Açılım Alevilere de uğramadı
Açılım Alevilere de uğramadı AKP’nin “Alevi Açılımı” projesinde, üzerinden iki yıl gibi bir süre geçmesine...
Açılım Alevilere de uğramadı
AKP’nin “Alevi Açılımı” projesinde, üzerinden iki yıl gibi bir süre geçmesine rağmen elle tutulur bir sonuca ulaşılamadı. Gerçekleştirilen 6 çalıştay beklentileri karşılamazken, AKP’nin soruna yaklaşımı katliam sanığı Ökkeş Şendiler’i çalıştaya davet etmesiyle gözler önüne serildi.
Proje Başbakan Recep Teyyip Erdoğan’ın talimatıyla Alevi kökenli İstanbul Milletvekili Reha Çamuroğlu’nun görevlendirilmesiyle başladı. Alevi açılımına büyük önem verdiğini göstermek isteyen Erdoğan, Çamuroğlu’nu kendisine danışman yaparak genel merkez binasında oda tahsis etti.
İFTAR YEMEĞİ
Başbakan’dan aldığı talimatla ilk olarak 11 Ocak 2008’de Muharrem ayında iftar yemeği organize eden Çamuroğlu, bu yemekle söz konusu “Alevi Açılımı”nı da başlatmış oldu. Hükümetin açılım konusundaki samimiyetine güvenmeyerek Erdoğan’ın da katılacağı, 25 Bin avroya mal olacağı dillendirilen iftar yemeğine bu konudaki muhatapların yerine onların dışındaki Müslüman-Sünnileri ve ilahiyatçıları davet etmesi, Aleviler açısından bu konudaki niyetin de iyice anlaşılmasına yardımcı oldu.
SOFRA ‘HIZIR PAŞA’, OTURAN ‘DÜŞKÜN’DÜR
İftara katılmayı reddeden önemli Alevi dedeleri, “Hızır Paşa Sofrası” olarak tanımladıkları yemeğe katılacakların “düşkün” ilan edileceğini açıklayarak AKP tarafından yürütülmek istenen oyunu da bozmuş oldu. Yapılmak istenen iftar yemeğine katılacakların düşkün ilan edilecek olması nedeniyle de iftar programına Türkiye de bulunan 279 Alevi kurumundan sadece 8’i katıldı.
GERÇEK NİYET
Açılım tartışmalarının sürdüğü günlerde yapılan açıklamalar ise manidardı:
* Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek: Hükümetin gündeminde Alevi açılımı yok
* Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu: Cemevlerine yasal statü tanınamaz
* İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı: Cemevlerinin camilerin muadili olarak kabul edilmesi ve ibadethane sıfatıyla açılması dinen mümkün görülmemektedir.
ÇAMUROĞLU BİLE DAYANAMADI!
Bu açıklamalar AKP’nin samimiyetine inanmayan Alevileri haklı çıkartırken, Çamuroğlu’nu da iyice zor durumda bıraktı. Bu açıklamalar üzerine Çamuroğlu, açılımın başlatıldığı iftar yemeğinden 6 ay sonra 12 Haziran 2008’de Erdoğan’ın danışmanlığından istifa etti.
ÇALIŞTAYLAR BAŞLADI
AKP, Çamuroğlu’nun istifasının üzerinden bir yıl geçmesinin ardından başlattığı çalıştay serisinin ilkini 3-4 Haziran 2009 tarihleri arasında gerçekleştirdi. 35 Alevi örgütünün inanç ve ifade özgürlüklerini engelleyen uygulamalara son verilmesini somut taleplerle hükümete bildirmişlerdi. Dört başlık altında öne sürülen talepler şöyleydi;
* Cemevleri’nin ibadet yeri olarak kabulünün yasal statüye kavuşturulması
* Okullarda zorunlu din derslerinin kaldırılması,
* Madımak Oteli’nin müze olarak yapılması
* Alevi köylerine cami yapma uygulamasından vazgeçilmesi.
Söz konusu taleplerin ifade edildiği ilk çalıştayın ardından AKP Hükümeti, 5 çalıştay daha düzenledi.
BREZİLYA DİZİLERİ GİBİ
Önemli Alevi kuruluşları arasında yer alan Alevi Bektaşi Federasyonu’nun bu ikinci ve bundan sonraki çalıştaylara gözlemci olarak katılma talebi de bakanlık tarafından reddedildi. Toplantıda Alevilerle ilgili ‘darbecilerin yandaşı’, ‘iç ve dış güçlerin kullandıkları bilinçsiz bir topluluk’ gibi ifadelerin kullanıldığını belirten Federasyon Başkanı Ali Balkız, kullanılan ifadeler için “Haksızlık, küstahlık, hatta aymazlıktır” derken ABF Genel Başkan Yardımcısı Ali Kenanoğlu çalıştayları ‘Brezilya dizileri’ne benzetti.
‘SÜNNİLEŞTİRME’ ÇALIŞTAYI
Ağustos ayında gerçekleştirilen üçüncü çalıştay, ilahiyat profesörleri ve müftülerin katılımı ile yapılırken, ele alınan konu ise ‘Aleviliğin Diyanet’teki temsiliyeti’ oldu. İlk iki çalıştayda kullanılan ifadeler ve yapılan değerlendirmeler sonrası açığa çıkan niyet, üçünü çalıştay sonrası da yaşandı. Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hamza Aktan’ın bu çalıştayla ilgili yaptığı bir değerlendirmede, “Aleviler, Cemevi inşa ederken devletten arsa veya maddi yardım istiyorlarsa, alsınlar buna hiçbir mani yok. Ama bu mekan camiye alternatif, Alevi-Bektaşilerin mabedi denirse, bunda sakınca görüyoruz” diye konuşması Alevi örgütlerinin yine tepkisini çekmişti.
KATLİAM SANIĞI ‘ÇALIŞTAY KONUĞU’
Ardından yapılan çalıştaylarda da durum değişmedi. Hükümet Alevilerin taleplerine kulak asmadı. Bununla da yetinilmedi. Alevilerin davet edilmediği “Alevisiz Alevi Çalıştayları” yapıldı. Ne var ki Hükümet tarafından düzenlenen beş çalıştay üzerinde çıkan tartışmaların hiç biri altıncısı kadar tepkiyle karşılanmadı. Son toplantıya Maraş Katliamı’nın bir numaralı sanığı Ökkes Kenger’in (Şendiller) davet edilmesi karşısında davetten vazgeçilse de atılan bu adımla “Alevi Açılımı” da bir anlamda tamamen bitmiş oldu.
VE UMUTSUZ FİNAL...
Yaşanılan tüm bu süreçlerin ardından hükümetin belirlediği açılımın sonuna gelindi. Bu günlerde muhalefet partilerine ‘Alevi açılımı’nı anlatmak için kapı aşındıran Devlet Bakanı Faruk Çelik’in görüşmelerinin ardından final toplantısı yapılacak. Alevilerin beklentisinin olmadığı final toplantısını bugüne kadar ki çalıştaylara katılan pek çok ismin davetli olduğu bir son toplantıyla bu ay sonunda yapacak olan hükümetin nasıl bir yol haritası çıkaracağı ise meçhul.
ALEViLER MEYDANLARA iNDi
Talepleri hükümet tarafından dikkate alınmayan, sözleri hükümet tarafından duyulmayan Aleviler seslerini duyurmak için meydanlara indi. “Ayrımcılığa karşı eşit yurttaşlık hakkı” sloganıyla 9 Kasım 2008’de Ankara’da meydanlara çıkan Aleviler, burada öne sürdükleri dört temel maddeyi aradan bir yıl geçtikten sonra geçtiğimiz 8 Kasım 2009’da İstanbul’da da dile getirdi. Yüz binlerle taleplerini dile getiren Alevilerin sesi bu defa duyuldu. Bu defa sesi duyan hükümet talepleri karşılamak yerine Alevileri sokağa çıktıkları için suçlamayı tercih etti.
Ömer Çelik - (İstanbul/DİHA) Evrensel - 26 Ocak 2010
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.