksel'de bulunan bağımsız haber sitesi Euobserver'ın 19 Aralık 2008 tarihli internet sayfasında, Teresa Küchler imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında yer alan yazının özet çevirisi şöyledir:
--İlerici, Tartışmalı İslam--
Geçen ay onbinlerce Alevi Müslüman, Ankara caddelerinde "Büyük Alevi Yürüyüşü" için bir araya gelerek, dinsel haklara tamamen sahip olmayı talep etti. Hükümeti, kendilerini Sünni İslama yöneltmek için Alevi köylerine imam göndererek asimilasyon kampanyası yürütmekle suçladılar.
Gösterilerde, zorunlu Sünni din derslerinin kaldırılması çağrısında bulundular ve cemevi adı verdikleri ibadethanelerinin, ibadet yeri olarak tanınmasını talep ettiler.
70 milyonluk Türk nüfusunun -oranı belirten tarafa göre değişse de- yüzde 15 ila 30'u Alevi.
"Kişi; diğerinin haklarını ihlâl etmemeli, Allah'ın birliğine inanmalı, diğerini sevmeli ve diğeriyle paylaşmalıdır." Alevi lider İzzettin Doğan'a göre bunlar İslam'ın dört temel ilkesidir. Doğan, Aleviliğin "sevgi felsefesi" olduğunu söylüyor.
Ancak modern Alevilik böyle bir tanımdan daha siyasi. Hümanizmden fazlasıyla etkilenen Alevilik, birçok tartışmalı meselede kararlı biçimde ilerici bir duruşu destekler: Aleviler, kürtaj hakkına destek verilmesini ve eşcinseller ile kadınlara fırsat eşitliği tanınmasını savunurlar.
Alevilik, alkole izin verir ve çok eşliliği yasaklar. Ayrıca Aleviler Mekke'ye hacca gitmezler. Aleviler, İslamda en kutsal yer sayılan Kabe'deki siyah taşa atfen, Allah'ın bir taş içinde değil, insanların gönüllerinde olduğunu söylerler.
AB-Türkiye ilişkilerini yorumlayanlar, Türkiye'nin katı laik yasalarını hafifletmek için mücadele eden, iktidardaki ılımlı İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP), kendisininkinden başka herhangi bir dine özgürlük tanıyıp tanımayacağının anlaşılması bakımından Alevilere muamelenin bir sınav niteliğinde olabileceğini söylüyorlar.
Ülkenin hükümeti ve –cami, kilise ve sinagogları mâli açıdan destekleyen ve devlet kontrolünde bir kurum olan- Diyanet İşleri Başkanlığı, Alevi cemevlerini bir ibadet yeri olarak tanımayı reddediyor.
Veya en azından, Brüksel'in bu AB adayı ülkeye, kendi anlaşmalarındaki azınlık haklarıyla ilgili maddeleri sunmasına dek tanımayı reddettiler. Aleviler hakkındaki kuşku, laik ancak Sünni Türkiye'de derin biçimde kökleşmiştir.
--Ensest Törenler ve Alemler--
İstanbul'un muhteşem Sultan Ahmet Camisinde cuma namazını kılan dindar Müslümanlar, caddelere dökülüyor ve hemencecik turist ve satıcı kalabalığına karışıyor.
Soğuk sonbahar güneşinin altında cami civarında oğluyla birlikte közlenmiş mısır keyfi yapan orta yaşlarda bir kişi şunları söyledi: "Biz Sünniler, Alevilerin gerçek Müslümanlar olduklarına inanmıyoruz, bazıları öyle olduklarına inanıyor görünseler bile. Ramazan'da oruç tutmuyorlar; camiye gitmiyorlar... Tuhaf fikirleri var."
Bu sözlerin sahibi, günlük yaşamında fazlasıyla yoğun olduğundan Alevilerden rahatsız olmadığını söylüyor. Ancak yine de oğlu Mehmet'in, Alevi bir kadınla evlenmesini istemediğini de belirtiyor.
Türk medyasında, Sünni ve Alevilerin birlikte yaşadığı mahallelerde alkol satıcılarına yönelik saldırılarla ilgili haberler yer aldı.
Bazı yorumcular, bu saldırıların genel olarak İslamın alkole karşı çıkmasıyla bir alâkası olmadığını iddia ediyorlar. İstanbul'un merkezi herhangi bir Avrupa metropolündeki alkollü içecekleri sunan barlarla dolu. Bu yorumculara göre, saldırılar daha ziyade Alevilerin mahallelerine taşınmasından öfke duyan komşular tarafından düzenleniyor.
Alevilerin grup seks yaptıkları ve ensest ilişkiye girilen dinsel ayinler düzenledikleriyle ilgili yalan yanlış dedikodular oldukça yaygın.
--Aleviler Mahkemeye Gidiyor--
Kendilerine gösterilen hoşgörüsüzlüğe rağmen Alevilerin özgüveni son birkaç yıldır ciddi oranda arttı. Birçoğu destek için Batı'ya bel bağlıyor.
Geçen yıl, kızının Sünni din derslerine katılımının zorunlu olduğu gerçeğine öfkelenen Alevi bir veli, Ankara hükümetini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıdı.
Strasbourg merkezli mahkeme, okulun taraflı öğretiminin çoğulculuk ve nesnellik ilkelerine uymadığına hükmetti ve Türk hükümetinin yeni bir okul müfredatı geliştirmesi talebinde bulundu, fakat şimdiye dek yeni bir müfredat düzenlenmedi.
Ancak bu ayın başında iktidardaki AK Parti, Alevi inancının Türk okullarında öğretimine açık olabileceklerini bildirdi.
AK Parti Meclis Grup Başkanvekili Nihat Ergün, "Din dersi bireysel taleplerden hareket etmeli. Aleviler Alevi inancını öğrenmek istiyorlarsa, biz bunun yolunu açabiliriz" dedi. Dahası, Ankara AB'nin Türk hükümetinin Sünni olmayanlara hoşgörüsüzlüğü olarak algıladığı durumlara dikkat çekmesinin ardından, bütün bir yıl boyunca Brüksel'e Alevi ve diğer azınlıkların haklarını artıracağı sözünü verdi.
Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı cemevlerini mâli yönden desteklemeyi reddediyor. Kültür Bakanının daha önce, Bakanlığının dini grupların temsil edilmesiyle bir ilgisi olmadığını söylemesine rağmen şaşırtıcı olsa da bu meseleyi bir şekilde Kültür Bakanlığı ele alacak.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay geçen ay, "Devlet inancın ne olup ne olmadığını tarif edemez" demişti.
--İslam ve Avrupa—
Avrupa'daki Müslümanların rolü ve Avrupalıların İslama yönelik tavırları, AB'nin 2008'i resmi olarak dinler arası diyalog yılı olarak kutlamasıyla beraber, Birliğin siyasi gündeminin başına oturdu.
Okullarda dini eğitime odaklanan AB'nin kültürden sorumlu komisyon üyesi Jan Figel bu yılın başında Avrupa okullarının çoğunda öğrencilerin inancına göre ayrıldığını, ayrı şekilde öğrenim gördüklerini ve kendilerine sadece kendi dinlerinin öğretildiğini söyledi.
Figel üye devletleri, öğrencilerin birlikte yaşadıkları kültürler, örneğin İslami kültürler hakkında bilgi edinmelerine imkân tanıyacak biçimde okul müfredatlarını yenilemeye teşvik edeceğini söyledi.
Avrupa Parlamentosu üyeleri, insanların yanlış şekilde şiddeti ve terörü İslamla ilişkilendirdikleri gerçeğine atıfta bulunarak, çok dindar olmayan ülkelerde bile, insanların, neyin din olmadığını ayırt edebilmeleri için din hakkında daha çok şey bilmeleri gerektiğine dikkat çektiler.
İstanbul'daki Karacaahmet Sultan Cemevinden Alevi lider Muharrem Ercan, son günlerde kendisiyle yapılan bir mülâkatta, Alevi öğretisinin İslamla Batı arasındaki ilişkileri iyileştirebileceğine inandığını söyledi ve şöyle dedi: "İslamın hoşgörülü olup olamayacağı meselesini biz 750 yıl önce çözdük."
Ercan bu konuda onları yakalamanın, Türkiye'nin geri kalanına bağlı olduğunu söyledi.
HABERBU - 23 Aralık 2008
Turkey's Alevi muslims look to EU for protection from intolerance
TERESA KÜCHLER / EUobserver - 19.12.2008
"From next year, there will be a ban on smoking in bars and restaurants in Istanbul, just like in the EU. There is no chance that that will ever work here though," says Ozlem, a Turkish musician, as he roles himself another cigarette.
The tobacco is from his eastern home region in Turkish Kurdistan. It has a soft, sweet taste and smell.
God does not reside in a stone, but in the heart of people, Turkish Alevi muslims argue.
"This kind goes very well with raki," Ozlem's friend the taxi driver fills in, serving yet another round of the strong drink, a local version of France's pastis or Greece's ouzo. "I will get you a pack," he adds.
"They are trying to please Europe with the smoking bans," continues Ozlem, who has travelled almost the entire continent with his band, and seems to know every obscure festival in the European alternative music landscape.
If Turkey joins the EU, he could follow his German girlfriend to Germany, would he want to. He pretty much likes Istanbul.
Sitting just off the city's busiest shopping and party street, Istiklar, under a breathtaking sunset over the Bosporus and with some cold Raki in hands, it's difficult to see why he would not.
"In the last ten years, a lot has changed in this country. It is true that you see more veils on women - the new government has made Islam more trendy, kind of. But look around you, the girls are drinking cocktails and wearing tight jeans and all," the 35-year-old divorcé says, pointing at the people around us.
"The attitudes towards Kurds in Istanbul is better now, maybe it is because Europe is watching," he says. Ozlem and his friends are Kurdish and on top of that Alevi muslim, a not-so-trendy - in the eyes of the government - version of Islam.
A progressive, controversial, Islam
Last month, tens of thousands of Alevi muslims gathered for the "Great Alevi March" through the streets of Ankara, demanding full religious rights. They accused the government of pursuing an assimilation campaign, sending imams to Alevi villages to push them towards Sunni Islam.
The demonstrators called for abolition of compulsory Sunni religion classes, and demanded that their cemevis places of worship are recognised as such.
Between 15 and 30 percent of the 70 million Turks, depending on who is counting, follow Alevi doctrine.
"One must not violate the rights of the other person, believe in the unity of God, love the other person and share with the other person." According to Alevi leader Izzetin Dogan these are the four main principles of Islam. He says Alevism is a "philosophy of love".
Modern Alevism is however more political than such a description. Strongly influenced by humanism, it promotes an unflinchingly progressive stance on a number of controversial issues: Alevis favour support abortion rights and equal opportunities for women and gays. They are also extreme pacifists.
Alevism allow alcohol and forbids polygamy, and its followers do not perform the Hajj pilgrimage to Mecca - a journey that according to most Muslims must be carried out at least once in a lifetime.
God does not reside in a stone, but in the heart of people, the Alevis argue, referring to the Black Stone within the Kaaba, the most sacred site within Islam.
Commentators on EU-Turkey relations in the country say that the treatment of the Alevis may become the key litmus test to see whether the governing Justice and Development Party, or AKP, a moderate Islamic party that has fought to ease Turkey's strict secularist rules, is committed to religious freedom for any other religion than its own.
The country's government and its Religious Affairs Directorate, a state-run department that funds mosques, churches and synagogues, refuse to recognise Alevi cemevi as places of worship.
Or at least they did until Brussels started presenting the EU candidate state with paragraphs on minority rights in its treaties. Suspicion of Alevis is however deeply rooted in secular yet Sunni Turkey.
Incest rites and orgies
From the magnificent Sultan Ahmet Camii, or Blue Mosque, in the heart of the Old Town of Istanbul, practicing Muslims pour out from Friday prayers into the street and soon mix with crowds of tourists and vendors of religious kitsch.
"We Sunnis do not believe that Alevis are real Muslims, even if some of them seem to believe it themselves. They do not fast during Ramadan; they do not go to mosques ... they have strange ideas," a middle-aged man who lingers around the mosque in the cold autumn sun to enjoy a roasted corn cob together with his son.
The man says he is not bothered with the Alevis in his daily life, for that, he is far too busy. But he would not want his son, Mehmet, a lanky teenager who translates his fathers words into correct school English, to marry an Alevi woman, he says.
Turkish media have reported about assaults on alcohol sellers in neighbourhoods with both Sunni and Alevi populations.
Some commentators argue that the assaults have nothing to with Islamic resistance to alcohol in general - the centre of Istanbul is full of bars who serve the same kind of alcoholic beverages as in any other European metropolis - but rather come from anger from the neighbours that Alevis have moved into the quarter.
False rumours about Alevis engaging in group-sex and conducting religious rites in cemevis involving incest are also widespread.
Alevi goes to court
But despite the intolerance shown them, Alevi self-confidence has grown considerably over the last few years. Many look to the West for support.
Last year, an Alevi parent took the Ankara government to the European Court of Human Rights, angered over the fact that his daughter had to participate in compulsory Sunni religion classes.
The Strasbourg-based court ruled that the school's biased teaching was not upholding principles of pluralism and objectivity, and demanded that the Turkish government develop new school curricula. So far, no new curricula have emerged.
Early this month, however, the governing AKP announced that they might be open to the teaching of Alevi faith in Turkish schools.
"Religion class should depart from individual demands. If Alevis want to learn the Alevi faith, then we can pave the way for this," Nihat Ergun, deputy leader of the AKP parliamentary group recently told media in Ankara.
Furthermore, following EU remarks on what the union perceives as intolerance against non-Sunnis within the Turkish government, Ankara has throughout the year promised Brussels it will increase the rights of the Alevi and other minorities.
But the Religious Affairs Directorate refuses to fund cemevis. Instead, the culture ministry will handle the matter, somewhat surprisingly though, as the culture minister had earlier said his ministry had nothing to do with the representation of religious groups.
"The state cannot define what is a faith, and what is not," culture minister Ertugrul Gunay told Turkish media late last month.
Islam and Europe
The role of muslims in Europe and European attitudes towards Islam has moved up the political agenda in the EU, with the bloc officially celebrating the year of intercultural dialogue throughout 2008.
Focusing on religious education in schools, EU culture commissioner Jan Figel said earlier this year that in most European schools, students are separated according to faith and are taught separately and only about their own religion.
He said he would encourage member states to review school curricula so that pupils will receive knowledge of the cultures they live with and around, such as Islamic cultures.
Individual MEPs have pointed out that even in countries that are not very religious, people should know more about religion, if for no other reason than to be able to distinguish what is not religion - referring to the fact that people wrongly link violence and terrorism to Islam.
Alevi leader Muharrem Ercan from the Karacaahmet Sultan cemevi in Istanbul said recently in an interview that he believes that Alevi doctrine can improve relations between Islam and the West, saying: "We solved the issue of whether Islam could be tolerant 750 years ago".
He said it is now up to the rest of Turkey to catch up with them.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.