Alevi 'açılımı'nın içi boş
Alevi 'açılımı'nın içi boşAKP'nin Alevilere yönelik siyasi faaliyetinde önemli bir adım olarak lanse edilen Bilkent...
Alevi 'açılımı'nın içi boş
AKP'nin Alevilere yönelik siyasi faaliyetinde önemli bir adım olarak lanse edilen Bilkent Oteli'ndeki iftar yemeğinde Erdoğan, genel mesajlar vermekle yetindi. Uzun süredir gündemde olan paketin adı bile anılmadı.
soL Haftalardır konuşulan ve kimi çevrelerde de heyecanla beklenen AKP'nin Muharrem Ayı İftarı'nda herhangi bir sürpriz olmadı. AKP iktidarının bilindik söylemlerinin Alevilere yönelik olarak yeniden üretilmesinden ibaret kalan iftar yemeği, pek çok Alevi örgütü tarafından protesto edildi.
"Değerli kardeşlerim"den önce "sevgili canlar"
Başbakan Erdoğan, yemekte yaptığı konuşmasına, salona "Sevgili canlar, değerli kardeşlerim" sözleriyle hitap ederek başladı. Şekil itibariyle Alevilere hitaben yapılacağı düşünülerek yazıldığı belli olan konuşma metni, içerik açısından ise bilindik bir Erdoğan konuşmasından farklı değildi. "Ben buraya sizin mateminizi paylaşmaya değil, hep birlikte bizim matemimizi paylaşmaya geldim" ifadeleriyle söze başlayarak, hayatı boyunca sahiplenmediği bir geleneği kendisinin ilan eden Erdoğan'ın konuşmasının tamamı "birlik" vurgusuna dayandırılmıştı.
Erdoğan'ın konuşmasının ve daha da genel anlamda AKP'nin iftar yemeğinin ana fikri Erdoğan tarafından "Farklılıklarımızın altını çizmek için değil, müşterek aklın, müşterek irfanın, birlik iradesinin ortaya çıkması için bu akşam burada bir ve beraberiz" sözleriyle ifade edildi. "Ne politik mülahazalar, ne ideolojik analizler, birbirinde erimiş yüreklerimizi ayrıştırmaya muktedir olur" sözleriyle AKP iktidarını siyaset ve ideoloji üstü ilan eden Erdoğan, konuşmasının devamında bu vurgusunu "Bizim birliğimiz, beraberliğimiz siyaset üstü bir meseledir" sözleriyle daha açık bir biçimde dile getirdi.
Alevilerin acıları da siyasetin konusu dışında
Erdoğan'ın konuşmasında Alevilerin güncel sorunlarına dair hiçbir vurgu yer almazken, yakın ve uzak tarihteki Alevilere yönelik tüm kanlı eylemler de siyaset dışına atıldı.
Reha Çamuroğlu'nun "Sivas'ı unutmak lazım" sözlerinin inceltilmiş ve genelleştirilmiş bir biçimini dile getiren Erdoğan; "tarihten gelen bazı meseleler, bazı düğüm noktaları sık sık önümüze çıkabilir, hatta bunlar içinde, yüreğimizi sızlatan, boğazımızı düğümleyenler de olabilir. Bu meselelerin müphem, belirsiz kalan taraflarının bir kısmı ilahiyat alimlerinin, bir kısmı tarih bilginlerinin, bir kısmı sanatçıların, bir kısmı sosyologların meseleleri olabilir" dedi.
Alevilerin muhalif siyasi duruşunu oluşturan tüm özgün unsurların herkese mal edilerek sıradanlaştırıldığı konuşma, AKP'nin Alevileri içerme politikasının Aleviliği bir kültürel "farklılık" derekesine indirme çabası taşıdığını gösterir nitelikteydi. Ne var ki Erdoğan'ın "Aynı kaynaktan su içen, aynı kıbleye yönelen, aynı vahdet iklimini soluyan insanlar olarak bize düşen, şüphesiz tarihin vebalini birbirimizin üzerine yıkmak değildir" sözleri, yalnızca Alevilere yakın tarihte çektikleri acıların faillerinden hesap sormamayı salık vermekle kalmıyor, aynı zamanda Aleviliğin en özgün yönlerinden biri olan "benim kıblem insandır" fikrini de hiçe sayıyordu.
İftar protesto edildi
AKP'nin iftar yemeğinde sadece altı Alevi örgütü katılırken, yurt çapında iftar yemeğine yönelik protestolar vardı.
Ankara Tuzluçayır Mahallesi Abidin Aktaş'ta toplanan Aleviler, Erdoğan'ın Muharrem ayı iftarına katılmasını protesto etti. "Yeni hızır paşalara karşıyız" dövizi taşıyan grup AKP aleyhine sloganlar attı. Abidin Aktaş Sokak'tan, Tuzluçayır meydanına yürüyen grup burada bir basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada, Alevilerin başbakanın iftar yemeğine katılmasına tamamen karşı oldukları, bu zamana kadar Alevi vatandaşların sıkıntılarını dinlemeyen devletin bundan sonrası için yeni Hızır paşalar oluşturmaya çalıştığı ifade edildi.
Tunceli'de ise Cumhuriyet Meydanı'nda yapılan bir miting ile iftar protesto edildi. Tunceli Dernekler Platformu tarafından düzenlenen gösteride "Pir Sultan'ın torunları, Hızır Paşa'nın sofrasına oturmayacak" ve "AKP Alevilerden elini çek" dövizleri göz çarparken sık sık "Alevi halkı onuruna sahip çık" sloganı atıldı.
Platform adına Haydar Beltan tarafından okunan ortak basın açıklamasında "AKP'nin Aleviler ve dahası tüm emekçi halkımız için nasıl bir büyük tehlike olduğunu bilmeyenlere birkaç hatırlatma yapmak istiyoruz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, daha belediye başkanı iken Şahkulu Derneği'nin cemevini yıktırmış, Karacaahmet Cemevi için de aynı çabayı göstermiş ama baş edememiştir. Yıllar sonra bir gazeteye verdiği demeçte ‘Karacaahmet Cemevini yıkamamak içimde büyük ukdedir' demiştir" sözlerine yer verildi.
Açıklamada ayrıca AKP'nin Alevileri kazanıp yedekleme konusunda bir çalışma yaptığı, verilen iftar yemeğinin de bu çalışmanın bir parçası olduğu ifade edildi. "Devlet dini inançları toplumu yönetmenin bir aracı olarak kullanmaktadır. Aleviler günümüze kadar bu bahsin dışında kalmışlardır. Haksızlığı yapan kim olursa olsun karşısında olmuşlardır. İşte bu yüzden AKP bugün Alevilere yasal yani ‘devlet içinde bir statü' kazandırmaya çalışmaktadır" ifadelerine yer verilen açıklamada AKP'nin Alevileri "ehlileştirmeye" çalıştığı dile getirildi.
SOL GÜNLÜK SİYASİ GAZETE
14 Ocak 2008 - www.sol.org.tr
AKP'nin açılımı: Rüşvet
AKP'nin açılımının temel aracını, devlet bütçesinden dağıtılacak para ve AKP bünyesinde oluşturulacak Alevi kontenjanı oluşturuyor.
soL (Can Saday, 24 Kasım 2007) AKP'nin Alevi kökenli milletvekili Reha Çamuroğlu, hükümetin bir "Alevi açılımı" başlattığını açıkladı.
Çamuroğlu, dün yaptığı açıklamalarla açılımın detaylarına ilişkin bilgi verirken, açılımın temelinde devlet kaynaklarının ve AKP bünyesinde oluşturulacak siyasi rantın önemli rol oynayacağı yorumu yapılıyor.
Temel araç: Tüccar siyaset
Çamuroğlu'nun açıklamalarına göre hükümet, tıpkı Kürt açılımında olduğu gibi Alevi açılımında da devletin mali kaynaklarını harekete geçiriyor.
"Bizzat Başbakanın talimatıyla çalışmalara başladıklarını" açıklayan Çamuroğlu'na göre, Alevilerin temsili için bir genel müdürlük kurulacak. Henüz yasal statüsü, programı, vb. detayları üzerine açıklamada bulunulmazken, kurumun mali gücü ve istihdam kapasitesinin öne çıkarılması ise dikkat çekiyor. Çamuroğlu'nun açıklamasına göre kurum, 3 bin kişiyi istihdam edecek ve 2 milyon YTL'lik bir bütçeye sahip olacak.
"İki sene içinde bitireceğiz"
Çamuroğlu, iki sene içerisinde Alevilikle ilgili bütün sorunları çözmeyi hedeflediklerini söylerken, Aleviliği "İslam dışı görmeyen" yeni bir örgütlenmeye de gidebileceklerini söyledi. Çamuroğlu tarafından açıklanan planlar arasında, Aleviler ve hükümet arasındaki ilişkileri yürütecek 40 kişilik bir kurul oluşturulması, Ankara ve İstanbul'da dergah büyüklüğünde iki cemevi inşa edilmesi ve Alevi dedelerinin belirli eğitimlerden geçmeleri de yer alıyor.
AKP'nin orta vadeli hedefinin ise, Cem Vakfı ve Alevi Bektaşi Federasyonu'na (ABF) alternatif bir kurumsallaşma yaratmak olduğu iddia ediliyor. AKP'nin, 2008'in ilk aylarında kapsamlı bir kongre düzenleyeceği belirtilirken; yeni örgütlenme açılımından haberi olan Cem Vakfi ve ABF'nin 22 Temmuz seçimleri öncesinde bu yüzden AKP'ye oy vermeme çağrısında bulundukları öne sürülüyor.
AKP tarafından Ramazan aylarının rutini haline gelen iftar şovlarının, açılımla birlikte Muharrem ayına da taşınması planlanıyor. AKP'nin planına göre, Başbakan Erdoğan ve AKP kurmayları, Alevilerin oruç ayı olan Muharrem ayında Alevilerle birlikte iftar yapacak, Kerbela şehitlerinin "ruhuna Fatiha okuyacak".
"Amaç AB'nin gözünü boyamak"
Çamuroğlu'nun açıklamalarının ardından konuşan Cem Vakfı Başkanı İzzet Doğan, hükümetin AB'nin eleştirileri üzerine harekete geçtiğini, ancak yapılan adımlarla "AB'nin gözünün boyanmaya çalışıldığını söyledi. Doğan, şöyle konuştu:
"AKP hükümetinin gizli ajandası var. Bu yapılan çalışma devleti Sünnileştirme operasyonudur. Bu çalışmalar yapılarak, AB'nin gözü boyanmaya çalışılıyor, kamufle hareketler bunlar. Samimi olsalar halkın önünde tartışırlar bu konuyu."
ABF adına konuşan Genel Başkan Turan Eser ise, hükümete üstü kapalı bir çağrıda bulundu. Eser şöyle konuştu:
"Alevileri temsil edecek bir kurum tartışmaları için Alevileri temsil eden gruplar çağrılır. Bu bireysel ilişkilerle yapılacak şey değil. Hükümet bu konuda samimi ise bütün bu kesimlere bir çağrı yapar. Bu işin doğrudan mağduru olan kesimleri dinleyerek Alevilerin karşı karşıya oldukları sorunların çözümüne cevap arar. Ama gizli ilişki ve ajandaları olanların konu mankeni olmayız. Alevisiz Alevi sorunu çözülmez. ABF ve diğer Alevi kurumlarının adresleri açık ve nettir. Hükümet önce Alevilerin temsil gücü olan kurumların adresini öğrenmelidir. Kendi yandaşları üzerinden AKP güdümlü bir Alevi örgütlenmesi yaratılmasına karşıyız."
SOL GÜNLÜK SİYASİ GAZETE
14 Ocak 2008 - www.sol.org.tr
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.