Alevi Açılımı ve Aleviler
Alevi Açılımı ve Aleviler Hasan KAYA / 2TEMMUZ.COMAlevilerin ne istediği artık çok açık, bilmeyen yok. Özelikle son Ankara...
Alevi Açılımı ve Aleviler
Hasan KAYA / 2TEMMUZ.COM
Alevilerin ne istediği artık çok açık, bilmeyen yok. Özelikle son Ankara mitingi ile Aleviler isteklerinin altını kalınca çizdiler…
9 Kasım Ankara Mitingi, Alevilerin taleplerinin sağır sultan tarafından duyulmasını sağlamaktan başka işlere de yaradı.
Öncelikle Aleviler sorunlarını anlatmanın yolu olarak sokağa çıkmayı seçerek doğal müttefikleri ile buluşmuş oldular.
Bu buluşma, Alevilerin sorunlarını net bir dille anlatmış olması kadar önemli.
Aleviler sorunlarını çözeceklerse dostları ile yan yana durarak çözeceklerdir. Bu buluşmanın gerçekleşmesinden korkanların, telaşlananların olması son derece doğal…
Bu telaşla ne yapacaklarını bilmeyenler, miting öncesinden başlayarak mitinge ve mitingi düzenleyenlere saldırdılar.
Bu saldırılanlara bakarak, Ankara’daki arkadaşların ne kadar doğru işler yaptığını söylemek mümkün. Basın açıklamalarının arkasına saklanmadan alanlara inmenin birçok açıdan gerekli ve yerinde bir karar olduğunu, miting öncesi ve sonrasında süren tartışmalara bakarak söylemek mümkün.
Bazı kesimlerin mitinge karşı çıkması, Alevilerin doğal müttefikleri ile buluşmasından duydukları telaş ve bunu engellemek amacının ötesinde bir anlam daha ifade ediyor.
Alevilerin sokağa inmesi, alanları doldurması, bir turnusol kâğıdı gibi değişik kesimlerin Alevi sorunun neresinde durduğunu açığa çıkartacaktı ve öyle de oldu.
Alevilerin büyük hamisi telaş içinde mitingi düzenleyenlere saldırırken, satır aralarında Alevi sorununu nasıl gördüğünü de ortaya koydu.
Onun için Alevi sorunu, Türkiye’nin demokratikleşmesi, inanç özgürlüğü olmaktan çok Türkiye’nin güvenlik sorunudur.
Üzerinde kimsenin durmadığı bu yaklaşım, Alevi sorununun çözümüne dönük önerileri de şekillendiriyor.
Bilinen o nakaratın tekrarlanmasından başka bir anlamı olmayan bu yaklaşım; devletin “bekası” ve “ülkenin bölünmez bütünlüğü” adına, demokratikleşmeye direnen resmi anlayışın; tek din, tek dil, tek millet ön kabullerine sarılıyor.
Bu faşist, gerici yaklaşımın şekillendirdiği öneriler: Alevilerin devlete ve diyanete kazanılması, Alevi dedelerinin devlet memuru olarak aylığa bağlanması olarak ifadesini buluyor.
AKP ve onun sıralarında Alevilik açılımlarının mimarı olanlar için ise; Alevi açılımı teraneleri “Aleviler kazanılamıyorlarsa kafaları karıştırılması gerekenler” olarak görülüyor.
Ancak her şeye rağmen Aleviler sokağın gücünü kullanarak doğal müttefikleri ile alanlarda buluştukları sürece, bu tür saldırıları ve kendi karanlık kumaşlarından Alevilere elbise dikmeye çalışanların heveslerini kursağında bırakabilecekleri gibi, ülkenin genel politik iklimini de değiştirebilirler.
Alevilerin taleplerinin siyasetin dar zemininde çözülmeyeceğini bilmek ve siyasi partiler ile hükümetler düzeyine sıkıştırmamak gerekiyor. Çünkü Alevilerin talepleri, hükümetlerin politik hareket alanının ötesinde, devletin kemikleşmiş anlayışının şekillendirdiği ve demokratikleşmenin önünde duran yapısından kaynaklanıyor.
Bazı çevrelerin İslam içinde gördüğü Alevilik anlayışı, tam da bu kemikleşmiş resmi çizginin kabul ettiği Aleviliktir. Diyanete bağlı, dedelerin devletin aylıklı memuru olduğu bir Aleviliğin özgünlüğünden söz etmek mümkün olmayacağı gibi, bu aynı zamanda Aleviliğin küçümsenmesi anlamına gelir ki, bu da Aleviliğin sonu demek olur…
Yasaları ve ortada duran mahkeme kararlarını yok sayan da bu yapının kendisidir. Hükümetlerin buna katkısı, siyasal tercihlerine göre farklıklar gösterse de, devletin resmi çizgisi ve kemikleşmiş politikaları ile çelişmemeye özen göstermektedirler. Yoksa yıllar içinde değişen hükümetlerle, bu sorunun henüz çözülmemiş olmasının başka bir açıklaması olamaz.
Gerçek çözüm, kendi gerçeğini korkmadan ve usanmadan söyleyenlerin çabalarının ürünü olur…
Hasan Kaya
2temmuz.com - 9 Aralık 2008
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.