Alevi esnafa Deniz Feneri kumbarası
Gül'ün Resmini Asmayana Belediyeden Para CezasıBİRGÜN GAZETESİ DİZİ YAZI VE ARAŞTIRMA DOSYALARI / MAHALLE BASKISINDAN DEVLET BASKISINA...
Gül'ün Resmini Asmayana Belediyeden Para Cezası
BİRGÜN GAZETESİ DİZİ YAZI VE ARAŞTIRMA DOSYALARI / MAHALLE BASKISINDAN DEVLET BASKISINA
Kayseri’de herkes farklı bir uygulama anlatıyor: Mesela, Abdullah Gül’ün portresini asmayan kitapçıya belediye 380 YTL ceza kesiyor… Kentte selamlaşma genellikle kafa tokuşturma biçiminde. Hatta, özellikle kamuda, “Selamünaleyküm” selamı verilmediği zaman memurlar farklı muamele yapıyor....
Erciyes Üniversitesi’nin 35 bin öğrencisi, özellikle İslami sermaye olarak adlandırılan kesime ait sanayi yapısıyla Kayseri, bölgenin en dinamik illerinden birisi. Başta Yozgat, Sivas, Nevşehir, Kırşehir olmak üzere bölgenin diğer illerinden fazlasıyla göç alan bir kent. Kayseri. Bir dönem Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı kentte; halen bir tane faal Ermeni kilisesi bulunuyor. Diğer Ermeni kiliseleri ve yapıları ise harap durumda. Sadece Talas ilçesinde bazı Ermeni evleri restore edilmiş, yerel halk bu evlere “Kayseri Evi” demeyi tercih ediyor. Kayseri’de yerel halkın bir kısmı da Avşar’lardan oluşuyor. Avşarların çoğunlukta olduğu ilçeler ile Kayseri kent merkezi arasında önemli farklar bulunuyor. Avşarlar, muhafazakâr bir özellik taşımıyor. Yerel halkın Avşarlara yaklaşımı daha temkinli. Kayseri’de ayrıca Dersim İsyanı’nda bölgeye göç ettirilen Aleviler bulunuyor. Bu kesim “Kürt Alevisi” olarak nitelendiriliyor. Yine bu “Kürt Alevisi” köylerinde ve yoğunlukta olduğu ilçelerde durum Kayseri merkezden daha farklı.
Kayseri tarihsel olarak ilginç özellikler taşıyor. Nitekim, merkezi iktidar kimdeyse genelde yerel yönetim de o partiye mensup oluyor. Yakın tarih açısından; 1973-80 dönemi ile 1983-1994 dönemlerinde CHP (SHP’li) yerel yönetimler işbaşında bulunuyor. 1994’ten itibaren ise Refah, Fazilet, AKP tarafından yönetilen Kayseri’de hukukçu olan ama asıl işi ticaret olan AKP’li Mehmet Özhaseki belediye başkanlığı yapıyor. Kayseri, Refah Partisi döneminde “10 Kasım törenlerine içim kan ağlayarak gidiyorum” açıklaması nedeniyle cezaevine giren Şükrü Karatepe tarafından yönetilirken, bu olay sonrası Özhaseki başkanlık koltuğuna oturdu. Özhaseki’nin özellikle ticaret üzerinde geniş bir etkisi olduğu belirtildi.
Başta İstikbal olmak üzere kentte cemaatlere hayli yakın İslami sermaye kesimi bulunuyor. Kayseri’de Nur cemaati ile birlikte pek çok cemaat faaliyet gösteriyor. Bunlar arasında Nakşiler ve Süleymancılar çok yaygın. Görüşmeler sırasında “Kayseri’de Nurcuların sağ kolu” olarak nitelendirilen bir kişiyle de görüştük. Söz konusu kişi, kentteki Nur cemaatinin ağırlığını kabul ederken, siyasetle ilgileri bulunmadığını, tamamen insani amaçlı faaliyetler gösterdiklerini ifade etti.
Kayseri’deki görüşmelerde türbanın son yıllarda giderek arttığı ancak biçim değiştirdiği vurgulandı. Türbanlı genç kızlar başlarını örterken, dar kot pantolonlar, bluzlar giyebiliyor. Bu durum kentte “Üstü Mekke altı Paris” ifadesiyle mizah konusu haline getirilmiş. Türban bir yandan yaygınlaşırken Erciyes Üniversitesi ve Kayseri’de “Almancı” olarak nitelendirilen Avrupa’daki işçiler nedeniyle görece bir giyim kuşam değişikliği olduğu anlatıldı.
Kayseri’de “Oturma” adı verilen cemaat toplantıları hayli yaygın. Görüşme yapılan kişilerin büyük çoğunluğu bu tür toplantılara davet aldığını açıkladı. Erkekler ayrı kadınlar ayrı “Oturma” düzenliyorlar. Belediye başkanı ve yakın çevresinin de bağ evlerinde benzer oturmalar düzenlediği anlatıldı. Görüşme yapılan türbanlı bir belediye çalışanı, akşamları yapılan bu tür oturmalarda, bir ilahiyat mezunu kadının dini bilgiler verdiğini anlattı. Kendisinin takip ettiği bu oturmalarda başı açık kadınların da olduğunu belirten türbanlı genç kız, “Bazı cemaatler örneğin Nakşiler katılanları örtünmeye zorluyor” dedi. Kendisinin katıldığı toplantılara, doktor, eczacı, avukat gibi iş sahibi kadınların katıldığını aktaran genç kız, herkesin bu tür oturmalardan memnun olduğunu söyledi.
Kayseri’de başta “Işık Evleri” olmak üzere tarikatlara ait öğrenci evleri hayli yaygın. Özellikle üniversite kayıtları başladığında, kayıt yapılan yerin hemen önünde pek çok dernek ve vakfa ait masaların yer aldığı anlatıldı. Bu masalardan öğrencilere başta barınma olmak üzere çeşitli konularda yardım teklifleri yapılıyor.
ÖĞRENCİ İLÇESİ TALAS…
Üniversite öğrencileri kent merkezine göre daha rahat olduğu gerekçesiyle metropol sınırları içindeki Talas ilçesinde oturuyor. Kayseri’de yıllık kira uygulaması yapılıyor. Ancak Talas bölgesinde öğrenciler için aylık kira uygulandığını, fiyatların normale göre biraz yüksek olduğu belirtildi. Öğrenciler Talas’taki mahallelerde daha rahat hareket edebildiklerini ifade ediyorlar. Talas’ta küpe ve uzun saçın sorun olmadığını ancak kent merkezinde zaman zaman laf atmaların yaşandığı belirtildi. Kampüste hakim olduğu belirtilen ülkücülerin de sıklıkla tacizlerde bulunduğunu aktaran öğrenciler, küpe ve uzun saçın genelde dışardan gelenlerde olduğunu, Kayserili gençlerin ise aile baskısı nedeniyle böyle bir şey yapamayacaklarını anlattılar. Hatta görüşülen Kayserili bir genç, kulağını deldirdiğini, ancak günlerce eve giderken küpesini çıkartıp, yara bandı taktığını anlattı. Ardından ailesini ikna ettiğini belirten genç, çevre baskısından dolayı ailelerin çocuklarının giyim kuşamına karıştığını anlattı. Gençler belediyenin doğru düzgün sosyal aktivite yapmadığından şikayet ederken, kentte belediyeye ait bir Güzel Sanatlar Merkezi ile Belediye Şehir Tiyatrosu bulunuyor. Görüşme yapılan gençler, Güzel Sanatlar Merkezi’nde çoğunlukla dini günlerde ilahi dinletileri düzenlediğini, kentte internet kafe dışında gidebilecekleri yerler olmadığını, az sayıdaki kafeye ise yine aile ve çevre etkisiyle gidemediklerini anlattılar.
“KAYSERİ’DE HAYAT ERKEN BİTİYOR”
Kayseri’de sosyal yaşamın saat 21 itibariyle sona erdiğini anlatan gençler, zenginlerin ise eğlenmek için Kapadokya bölgesi ile Mersin’e akın ettiğini vurguladı. Hatta, cumartesi pazarları Kapadokya bölgesindeki mekânların önünün 38 plakalı araçlarla dolu olduğu anlatılırken, bazı turistik tesislerin yabancıların rahatsız olduğu gerekçesiyle 38 plakalı araçlarla gelenleri otellerine almadığı belirtildi.
Ramazan ayında ise kentte belirgin biçimde yiyecek-içecek mekânlarının kapalı olduğu görüldü. Geçen yıl Ramazan ayı üniversite kayıt dönemine denk geldiği için fast-food türü mekânlar öğleden sonra servise başlarken; tüm lokantalar sadece iftar saatine yakın açılıyordu. Kentte ramazan nedeniyle sokakta sigara içen hiç kimseye rastlanmıyor. Kentin Surdibi denilen bölgesinde ise yan yana üç kahvehanenin Ramazan ayında açık olduğu aktarıldı. Bu kahvelerin müdavimlerinin ise Avşar kökenli Kayserililer olduğu belirtildi. Kayseri’nin en merkezi yeri olan Saat Kulesi meydanında yan yana üç tane kafe bulunuyor. Bu kafeler, Ramazan nedeniyle kapalı oluyor. İftar saatinde açılan kafeler, gece 02’ye kadar izne sahip.
REFERANSLARI GİDEREK DEĞİŞİYOR
Kayseri’de kitapçılık yapan bir görüşmeci ise, Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı adaylığının açıklanması ile birlikte zabıtanın esnafa camlarına yapıştırması için Abdullah Gül posteri dağıttığını, kendisinin ise bunu baskıya rağmen kabul etmediğini, iki gün sonra da, belediyenin gelip tabelasını ölçtüğünü, bildirimde bulunduğu 6 metrenin dışında tabelanın beşer santimlik yan çıtaları nedeniyle 380 milyon lira (380 YTL) ceza kesildiğini anlattı. Ardından banka hesaplarının bloke edildiğini, Maliye’nin yaptığı bu işi, çözene kadar çok uğraştığını, defterlerinin didik didik edildiğini anlatan aynı kişi; “Muhalefet edene anında karşılık veriliyor, aba altından sopa gösteriliyor, sindiriliyor insanlar. Bakın, Kayseri’de son yıllarda el değiştirmek zorunda kalan şirketlere, hemen hepsi sosyaldemokrat insanlara ait şirketler. Ticari baskılarla bu şirketler el değiştirmek zorunda kalıyor, batıyor insanlar. Baskılarla bunaltılıyor şirketler. Kayseri iş dünyasında AKP yanlısı-AKP karşıtı ayrımı var. Farklı olana yönelik bir cezalandırma yöntemi de dışlamak, konuşmamak, selam vermemek, o kişiyle alışveriş etmemektir” ifadesini kullandı.
Din, ticari yaşama damgasını vururken, çarpıcı bir örnek verildi. Kentteki bazı marketlerin farklı bir seri numarasıyla biten üyelik kartlarını cemaat mensuplarına dağıttığı ve bu kartlarla yapılan alışverişlerde indirim yapıldığı ileri sürüldü. Organize sanayi bölgesinde faaliyet gösteren fabrikaların genelinde Ramazan nedeniyle yemekhanelerin kapalı olduğu belirtildi. Görüşülen bir mobilya işçisi, bir süre önce medyaya da yansıyan “Toplu Umre”lerin doğru olduğunu, belirli zamanlarda fabrika yönetiminin 20’şer kişilik gruplarla işçileri Umre’ye götürdüğünü, fabrikada sık sık dini kitaplar dağıtıldığını anlattı. Alevi işçilerin de oruç tutar görünmek zorunda kaldığını belirten işçi, işe girerken, namaz, oruç gibi konularda sorguya çekildiğini anlattı. Fabrikalarda kadın işçilerin büyük kısmının türbanlı olduğu anlatılırken, kadın istihdamında türbanın bir referans kabul edildiği belirtildi. İş için başvuran kişilerin sıklıkla “Avşar mısın, Alevi Kürt müsün?” sorularıyla karşılaştığı belirtiliyor.
***
Alevi esnafa Deniz Feneri kumbarası
Pek çok yabancı markanın Kayseri’de faaliyet göstermesi nedeniyle ticari kaygılardan ötürü Cuma namazında mağazaların pek çoğu artık açık oluyor. Bu durumda genellikle bir kişi mağazada bırakılarak Cuma’ya gidiliyor.
Cuma namazı kentte özellikle ticari ilişkiler için büyük önem taşıyor. Görüşülen pek çok esnaf; cumanın ticari ilişkilerdeki önemine vurgu yaptı. Alevi esnafların bile Cuma namazında dükkânlarında olmadığı belirtilirken, namaza gitmese bile Alevi esnafların Cuma saatinde dükkânlarında bulunmamaya özen gösterdiği anlatıldı.
Cemaatlerin esnaf üzerindeki baskısına bir örnek olarak ise, Alevi olduğu bilinen bir esnafa Deniz Feneri kumbarasını tezgâhına koyması için baskı yapıldığı, esnafın da, müşteri kaybetmemek için bu teklifi kabul ettiği anlatıldı. Cemaatlerin kendi içlerinde alışveriş düzeni kurduğu anlatılırken, zaman zaman muhafazakâr olmayan esnafa ve işadamlarına cemaatlerden “salma” gönderildiği anlatıldı. Buna göre, cemaatler belirledikleri esnaf ve işadamına belirledikleri öğrencilere burs vermesini istiyor. Bağış adıyla, burs adıyla para ödemeleri isteniyor. Genel olarak da teşhir olmamak, tepki çekmemek, müşteri kaybetmemek için esnafların bunu kabul ettiği anlatıldı.
Yine bu çerçevede özellikle belediyelerden iş almak için Alevi müteahhitlerin cemaatlere yakın durduğunun altı çizildi. Kentte selamlaşma genellikle kafa tokuşturma biçiminde. Hatta, özellikle kamuda, “Selamünaleyküm” selamı verilmediği zaman başta belediye olmak üzere devlet dairelerindeki memurların farklı davrandığı anlatıldı.
***
Alevilere oruç tutma daveti
Kayseri’de Battal Gazi Mahallesi “Alevi Mahallesi” olarak biliniyor. Ayrıca Yıldırım Beyazıt ve Ziya Gökalp Mahallesi’nde Alevi nüfus bulunuyor.
Kentte Pir Sultan Abdal Derneği ile Hacı Bektaş Veli Derneği var. Hacı Bektaş Veli Derneği’nin, AKP’ye daha yakın durduğu, derneğin etkinliklerine Kayseri Müftüsü’nün katılıp dua okuduğu, büyükşehir belediye başkanının derneğe maddi yardımda bulunduğu anlatıldı. 2007 yılında bir cemevi temeli atılmış, ancak öylece kalmış.
Özellikle Battal Gazi mahallesinde AKP’li müteahhitlerin evleri satın alarak apartmanlar yapmaya başladığı, bunun sistemli biçimde Alevi mahallerinde uygulandığı ileri sürüldü.
‘ÇAMUR DERYASI’NDA YAŞIYORUZ!
Alevi mahallelerinde belediye hizmetlerinin yetersiz olduğu belirtilirken, kışın sokakların “çamur deryası”na döndüğü anlatıldı. Geçmişe oranla Sünnilerden fiziki bir baskı görülmediği, ancak özellikle işçi kesiminde Ramazan ayında oruç tutan Alevilerin giderek çoğaldığı vurgulandı. “Dışlanmamak ve ayıp olmasın diye, Battal Gazi dışındaki mahallelerde de buna benzer olaylar yaşanıyor. Battal Gazi’de Ramazan’da genelde tekel büfeleri ve kahveler açıktır. Sokakta sigara içilir ama diğer mahallelerde temkinli davranılıyor” denildi.
Kentte hayli yaygın olan “Oturma” denilen ev toplantılarına sıklıkla davet aldığını belirten Alevi görüşmeciler, ısrarlar karşında dışlanmamak için bazı ailelerin bu toplantılara katılmak zorunda kaldığını belirttiler.
Alevi kızlara karşı, “Siz niye örtünmüyorsunuz?” telkinin sıklıkla yapıldığı belirtilirken, başta din dersi öğretmenleri olmak üzere Alevi olduğu bilinen öğrencilere iyi davranılmadığı, namaz kılmaya zorlandığı aktarıldı.
BİRGÜN - 3 Mart 2009
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.