ABF'nin Çorum toplantısı
ABF'nin Çorum toplantısıTaner Şimşek / Çorum9 Kasım 2008 tarihinde Ankara Sıhhiye’de gerçekleştirilen Alevi mitingini bir...
ABF'nin Çorum toplantısı
Taner Şimşek / Çorum
9 Kasım 2008 tarihinde Ankara Sıhhiye’de gerçekleştirilen Alevi mitingini bir dönüm noktası olarak değerlendiren Alevi hareketinin gündeminde, içerisinde her renkten ‘sol’ ve sosyal-demokratın da yer alacağı bir parti fikri yeşermeye başladı.
Hacı Bektaş-ı Veli Şenlikleri’nde gerçekleştirilen ilk toplantının ardından Türkiye’nin 27 ilinde toplantı düzenleme kararı alan Alevi Bektaşi Federasyonu, Türkiye’de hiç kuşkusuz en önemli Alevi nüfusuna sahip iller arasında yer alan Çorum’u da es geçmedi.
Fakat ortaya atılan yeni bir parti fikrinin Çorum’da ne kadar yankı bulacağı tartışılır. Geçmişte yaşanan Barış Partisi deneyimi bunun örneğidir. Çorum gibi Alevi nüfusunun yoğun olduğu bir ilde bile Barış Partisi’nin aldığı oy çok düşük olmuştur.
Tüm bunları anlattıktan sonra gelelim ABF’nin Çorum toplantısına… Yaklaşık 50 kişinin katıldığı toplantıya genel olarak halktan insanlar katılırken, sol çevrelerden ise sadece ‘Ufuk Uras’çı olarak bilinen bazı ÖDP’lilerin katılması dikkatlerden kaçmadı. ABF tarafından hazırlanan ‘Nasıl bir Türkiye istiyoruz’ broşürünün içerisinde Ufuk Uras’ın görüşlerine benzer düşüncelerin yer alması da bir başka düşündürücü nokta hiç kuşkusuz.
Toplantıda söz alan genel merkez yöneticilerinin, ‘Aleviler artık CHP’nin oy deposu olmayacak, sol-sosyalist-sosyal demokratlardan oluşan iktidarı hedefleyen kitlesel bir sol parti gerek’ gibi konuşmalar yaparken, bir taraftan da sosyalistlere inanılmaz bir şekilde yüklenmeleri yadırgandı. ‘Alevilere en büyük kötülüğün sosyalistler tarafından yapıldığını’ iddia edecek kadar ileri giden ABF yöneticisi Oktay Kandemir, yakın tarihi unutarak 1980 Çorum Katliamı’nda Milönü’nde barikatlar kurarak elde silah bekleyen, direniş komiteleri oluşturarak Çorum’un yeni bir Maraş olmasını engelleyen sosyalistleri ve devrimcileri karaladığının farkında bile değil.
Toplantıda biz de kendi düşüncemizi aktardık. Türkiye’de ‘sol’ kavramı bu kadar ‘yalama olmuşken’ yeni bir sol parti fikrinin ne derece doğru olduğunu, ABF’nin kuracağı ‘sol’ partinin kendisini nereye koyacağını sorduk. Alevi-Sünni ayrımını bir kenara bırakarak işçi sınıfı ile birleşmeyen, Kürtleri sırf ‘şafi’ olduğu gerekçesiyle dışlayan, üretici köylülüğe gitmeyen, üzerine hafif Alevilik, hafif liberalizm sosu ekilmiş bir solun hangi iktidara talip olacağını dile getirdik. Çorum’daki üç Alevi mahallesinin hepsinin bir partide birleşse bile belediyeyi alacak güçte olmadığını, bu nedenle Çorum’un yoksul Sünni emekçileri ile buluşmanın şart olduğunu, OSB’lerde binlerce işçinin azgın sömürü koşullarında yaşam mücadelesi verirken ısrarla bir grup solcunun ve Alevi’nin bir araya gelip oluşturacağı bir partinin sonucunun neler doğuracağını ifade ettik. Tüm bunların ötesinde kendisini ‘Nasıl bir Türkiye istiyoruz’ broşüründe ortaya koyan AB’ciliğe dikkat çekmek istedik. Bir taraftan ‘Denizlerin, Mahirlerin, İboların, Erdal Erenlerin, Nâzımların kökünden geldik’ diyeceksin, bir taraftan da AB’ye selam duracaksın. Denizler, Mahirler, yattığı yerden kalksa ve bu arkadaşların broşürüne baksa; “Biz sadece ABD emperyalizmine değil, AB emperyalizmine karşı da mücadele ettik. Siz nasıl olur da bizim adımızı kullanarak AB’ye girilmesi uygundur dersiniz” dese yeridir.
Türkiye bu gibi siyasi girişimleri çok yaşamış bir ülke. 1970’li yılların Birlik Partisi deneyimi ortada. 1980’li yılların sonunda başlayan ÖDP deneyimi ortada. 1990’ların sonunda ortaya çıkan Barış Partisi deneyimi ortada.
Sorun solun, sosyalistlerin birliği değil; ezilen emekçilerin, işçi sınıfının birliğidir. Bunu ortaya koyacak irade de, pratik de bugün Türkiye topraklarında mevcuttur.
Taner Şimşek (Çorum) / EVRENSEL - 16.09.2009
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.