Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu AABF inanç kurulu; 21 Mart Newroz bayramını, İslam halifesi Hz. İmam Ali’nin doğum günü olarak lanse ediyor.

Alevilik, doğayı, CANI, insanı kutsayan felsefi bir inanç öğretisidir ve Aleviler kadimden beri, baharın gelişini doğanın yeniden dirilişi ve toplumsal direnişin simgesi Newroz'u kutsaya gelmiştir. Fakat bazı Alevi dede ve yazarların (AABF inanç kurulunun) iddia edip, yıllardır Alevi toplumunu uyuttuğu gibi, 21 Mart Nevruz İslam halifesi Hz. İmam Ali’nin doğum günü değildir.

İslami kaynaklar Hz. imam Ali'nin doğum günü olarak 2 farklı tarih veriyor. Birincisi: Recep ayının 13. Günüdür. Recep ayı yeni takvime göre Mayısın 12 sinde başlar, Haziran ayının 10'u son gündür. Demektir ki hz. Ali'nin doğum günü birinci iddiaya göre Mayıs'ın 24'üdür. İkincisi; Zilhicce ayının 7’ci günü ki, Zilhice ayı da Ekimin 7'sinde başlar, Kasımın 3’ü Zilhice ayının son günüdür. Yani her 2 tarihte 21 MART Newroza denk gelmiyor, yani Newroz halife imam Alinin doğum günü değil.

AABF inanç kurulu; Hilmi Dede’nin deyişinde ; “… Ali candır, Ali canan, Ali dindir Ali iman, Ali Rahim Ali Rahman.” “Aynayı tutum yüzüme Ali göründü gözüme.” “Şahı Merdan” vs. diye sözde batini enel-hak “hak insanda”, insana indirgenmiş bir tanrıdan “ Ali’den” dem vurmaya çalışıyor...

Fakat aynaya bakınca hep ARAP görüyorlar. Demek ki “her ne ararsan kendinde ara diyen pirlerine değil, aynaya (kendilerine) değil, hep İslam’a ve halifesi Arap Ali’nin resmine bakıyorlar.

Yok efendim adını ganimetçi, pedofil Muhammed Mustafa efendisi vermiş, yok Mekke’de kutsal mekânda Kâbe içinde doğan tek ve son insanmış mış, mış ta mış. Hani Alevilikte kutsal olan insandı? Kâbeniz İnsandı? Evirip çevirip Aleviliği İslam’ın çanak çömlek evine Kâbe’nin içine sokuyorsunuz!

Sormak gerekir, AABF Newroz'u, imam Ali'nin doğum yeri Kâbe'de mi kutlayacak???

İslam halifesi Hz. İmam Ali’nin kim olduğunu onun “‘Nehcül Belağa" ve "Ali divanı” kitaplarında; İslam şeriatı, huri cenneti için, Zulfikâr kılıcıyla, nasıl soğan doğrar gibi kelle kestiğini, insanları ateşe atıp yaktığını, İşid’ci imam Ali’nin övüne, övüne kendini nasıl anlattığını, nasıl bir ZALİM katil olduğunu Alevilere anlatsanız ya!

Ali'nin 9 karısı olduğunu, İslam şeriatına harfiyen uyduğunu, ve sazlı, sözlü, semahlı, kadınlı, erkekli lokmalı, demli hiç bir ceme katılmadığını, cami İmamı olduğunu, Alevi olmadığını Alevilere anlatsanız ya! Kasap, avcı olan, bilerek cana kıyan ceme alınmaz diyorsun dede, sonrada cennet hurileri için soğan doğrar gibi insan doğramış İŞİD’ci başı katil imam Ali için Kâbe kapılarında 40 takla atıyorsun hacı/dede. Bu ne haldir??

Birde; dininiz imanınız kan, et, but kurban mı oldu? Yetmedi mi verdiğimiz, yetmedi mi yediğiniz kurbanlar?. Newroz’da doğanın kutsandığı bir bayramda, insanları “KURBAN” kesmeye çağırıyorsun, cana kıymanın bayramı mı olur, DEDE? Neyin kurbanı bu? Bu semavi dinlerin Allahı o kadar mı akılsız ki, bir dirhem akıl göndereceğine koç kurban göndermiş. Yoksa koyun tüccarı ibrahim peygamber mi çok akıllı, ki kârlı bir masal uydurmuş. Yoksa bizim dedeler, insanlar mı cahil???

"Alev-i" kelimesi de İslam halifesi imam Ali’den gelmez. Türkçe; Kürtçe; Farsça da; Ocaktan Ateşten çıkan IŞIK ‘’Alaw’’ ‘’ALEV’’ kelimesinden gelir. Alevilikte OCAK kültü vardır, cemlerimizde çerağ delil uyandırırız. Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır, Alevilik, aydınlanma kâmil A’lim insan olma yoludur. "Alev-i" kelimesi; Hava, Ateş/ALEV, Su, Toprak Can, devri daim, yanan kendi küllerinden yeniden doğan turna/anka, tüm evrenin kâinatın çarkı merdanesini hareket ettiren, döndüren, Alev-IŞIK “Güneş kültü”, “Şahı Merdan” “”büyük ışık”” “”Big Bang” süper ışık enerji güç kütlesinin sembolik simgesidir.

‘’… Dünya (alem) birdir, ne bir tanrı tarafından, ne de bir insan tarafından yaratıldı; Belirli yasalara göre parlayan güçlenen ve sinen, ve her zaman için sonsuza kadar canlı bir Alev-idi, Alev'dir ve Alev olacaktır (Lenin)‘’….

İslam’ın Cahiliye dediği, İslam öncesi dönemde, hem de 12 bin yıl öncesinde, Anadolu’da Urfa Göbeklitepe’de insanlar, Hava, Ateş, Su, Toprak, canlıları, doğayı, kadını, erkeği, insanı kutsadılar. Önceleri bakıp bir anlam veremedikleri yerleşik toplumsal hayata geçince, can alıcı önemi ve büyük bir varlığın parçası oldukları evrenin, Güneşi, Ayı, yıldızları da kutsadılar. Toplumsal yaşam ve üretim için çok önemli olan, 12 burcu 12 ayı takvimini buldular.

Işığa, Güneşe RA dediler baba tanrı RA-MAN dediler, Aya RA-HİM Ana tanrı dediler. 12 burcu Ay ve Güneşin çocukları olarak gördüler. İlk bira, şarabı da onlar (12 bin yıl öncesinde, Anadolu’da Urfa Göbeklitepe’de) bulup kadınlı erkekli törenlerinde ab-ı hayattan DEM aldılar. Dünyanın bilinen en eski inançsal mekânı Göbeklitepe de, daire şeklinde, üzerinde Aslan, Turna vs. hayvan resimleri olan T seklindeki 12 dikili taş 12 burcu, ortada ki 2 dikili taş kadın/ay ve güneş/erkeği temsil ediyor bir birlerine el uzatıp çarkı pervaz ediyorlar.

Sonraları “12 ulu” tanrı ve ‘’RA’’ güneş tanrısına tapan eski Mısırlılar uzayda güneşten ‘’RA’’ dan da daha büyük daha (yiğit) güçlü IŞIKLAR yıldızlar olduğunu tespit edip, ona büyük güneş/tanrı ‘’ŞAH-RA’’ dediler. “SAHRA çölü” adı oradan gelir. Alevi Pirleri, sözlerine gülbanklarına; Bir-İsmi ŞAH, (Bismi-ŞAH) “”Şah’ın adıyla””, diye başlar. ŞAH, “Şahı Merdan” deyimlerinin, Alevi edebiyatında yeri çok büyüktür.. PiR Sultan bir deyişinde şöyle der.:

Hazreti ŞAH’ın avazı

TURNA derler bir kuştadır

Asası NİL deryasında

Hırkası bir DERVİŞtedir.

Önceden de söyledik, uyardık, eleştirdik. Alevilik İslam-i (semavi) bir din değil, kendine özgün doğal ve felsefi bir inanç öğretisi. Allah Muhammed Ali, Ehlibeyt, İmamların, Kuranın, Kâbe’nin (Ataputa, Atakurta tapınmanın) Alevilikle ilgisi yok dedik. İnanç kurulunun işine ne karışıyorsunuz, dedelerden daha mı iyi bileceksiniz diye, sesimizi kesmeye çalıştınız. Susmayıp, Alevilikte öze dönüş köklü bir devrim gerekli dediğimizde, reisi, Okeri üzerimize salıp, bizi “deli derviş” yetmedi, terörist ilan edip Alevi kurumlarından attınız.

İslam’ın özüyüz diyen, Cami de, Cemevi de bizim diyen, İşid’ci, Feto’cu İzzetDin’den ne farkınız var???

Yol cümleden uludur.

Yol yakında iken, özünüze dönün.

Arap çöllerinde telef olmayın.

Feramuz Acar

16-03-2017