"Alevi açılımı" ilahiyatçılara soruldu

AKP Hükumeti'nin bir önceki “açılım”ı Alevi çalıştayı devam ediyor. Dün üçüncüsü gerçekleşen çalıştayın katılımcıları ilahiyatçılar ve Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilileri idi.

AKP Hükümeti'nin “Kürt açılımı”ndan önce gündeme getirdiği “Alevi açılımı” kapsamında “Alevi Çalıştayı” adı altında toplantılar dizisi başlatılmıştı. İlki Haziran ayında gerçekleşen toplantıya çeşitli Alevi dernek ve örgütlerinin temsilcileri katılmıştı. İkinci çalıştay Temmuz ayında akademisyenlerin katılımı ile gerçekleşmişti. Üçüncü çalıştay dün Ankara Rixos Otel'de İlahiyat Fakülteleri öğretim üyeleri ile Diyanet İşleri Başkanlığı görevlilerinin katılımı ile gerçekleşti. Toplam yedi çalıştay yapılacağı belirtiliyor. Son çalıştayın Ekim ayında siyasetçilerle yapılacağı da gelen bilgiler arasında.

“Her türlü riski alıyoruz”

Dünkü çalıştayın açılış konuşmasını daha öncekilerde olduğu gibi Devlet Bakanı Faruk Çelik yaptı. Çelik, son günlerde hükumetin bir diğer açılımı olan “Kürt açılımı”na da değinerek “Her türlü riski alarak sorunları ötelemek yerine, sorunlara çözüm üretme arayışlarımızı sıklaştırmış bulunmaktayız” diye konuştu. İlk kez devlet ile Aleviler arasında doğrudan bir iletişim ve buna bağlı bir diyalog zemini oluşturulduğunu söyleyen Çelik, bugüne kadar gerçekleştirilen çalıştaylarda “kayda değer düzeyde mesafeler alınmaya başlandığını” da ileri sürdü.

“Alevilik ilahiyatın konusu”

Çelik, konuşmasında Aleviliğin inanç ve ritüel özelliği taşıması açısından ilahiyat alanının konuları arasında yer aldığını savundu ve "Sıradan bir gözlem bile, Aleviliğin gerçekte ne olduğu konusunda ilahiyatçıların ürettiği bilgi ve yaklaşımların değerini göz ardı edemez" değerlendirmesinde bulundu. Çelik dünkü çalıştayın konusunun da bununla bağlantılı olarak “İlahiyat dünyasında Aleviliğin nasıl ele alındığı, sorunların çözümü noktasında katkılarının ne olacağı, sorunu nasıl gördükleri gibi konular” olduğunu belirtti.

Dünkü çalıştaya 42 ilahiyat fakültesinden, aralarında Halkın Yükselişi Partisi (HYP) Genel Başkanı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, Prof. Dr. Ethem Ruhi Fığlalı, Prof. Dr. Hasan Onat, Prof. Dr. Mehmet Erdoğan, Prof. Dr. Hayri Kırbaçoğlu, Doç. Dr. Aliye Çınar, Prof. Dr. Süleyman Uludağ, Prof. Dr. Şinasi Gündüz ile Goethe Üniversitesinden Prof. Dr. Ömer Özsoy'un bulunduğu öğretim üyeleri katıldı. Çalıştay'da Diyanet İşleri Başkanlığı'nı Başkan Yardımcısı İzzet Er temsil ederken, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Hamza Aktan, Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Kurulu Başkanı Saim Yeprem ve Tunceli Müftüsü Arslan Türk de katılımcılar arasındaydı.

“Para verilsin ama ibadethane olmaz”

Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hamza Aktan çalıştay ile ilgili yaptığı değerlendirmede, Alevilerin somut talepleriyle ilgili Diyanetin hiçbir menfi tavrı olmadığını ifade etti ancak cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi konusunda tereddütleri olduğunu söyledi. Aktan, “Müslümanım” diyen kişinin ibadet yerinin cami olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: “Bunun dışında diğer yerler olsa olsa kültürel, dini, mistik, ilmi faaliyetlerin icra edildiği mekanlar olabilir. Eğer biz cemevlerini caminin alternatifi gibi görürsek, o zaman İslam dışında başka bir şeyin mi tartışması gündeme getiriliyor gibi endişe taşıyoruz. Cemevi inşa ederken arsa ve maddi yardım istiyorlarsa alsınlar buna hiçbir mani yok. Ama 'bu mekan camiye alternatif, Alevi-Bektaşilerin mabedi' denirse bunda sakınca görüyoruz”.

“Dinde anonim şirket olmaz”

Halkın Yükselişi Partisi (HYP) Genel Başkanı İlahiyatçı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk de, Alevilerin somut taleplerinin, Kur'an-ı Kerim'in ''olmazsa olmazları'' dikkate alınarak, çağdaş değerler ve yöntemler çerçevesinde çözülmesi gerektiğini ifade ederek “Dinde anonim şirketi kurmaya gidemezsiniz. 'Herkes katılsın din adına bir anonim şirket kuralım', bu olmaz. Peki ne olur? İşte bu, buradan çıkacak” değerlendirmesinde bulundu.

(soL - Haber Merkezi) - 20.08.2009