ORTALIK HARMAN YERİ

Statükocu Alevilerin her birinin ellerinde taş, sopa, tezek ve ağızlarında kusmuklu “Vurun Kahpeye” nidaları ile “Alevi recmi” ne çıkmışlar. Kendi yaptıkları yetmiyormuş gibi reddettikleri, “yezit” diye yaftaladıkları hukukçuları “cezasını verin” çığlıkları atarak göreve çağırıyorlar.

Bu soruyu ciddi ciddi kendimize soralım, niye?

Biz bu “stand up kahpesi” ne, niye bu kadar kızıyoruz?

Pınar Fidan kızımızın gösterisini defalarca izledim.

Statükocu Alevileri ayağa kaldıran bölüm hepi topu 65 saniye.

Kızımız ne diyor, bir bakalım;

Bir tanıdığının paylaşımlarından söz ederek, Finlandiya’da siyasilerin metro ile seyahat etmesini ele alıp, Başbakanlarının normal insanlar gibi metro ile gidip gelmesinden söz ederek, “Asıl cennete gidecek olanlar bunlar,bizimkiler cehennemlik” demiş. Kızımız da bu sözü “ cennetlik bir iş yapmadan” başkalarını eleştirmenin çarpıklığını anlatıyor.”Üstelik bu sözü söyleyen de Alevi” diyerek sözü söyleyen Alevinin ( kızımızın dayısıymış aynı zamanda) cennet-cehennem kavramlarının Alevi inancında olmadığını bilmeyecek kadar da cahil olduğu vurgusunu yapıyor.

Pınar kızımız mealen diyor ki; gazetelerde “ cem evi’ ne saldırı oldu” diye sık sık 3. sayfa haberleri okuyoruz.

Hiç ölüm olayı olmuyor. Çünkü Aleviler artık cem evinde değiller. Onlar Türkü barlarda, meyhanelerde toplanıyorlar.” diyor. Ve kocaman bir çuvaldızı “haşırtt” diye Alevi hareketini şuanda elinde tutan ve bir türlü değişime ayak uyduramayan Gelenekselci, (Türkçü - Kürtçü - 12 İmamcı - feodal soy - sopçu ve sosyalist - proletarya diktatörcü ) Alevilere saplıyor.

Ve arkasından cemevlerine saldıran,Alevi avına çıkacak kadar gözü dönmüşlere, “Eğer Alevileri öldüreceksen Türkü Barlara-meyhanelere bak. Daha da olmadı topla Alevileri bir otele tık ve yak. Sen bunu bilirsin,daha önceden yapanlardansın ” diyerek onların hasta ruhlarına sesleniyor.

Pınar Fidan kızımız eleştiri oklarını kendisi de dahil Alevilere çeviriyor.

Dayısı bile olsa cennet-cehennem kavramlarına inanan biz Alevilerin cehaletini yüzümüze vuruyor.

Varlığın Birliği inanç ve yaşam biçiminin vücut bulmuş hali olan Aleviliğin, hangi ırktan,hangi sınıftan,hangi cinsten,hangi dinden olursa olsun eşit, alemdeki canlı cansız bütün varlıkların Hakk’ın ta kendisi olduğunu bilmeyen,bilmek istemeyen ırkçı-dinci-sınıf ve feodal soy-sopçu Alevilerce cem evlerinin boşaltıldığını söylüyor kızımız bize.

“Cem Evine Saldırı, Alevi Evlerine Çarpı İşareti, Alevilere Gözdağı” gibi haberlerle korkularımıza korku katarak yaşadığımızın yanlışlığını kulaklarımıza bağırıyor Pınar kızımız.

Evrenselleşen Aleviliğin sorunlarının tespit ve tedavisini yapamayan,Gelenekçi Alevi hareket yöneticilerince ortak inanç, ortak geçmiş,ortak gelecek,ortak zaman kavramlarının belirlenemediği için, ortak mekanlar olan cem evlerinin boş olduğunu söylüyor Tuz-Biberci kızımız.

Gelecek umudu gösterilemeyen şehirleşmiş Alevilerin, kendilerini Türkü Barlara-meyhanelere yönelttiği gerçeğinin altını çiziyor kızımız.

Ve kızımız, eski köye yeni adet getirip kocaman bir “hata “ daha yapıyor.

Bütün bunları eline sazı alıp, deyiş olarak değil de stand up sanatçısı bir kadın-kız olarak mikrofonla sahnede söylüyor. “Herifleri” çileden çıkarıyor.

Gerçekten de günümüz Aleviliğinde ortalık harman yeri.

Havada linç kokusu kol geziyor.

Türk Aleviliği , Kürt Aleviliği, Arap Aleviliği, Dersim Aleviliği diyerek Aleviliği açık - gizli her türden etkinliklerle ırkçılığa yamamak isteyenlerin, “ Alevilik İslamın özüdür “ şiarı ile Kuran öpüp başlarına koyanların, 12 İmama soylu Seyyidlik - dedelik - pirlik adı altında Şiacılık pompalayanların, İşçi sınıfı diktatöryası için Aleviliği militan deposu olarak görenlerin ortak hıncını üzerine çeken kızımız, onların yüzüne ayna tutmaktan başka bir şey yapmamıştır.

Aynada kendi yetersizliklerini,yanlışlarını,yapamadıklarını,yapmak istemediklerini, kendilerinin “Muhtaç-ı Himmet Bir Dede, Kime, Nasıl Rahmet Ede “ olduklarını görenlerin kin kusmaktan başka yollarının olmadığını bilmek çok acı.

Seydali Gönal