Madımak Lokanta, çiçekçi değil, “Kültür ve Sanat Müzesi” olmalıdır.‏

Basına ve Kamuoyuna

• Lokanta, çiçekçi değil, "Kültür ve Sanat Müzesi" olmalıdır.
• Tanığı olduğunuz tarihin karanlık lekesi ile yüzleşmekten korkmayın.
• Demokratik, çağdaş ve insan haklarına saygılı yaklaşım müze projesini savunmaktan geçer.

TBMM çatısı altında sürdürülen 2008 bütçe görüşmeleri esnasında, 2 Temmuz 1993'te 33 canımızın ve 2 otel çalışanın vahşice katledilmesi karşısında hassasiyetini dile getiren Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay olması gereken yaklaşımı sergilemiştir. Fakat bu iyi niyet ifadesi ile sınırlı kalmamalıdır.  Alevi örgütleri, şehit aileleri ve Alevi toplumu 14 yıldır, Sivas'taki Madımak Oteli'nin alt katının "kebapçı/lokanta" olarak işletilmesinin, acılarını derinleştirdiğini, bu nedenle bu katliamla Türkiye'nin ve devletin yüzleşmesini ve halen faal olan bu kebap lokantasının derhal kapatılıp, "Kültür ve Sanat Müzesi" olmasını talep etmiştir. Bununla ilgili olarak binlerce imza ve dilekçeler ilgili kurumlara ve hükümet yetkililerine iletilmiştir. Bu çağrı ve talebi yok sayarak hareket edilmesi doğru bir yaklaşım değildir.

Sayın Bakan, "Sivas Madımak'ta tarihimizin yüzünü karartan, utanç olaylarından biri yaşandı. Devletin gözünün önünde, askerin, savcının gözünün önünde, Anadolu'nun ortasında insanlarımız ölüme, vahşete terk edildiler. Orada, aynı yerde bir lokanta yapılmış olması iğrendiriyor" derken sorumlusu olduğu Bakanlığın asli görev alanına uygun görüş bildirmiştir. 

Ayrıca sayın Bakanın, "Bu, mutlaka bir biçimde hafızalarımıza kazınması gereken bir olaydır, Onunla ilgili gereken dikkati göstereceğim" mesajında, "Kültür ve Sanat Müzesi" talebimizi doğru değerlendiren bir yaklaşım içinde olması önemli bir adımdır.  Fakat bu adım yine AKP hükümeti tarafından engellenmiştir.

OYUN İÇİNDE OYUN VAR

Fakat AKP hükümetinin diğer üyeleri ise gerek oy kaygısı, gerek, Lokantacılar Odasının "Burası kapatılırsa, tüm lokantaları kapatırız" açıklamasına ara formül bulmak, gerekse Sivas'la ilgili gelecek projelerini riske atmamak için, Kültür Bakanı sayın Günay'ın verdiği mesajın önünü kesmişlerdir. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in, Sivas valisi Vali Dalmaz'ı devreye sokarak, kebapçı lokantası olarak işletilen yerin bir çiçekçi dükkanına dönüştürülmesini istemesi bunun göstergesidir. Ayrıca eksik ve yanlış bir adımdır. Madımak katliamı ile açıktan bir yüzleşmeyi sağlamak için, Otelin sadece alt katının değil, binanın tamamının kamulaştırılarak derhal "Kültür ve Sanat Müzesi" statüsüne getirilmesi zorunludur. "Madımak müze olursa birlik ve beraberliğimiz bozulur"   argümanını sahiplenmek, katliamcıları aklamak, siyasi irade ve idare makamlarının katliamcı anlayışa taraf olduğu anlamı çıkarır.

Türkiye ve AKP hükümeti uluslararası tecrübelerden faydalanmalı ve ders çıkarmalıdır. Bu tür katliamların yaşandığı, çağdaş ve demokratik kültür sahibi toplumlarda farklı tutumlar alınmıştır. Örneğin, 6 milyon Yahudi vatandaşının katliamı karşısında, Almanya'da bir tarihsel yüzleşme yapılıyor. Her yıl Yahudi katliamında, ölenler anılmakta ve okullarda, Yahudi toplama kampları, katliamlar, insanların haklarını savunmak için ders kapsamında okutulmaktadır..   Aynı şekilde, Madımak katliamının gerçekleştiği 1993 yılında,  Almanya'nın Solingen kasabasında da 5 Türk vatandaşımız kundaklama sonucu vahşice öldürülmüştü.   Alman hükümeti, kundaklanan bu mekânı ANIT EV haline getirip, bahçesine de katledilen 5 yurttaşımız için 5 çınar ağacı dikmiştir. Yine her yıl hükümet ve cumhurbaşkanlığı düzeyinde bu katliam protesto edilmektedir. Bunun nedeni toplumsal gerilime karşı, toplumsal duyarlılığı artırmaktır. "birlik ve beraberliği" teşvik etmektir.  Tarihsel yüzleşme ile asıl amaç, karanlığın ve aydınlığın arasındaki farkın konulmasıdır.  Bu nedenle, Madımak otelinin müze olması kimseyi ayrıştırmaz, aksine insani değerler etrafından bütünleştirir. Müze olması insani olanla, insani olmayanın ayrışmasını sağlayacaktır. 14 yıllık talebimizin üstünü örtmeyi hedefleyen bu "çiçekçi" formülünden vazgeçilip, tüm yerel STK'ların ve kamu kurumların ikna edilerek, demokratik, insan haklarına saygılı ve tanıklık ettiğimiz karanlık tarihle yüzleşmek ve gelecekte bu ve benzeri vahşetlere fırsat vermemek için, madımak otelinin müzeye dönüştürülmesi gerekir.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul GÜNAY hiçbir baskı altından kalmadan Madımak otelinin müzeye dönüştürülme talebimizi dikkate almalı ve sahiplenmelidir. Türkiye'yi bu utançla yüzleşmesini sağlamak için, Federasyonumuz ve Madımak şehitlerimizin aileleri ile birlikte, Madımak otelinin derhal müze statüsüne kavuşmasını ve bunun için gerekli yasal düzenlemelerin sağlanmasını ivedilikle   talep ediyoruz.

Bu nedenle Sivas valisini, Turizm ve Kültür Bakanlığını, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığını tarihsel görevlerini yerine getirmeye davet ediyor ve talebimizi bu vesileyle tüm kamuoyunu bilgisine sunuyoruz. 10.12.2008

Saygılarımla

Turan Eser
Genel Başkan