Alevi Mitingi'ni Doğru Okumak
Alevi Mitingi'ni Doğru Okumak Gökhan TÜRK Kadıköy İskelesi’nde 8 Kasım 2009 tarihinde Alevi Bektaşi Federasyonu’nun...
Alevi Mitingi'ni Doğru Okumak
Gökhan TÜRK
Kadıköy İskelesi’nde 8 Kasım 2009 tarihinde Alevi Bektaşi Federasyonu’nun (ABF) öncülüğünde gerçekleştirilen “Ayrımcılığa Karşı Eşit Yurttaşlık Hakkı” mitingi, on binlerce vatandaşın katılımı ile gerçekleştirildi. ABF yetkilileri ve mitinge katılan dernek yöneticileri, daha önce 9 Kasım 2008 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilen miting ile Alevilerin de kitlesel güç gösterisi yapabileceklerini göstermişler ve bunu İstanbul’da daha geniş bir katılım ile 8 Kasım’da tekrarlamışlardır. Devlet Bakanı Faruk Çelik’in himayesinde devam eden Alevi Çalıştayları’nın etkileri ve etkinlikleri devam ederken, diğer yandan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Tunceli ziyareti esnasında cemevini ziyaret etmesi, kamuoyunun dikkatlerini Alevi Mitingi’ne çevirmesine neden oldu.
Mitinge katılanların ve mitingi organize edenlerin söylevleri incelendiğinde mitingin sosyal ve siyasal çevrelere anlamlı mesajlar taşıdığı fark edildi. Söylevlerde esas hedef iktidar partisi ve hükümet ise de, satır aralarında siyasal partilere, sosyal dayanışma gruplarına ve Alevileri temsil eden diğer yapılanmalara da önemli mesajlar verildiği görüldü. Öncelikle iktidara verilen mesaj yoğun katılımdan dolayı halk meşruiyeti oldu. Genel seçimlerde yüksek temsil oranı elde eden iktidar partisine karşı, Alevi Federasyonu kitleleri meydanlara indirdi ve “ bizim de kitlesel desteğimiz var” diyerek hem çalıştaylar sürecinde ön plana çıkmayı başardı, hem de sistemdeki ağırlığını artırmak istediğini vurguladı. Mitingin özünde kitlelerin esas olarak sorguladığı, çalıştayların ve Alevilerin problemlerinin çözümüne ilişkin olarak gösterilen yaklaşımların samimiyetiydi. Mitinge katılan vatandaşlardan, sahne alan sanatçılara kadar hemen herkes bu samimiyetin üzerinde durdu. Bu sorgulamalardan bir örnek verecek olursak sanatçılarından bir tanesinin sözleri bütün durumu özetleyecek nitelikte idi. Sanatçı 1993 yılında Sivas Madımak Katliamı sırasında parçalanan Pir Sultan Abdal heykelinin bugün iktidar tarafından tekrar dikilmesinin bu samimiyet sınavında önemli olacağını ifade etti. Bir diğer örnek ise yıllardır İstanbul Sultanbeyli ilçesinde yaşanmaktadır. Kurulduğu tarihten itibaren muhafazakâr partiler tarafından belediye başkanlığı yürütülen Sultanbeyli’de Alevilerin en yoğun olarak yaşadıkları mahalle Yavuz Selim Mahallesi’dir. Hükümetin ülkeyi demokratikleştirme çalışmalarında Alevilere yönelik samimiyetini göstermesi açısından mahalleye her hangi bir Alevi önderinin adını vermesi, hem samimiyetin bir göstergesi olup güven oluşturacak, hem de her iki tarafın geleceğe dönük çalışmalarında psikolojik bir rahatlamaya neden olacaktır. Mitingin diğer bir amacı ise gündemden düşmeyen demokratikleşme hareketlerinden ya da medyatik adı ile “açılımlardan” Alevilerin sorunlarına çözüm olacak değişikliklerin de bu dönemde gerçekleştirilmesi için baskı yaratmaktı.
Katılımcı siyasal partilerin ve sosyal grupların tamamına yakının sol tandanslı olması, Türkiye’de merkez sağ ve milli – muhafazakâr partilerin hala Alevilerle iletişim kuramadıklarını veya Alevi kitlelere hitap edemediklerini göstermiş oldu. Bu nedenle Aleviler de tepki olarak genel ve yerel seçimlerde “muhafazakâr” partilere destek vermiyorlar. Tabii bu sadece bir iletişimsizlik problemi değil, tarihi arka planı olan bir durum. Fakat siyasal partilerin Alevileri yeterince tanıyamamaları, tabanlarından gelecek tepkileri göğüsleyememeleri veya Alevilerden destek göremeyeceklerini düşünmeleri, Alevilerle aralarında büyük uçurumun devam etmesine ya da daha da büyümesine neden oluyor.
Alevi mitingindeki söylevlerin ve konuşmaların içeriğine bakıldığında Türkiye’deki Laiklik, Cumhuriyet veya Atatürkçülük kavramlarının Aleviler tarafından algılanışı da net olarak anlaşılmış olacaktır. Atatürk’ün Aleviler tarafından mitleştirilmesi ve vazgeçilmez bir kişilik olarak görülmesi, Alevilerin Osmanlı Devleti zamanında yaşadıklarının toplumsal belleklerinde silinmeyen izler bırakmasından kaynaklanmaktadır. Alevilerin yaşadıkları bölgeleri iyi tetkik eden Atatürk, Kurtuluş mücadelesi sırasında bölge valileri ve kaymakamlarından Alevi – Bektaşilerle iyi geçinmelerini ve Kurtuluş mücadelesine Alevilerin desteklerinin sağlanmasını istemiştir. Ankara’ya gelmeden önce Hacı Bektaşi Veli dergâhını ziyaret etmiş, burada Cemalettin Çelebi ile görüşmüş ve onun desteğini almıştır. Salih Bozok’un anılarında da belirttiği gibi cumhuriyet fikri ilk defa bu görüşme sırasında gündeme gelmiştir. Atatürk’e Kurtuluş Savaşı sonrasında gerçekleştirdiği devrimlerde en büyük desteği yine Aleviler vermiştir. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk hilafeti ve saltanatı kaldırıp, yerine aşamalı olarak Laiklik ilkesini getirmiş, cumhuriyet ve demokrasinin gelişmesi için çaba göstermiş ve Alevileri dikkate almıştır. Alevilerin ibadethanelerine Atatürk’ün fotoğraflarını asmaları devlete ve sisteme karşı bir aldatmaca veya takiyye değil, aksine Atatürk’e karşı duyulan samimiyetin bir göstergesidir.
Alevilerin laikliğe bu kadar sıkı şekilde bağlanmalarının nedeni ise, laikliğin, Aleviler ile devletin Sünni ağırlıklı yapılanması arasında kendileri lehine koruyucu bir denge oluşturduğunu düşünmeleridir. Baskın olan Sünni nüfus karşısında Laiklik, kimliklerini ifade edebilmek, inançlarını rahatça yaşayabilmek, herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmamak açısından Aleviler için son derece gereklidir. Fakat Cumhuriyetin tam anlamı ile Laik bir devlet olduğunu, kamu kurum ve kuruluşlarının bu kavram çerçevesinde oluşturulduğunu düşünmüyorlar. Bu düşüncenin en temel nedeni ise Laik olan bir devlette; Diyanet İşleri Başkanlığı adlı bir kurumun devletin çatısı altında yer alamayacağı, zorunlu din derslerinin olamayacağı ve kamu otoritesinin bütün vatandaşlarına “herhangi bir ayrım yapmadan” eşit olarak yaklaşması gerektiğini, ancak mevcut uygulamalarının kendilerini “ötekileştirdiğini” düşünüyorlar.
Alevi Bektaşi Federasyonu’nun mitingi organize etmesi ve yüksek bir katılım sağlamaları, Alevileri temsil eden diğer örgütlenmelere karşı kitle desteği ile bir meşruiyet ve güç gösterisi oldu. Bilindiği üzere Alevileri, Alevi – Bektaşi Federasyonu’nun yanı sıra Dünya Ehlibeyt Vakfı ve CEM Vakfı gibi örgütlenmeler de temsil ediyor. Bu örgütler arasında temsil yeteneği, üye sayıları, maddi kaynaklar, medya yapılanması ve halk desteği gibi konularda bir rekabet söz konusu olduğundan mitingin önemi Alevi örgütleri açısından daha farklıydı. Alevi örgütleri arasında Alevilik algılamalarının yanı sıra, kitlesel desteklerin siyasete kanalize edilmesine varana değin birçok farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklar örgüt yöneticilerinin beyanlarında sık sık gündeme gelmektedir.
Çalıştaylar ve miting arasında önemli bir gelişme daha yaşandı ki, bu da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Tunceli’de cemevi ziyareti oldu. Cumhurbaşkanının bu ziyaretinin değerlendirmeleri genel olarak Cumhurbaşkanının miting öncesi Alevilere yakın olduğunu, sorunların çözümünde inisiyatif aldığını göstermesi açısından önemliydi. Demokratikleşme çalışmalarında öncülük eden Cumhurbaşkanının aynı yaklaşımla Alevileri de bu çalışmalarının bir parçası olarak göstermesi, Alevilerin problemlerinin çözümünde daha fazla rol alabileceğini gösterdi.
Biçimsel olarak Alevi mitingi türkülerle son bulsa da, mitingin mesajları doğru okunduğunda esas anlaşılması gereken, Alevilerin de bu ülkede yaşayan dini ve etnik ayrımcılığa maruz kalan diğer gruplar gibi haklarını demokratik ve yasal yollardan talep ettiğidir. Herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmadan ibadethanelerinin tanınması veya Hacı Bektaşi Veli dergâhı gibi müze olan veya devletin himayesinde bulunan dergâhların Alevilere iadesini talep ediyorlar. Alevilerin talepleri ve bu taleplerin siyasal partiler tarafından algılanışı Alevi seçmenlerin partiler ekseninde seçimleri etkileyeceğini gösterdi. Türkiye’deki demokratikleşme ve yeniden yapılanma çalışmalarında Aleviler kendilerinin göz ardı edilmelerini engellemek için meydanlara inmeye başladılar ve açıkçası inmeye de devam edeceklerinin sinyallerini verdiler.
<!--
var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';
var path = 'hr' + 'ef' + '=';
var addy30578 = 'gkhanturk' + '@';
addy30578 = addy30578 + 'gmail' + '.' + 'com';
var addy_text30578 = 'gkhanturk' + '@' + 'gmail' + '.' + 'com';
( '' );
30578 );
( '' );
//-->n
<!--
( '' );
//-->
<!--
( '' );
//-->
KAYNAK : Bilgesam.org - 17 Kasım 2009
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.