AKP’nin Alevileri asimile etme politikasına alet olmak, Aleviliğe ihanet etmekle eş değerdedir!

AKP’nin Alevileri asimile etme politikasına alet olmak, Aleviliğe ihanet etmekle eş değerdedir!

AKP’nin, Aleviler yönelik gündeme getirdiği her yaklaşımın altında yatan tek bir gerçek vardır. Bu gerçek şudur: Alevileri asimile ederek devletin yeni bir koltuk değeneği yapamak!

A+A-

AKP’nin Alevileri asimile etme politikasına alet olmak, Aleviliğe ihanet etmekle eş değerdedir!
‘Türkiye’nin ilk Alevi lisesi’ olarak lanse edilen Hacı Bektaş Veli Anadolu Lisesi’nin, Alevileri asimile etme merkezi olmaktan başka bir işlevi olmayacaktır. ‘‘Dosteli Yardım Eğitim ve Kültür Vakfı’nın AKP ile birlikte kurduğu özel statülü ‘‘Hacı Bektaş Veli Anadolu Lisesi’nin eğitim müfredatı, bu lisenin ne amaçla kurulduğunu net ve anlaşılır bir şekilde orataya koyuyor. Müfredatta baktığımızda “Kur’an-ı Kerim, İslam Kültür ve Medeniyeti”, “Alevilik ve Bektaşilik İnancında İbadet ve Uygulamalar”, “Alevi – Bektaşi Tarihi Süreci”, “Tasavvufa Giriş, Büyük Mutasavvıflar ve Öğretileri” ve “Bağlama Eğitimi ve Semah Manası Erkânı” gibi derslerin verileceğini görüyoruz.

Projenin müellifi olan Dosteli Yardım Eğitim ve Kültür Vakfı’nın hazırladığı basın bültenine göre ise, okulda Alevi-Bektaşi inancına uygun “dede-baba” eğitimi verilecek; okuldan mezun olanlar dilerlerse üniversite eğitimlerine devam edebilecek, dilerlerse de dede-baba olarak görev alabilecek. Öğrenci, öğretmen seçimi ve ders kitaplarının hazırlanmasındaysa, vakıf ile Milli Eğitim Bakanlığı yetkili olacak.

‘‘Dosteli Yardım Eğitim ve Kültür Vakfı,‘‘ bir AKP projesidir!

AKP, bu tür vakıfları aracılığıyla Aleviliği özünden, kökünden koparıp uzaklaştırarak yeniden şekillendirmek istiyor. Hem okutulacak dersler, hem de bu lise de okuyan Alevi çocuklarının daha sonra,‘‘ Dedelik- Babalık‘‘ yapabileceklerine yönelik söylem, devletin asimilasyoncu politik tutumunun sese dönüşmesidir. Çünkü AKP iktidarının, Alevilere yönelik asimilasyon dışında başka bir politikası yoktur. AKP’nin, Aleviler yönelik gündeme getirdiği her yaklaşımın altında yatan tek bir gerçek vardır. Bu gerçek şudur: Alevileri asimile ederek devletin yeni bir koltuk değeneği yapamak!

Devlet bugüne kadar hep Alevileri katletti.

Fakat bu katliamlarla Alevileri Alevilikten kopartamadı. Bunu gören AKP, devletin yapmak istediğini başka bir yoldan başarıya ulaştırmak istiyor. Bu yol, asimilasyon katliamıdır! Asimilasyon dünyanın her yerinde insanlığa karşı işlenen bir suç olarak kabul ediliyor. Tayyip Erdoğan’ın kendiside, Almanya gezilerin de asimilasyonun bir insanlık suçu olduğunu defalarca dile getirmişti. Fakat Erdoğan ve partisi; Türkiye’de , bu suçun adını ”Alevi açılımı’’ koyuyorlar! Bu açılımlardan biriside, Alevi toplumuna hızmet edecek bir eğitim kurumu olarak gösterdikleri, Hacı Bektaş Veli Anadolu Lisesi’dir. İkrarına bağlı olan hiçbir Alevi çocuğunu bu asimilasyon yuvasına göndermemelidir!

Cumhuriyet’in tekçi anlayışıyla hesaplaşmak zorundayız!

Hak ve özgürlüklerimiz elde etmek için mücadele ederken, bu mücadelenin bir yanınada Cumhuriyetin tekçi anlayışıyla hesaplaşmayı koymak zorundayız. Çünkü Aleviliğin yasaklaması ve buna bağlı olarak Alevilerin yok sayılıp inkar edilmeleri tek başına bugünün sorunu değildir. Bu yasak, yok sayma ve inkar etme politikalarının kökü, Cumhuriyet devleti’nin kuruluş yıllarına dayanır. Cumhuriyet devleti Aleviliği yok sayıp yasaklamakla yetinmedi. Bunun yanı sıra, Alevileri Sünnileştire bilmek için de politikalar oluşturdu. Bu politikalarını baskı, inkar, zulüm ve katliamlar eşliğinde hayata geçirmek istedi.

‘‘Türk-İslam Sentezi,’’ Cumhuriyet’in kuruluşundan bugüne kadar devletin dini olmuştur.

Devletin, bu politikasını ideolojik özünü her zaman ”Türk – İslam Sentezi” oluşturmuştur. ‘‘ Ne mutlu Türküm diyene” anlayışıyla, Türk olmayan halklar yok sayılıp inkar edilmiştir. ” Türk Milleti Müslüman’dır, resmi dini İslam’dır” anlayışıyla, başta aleviler olmak üzere farklı inançlara mensup olan halk kesimleri inkar edilip yok sayılmıştır. Bu ideolojik – politik anlayıştan dolayı, ” Türk-İslam Sentezi,” Cumhuriyet’in kuruluşundan bugüne kadar adeta devletin dini olmuştur.

Alevilerin hak ve özgürlükleri anayasal güvence altına alınmalıdır!

Biz Aleviler ve diğer ezilen halk kesimleri; hak ve özgürlüklerimizi kalıcı bir şekilde elde edebilmemiz için devletin tekçi anlayışı tümden ortadan kalkmalıdır. Buda ancak, özgürlükçü ve demokratik bir anayasayla olabilir. Mevcut olan anayasada yazan ”herkesin din ve vicdan özgürlüğü vardır…” ”Kimseye dini inancından dolayı baskı yapılamaz…” türünden söylemler içi boş laflardır. Alevilere yapılan baskı, zulüm ve katlımlar bunun en somut göstergesidir, ispatıdır.

Biz Aleviler artık bu içi boş ve Sünni kesimin özgürlüğünü garanti altına alan anayasa maddeleriyle kendimizi ” avutmamalıyız.”

En başta Aleviliğin ve Cemevlerimizin anayasal güvence altına alınması için mücadele etmeliyiz. Bunla birlikte; Dergahlarımızın inanç kurumlarımız olarak bize teslim edilmesi, Pirlerimizin ve Analarımızın Alevilerin inanç önderleri olarak kabul görmeleri, Alevi köylerine cami yapılmasının yasaklaması, Alevilerin tutukları Yas-ı Matem ve Hızır orucunun resmi olarak kabul edilmesi, zorunlu din dersinin kaldırılması ve diyanetin lağvedilmesi gibi talepleri eşit haklar için yürüttüğümüz mücadelenin merkezine koymalıyız! Bu talepler, devletin Sünni yapısının çözülmesi ve demokratik bir Türkiye’nin inşası için çok önemlidir!

Alevilerin özgürlük sorunları, özünde bir demokrasi sorunudur.

Biz Aleviler, demokratik bir anayasanın yaşam bulduğu, gerçekten laik ve demokratik olan bir Türkiye’de ancak özgür olabiliriz! Bu doğru düşünceyi savunmamız tabiki çok önemlidir. Fakat, bu düşünce pratikte ete kemiğe bürünmediği sürece bizi özgürlüğümüze kavuşturmaz! Hepimizin çok iyi bildiği gibi, bizim ülkemizde en ufak demokratik bir hak bile çetin mücadele süreçlerinden geçilerek kazanılmıştır. Bu bağlamda, bizde haklarımızı ve özgürlüğümüzü kazanmamız için sürekliliği olan ve kitlelerle bütünleşmiş bir mücadele yürütmeliyiz. Eğer bunu yapabilirsek hem asimilasyon politiklarını boşa çıkarırız, hem de hak ve özgürlüklerimizi kalıcı olarak elde ederiz!

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.