Adnan BİNYAZAR : Merve'nin Acılı Yüzü...
Adnan BİNYAZAR : Merve'nin Acılı Yüzü...Aile, çocuğunu geleceğe hazırlamada kuşkusuz etkendir. Ama onun kişiliğini biçimlendirmede...
Adnan BİNYAZAR : Merve'nin Acılı Yüzü...
Aile, çocuğunu geleceğe hazırlamada kuşkusuz etkendir. Ama onun kişiliğini biçimlendirmede dayatmacı olmamalıdır. Baskıcı ailelerle, özgürlüğünü yaşamak isteyen çocuklar arasındaki çatışma hep bu dayatmacı anlayıştan doğuyor.
Berlin metrosunda tanık olmuştum; bir babayla oğlu karşı karşıya oturmuşlardı. Baba, sözünü, “Seni bu yaşa getirdim, altına araba çektim, gözüne dizine dursun!” diye bitiriyor, herkes duysun diye de sesini özellikle yükseltiyordu.
Her sözde renkten renge giren oğlan, yüzünü nereye saklayacağını bilemiyordu. Sonunda, tren istasyona yaklaşınca dayanamadı, yerinden kalktı, arabasının anahtarını babasının yüzüne fırlattı.
***
Bizimkiler tartışanlara alttan alta bakıp bıyık altından gülerken Almanlar, donuk gözlerini boşluğa dikmiş, bronz yontular gibi, bir noktaya bakıyorlardı. Onların tepkisizliği, tartışma sırasında bile kişi özgürlüğüne duydukları saygının bir yansımasıydı.
Baba ise ne rezil duruma düştüğünün, ne oğlunun kişiliğini ayaklar altına aldığının farkındaydı.
Olamazdı; çünkü o da babasından, kişiliğe saygının ne demek olduğunu öğrenmemişti.
***
Konya’nın Balcılar beldesinde LPG gazı patlaması sonucu ölen 12-18 yaş arasındaki 18 kız, belirtmeye çalıştığım bu dayatmacı anlayışın kurbanıdır.
Dayatma aileden başlıyor; yok Süleymancıydı, Nakşiciydi, bilmem hangi tarikatçıydı... kimi gelenek adına, kimi din adına; aileler, çocuklarının ruhunu işgal altına alıyor.
Bu işgal, işlerine öyle geldiğinden kimi siyasetçilerce de destekleniyor.
Laik eğitimin dibi oyuluyormuş; kimin umurunda!..
***
Kuran kursu diye, el kadar çocukları ailelerinden koparıp tepeden tırnağa çaputa dolayarak karanlık odalara sokmak, onlara aynı şeyleri yineletmek, beyni eylemsiz kılmanın en dayatmacı biçimidir.
Kimse, onların dinlenmeye, güneşe, temiz havaya, kitap okumaya gereksinimleri olduğunu düşünmüyor.
Sevgiyi yasaklayacaksın, aşkı haram sayacaksın; yüzünü görmediği biriyle evlendireceksin...
Nerde kaldı insan hakları, bireysel özgürlük?..
Onlar, kendilerine ak da deseler, aklanmış da görünseler, her gün biraz daha, toplumu karanlığa sürükleyeceklerdir.
***
Ana baba, çocuğunu dindar yetiştirerek sözde öbür dünyalarını garantiye alıyorlar.
Bencilliğin bundan ötesi var mı?
Yaralı kızların ince parmaklı ellerine bakıyorum. O eller, neden ilerde bir piyanistin, hastasını sağaltan doktorun, öğrencisini bilginin ışığıyla aydınlatan öğretmenin eli olmasın!
Ekranda, türbanıyla Merve’yi görüyorum. Göçük altında kalan kardeşini umutla beklerken korkunun sararttığı yüzü nasıl acılı!
Günbegün biraz daha batağa saplanan eğitim uygulamaları Merve’nin acılı yüzünde yazılı.
Ülke, ne yazık ki bugün o acılı yüzü göremeyenlerin yönetiminde.
***
Her insan, geleceğinin kurucusudur. Gelecek, dayatmalarla karartılmamalı.
Devletçe, toplumca çocuklara insanca yaşayacakları bir ortam yaratılıp onların özgürlük düşüncesiyle yetişecekleri bir eğitim düzeni uygulanmadıkça bu olayların önü alınamayacaktır.
Onlar vicdan sahibiyseler, Balcılar’ın çaputlara sarılı bezgin yüzlü kızlarının; Elif’lerin, Hatice’lerin, Fadime’lerin.. kan kokan çığırtılarını yalnız kulaklarıyla değil, yürekleriyle de duymalıdırlar!
ADNAN BİNYAZAR
<!--
var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';
var path = 'hr' + 'ef' + '=';
var addy47978 = 'binyazar' + '@';
addy47978 = addy47978 + 'gmail' + '.' + 'com';
var addy_text47978 = 'binyazar' + '@' + 'gmail' + '.' + 'com';
( '' );
47978 );
( '' );
//-->n
<!--
( '' );
//-->
<!--
( '' );
//-->
Cumhuriyet - 05.08.2008
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.