6 Mart İle Yürüyüşümüz Devam Ediyor...

Atilla ÖZDEMİR*

Ben Aleviyim demekten utanan ve korkan bir toplumsal kesimin son 15 -20 yılda verdiği hukuki ve fiili mücadelenin sonunda bu günlere gelindi. Hayat denilen kavganın içinde, hukuki ve fiili mücadeleyle yaratılan çeşitli örgütlenmeleri ve kurumlarıyla Aleviler bugün bir toplumsal meşruiyet oluşturmuş ve asimilasyon sürecinin önüne kısmi bir set çekebilmiştir.

8–9 Kasım mitinglerinde yüz binlerle taleplerini kamuoyuna ifade eden bugünde hala talepleri için hukuki ve meşru mücadeleyi sürdüren Alevilerin talepleri siyasidir. Gerici ve Yeni Osmanlıcı AKP iktidarının bu taleplere cevabı ise tüm söylem ve uygulamalarıyla daha fazla gericilik ve daha fazla asimilasyon olmuştur.

Osmanlıya göre bir tarihsel ilerleme olan cumhuriyetin değerleri ve laiklik ile barışık olan Alevilerin gerici ve Yeni Osmanlıcı AKP iktidarı ile doku uyuşmazlığını birazda bu barışıklıkta aramak gerekir. Alevilerin Cumhuriyetin değerleriyle ve laiklikle barışık olmasına son referandumda Tunceli ilinden %75 e varan hayır oyu çıkması sanırım en iyi kanıttır.

Bu yazının amacı; yürüyüşümüzün genel seçimler öncesindeki dönemine ilişkin ABF (Alevi Bektaşi Federasyonu) öncülüğünde planlanan yakın dönem etkinliklerine dair, ABF bünyesinde örgütlü olsun olmasın Alevilerin taleplerine duyarlı tüm birey ve kurumların, karşılıklı dayanışma içinde daha fazla bir enerjinin ortaya çıkması için dikkat özen ve işbirliğine ilişkin herkesin göstermesi gereken duyarlılığı hatırlatmak ve altını bir kez daha çizmektir.

Dolayısıyla bu yazı aynı zamanda alevi toplumsallığının talepleri önemseyen tüm dostlarımıza ve kurumlarımıza açık bir çağrı niteliği taşımaktadır.

Bir, iri ve diri olmamız yani güç olmamız kazanımlarla ilerlememizin de önkoşuludur.

Asimilasyon, provokasyon, baskı, gözdağı, satın alma, katliam, gericilik, yok sayma, hukuk tanımama AKP iktidarının sözlüğündeki temel kavramlardan bazıları... Biz alevilerde tüm toplum gibi bu kavramlardan yeri geldikçe payımıza düşeni alıyoruz. Yürüyüşümüzün 6 Mart İzmir durağında tüm dostlarımızla payımıza düşenlerin azaltılması için AKP iktidarına bir ihtarda Aleviler olarak vereceğiz.

6 Mart’ın örgütlenmesi için “gâvur” İzmir ve çevresiyle tüm Türkiye’de ( kişi ve kurumlarla) yerel toplantılar düzenlenmeli ve çağrılar yapılmalıdır. Tüm Alevi kurumlarımız ve şubeleri tüm Alevi akademisyen aydın sanatçı ve muhtarlarımız, tüm dost kurumlarımız kendisini ortaya çıkacak bu görkemli tablonun sahibi ve sorumlusu olarak hissetmelidir.

Alevilerinde; küçük hesaplar içinde olmayan, mütevazi, öngörülü, seviyeli, bilgili, sen-ben kavgası ve kariyer hesabı yapmayan; kanaat önderi, kurum başkanları ve dedelerinden beklentisi de bu yöndedir.

Yürüyüşümüzün 6 Mart durağında eşit yurttaşlık hakkı zeminindeki taleplerimizi bir kez daha yineleyip AKP'nin ülkemizde islami faşizmi kurumsallaştırmak amacıyla şeçimlerden sonra gündemin ilk sırasına taşıyacağı  “ileri demokrasisinin” yeni anayasasına ilişkin duruşumuzu ifade edeceğiz. AKP ile uzlaşmayan  % 42 ‘lik direnci artırmaya yönelik bir katkıyı da İzmir’de dostlarımızla koyacağız.

İzmir’den alacağımız enerjiyle el ele kol kola can cana İstanbul’da 10 Nisan da büyük bir salon toplantısı organize edeceğiz. Tüm alevi kurumlarımızın temsilcileri; köy, yöre ve federasyon tarzında örgütlenen  derneklerimizin temsilcileri; aydınlarımız, sanatçılarımız, akademisyenlerimiz , politikacılarımız ve tüm ülkeden muhtarlarımızla.... siyasi partiler ve sendikal örgütlülüklerden temsilci dostlarımızla.....

ABF öncülüğünde yapılacak “Türkiye ve Aleviler”  başlıklı bu büyük salon toplantımızda 15–20 yıllık hukuki ve meşru mücadelemizde formüle ettiğimiz taleplerimizi güncelleyip, anayasa meselesine dair alınması gereken tavırda akıl ortaklığı sağlayıp, aleviler olarak kamuoyuna ilan edeceğiz.

Gün 6 Mart'a ve 10 Nisan'a hazırlanma günüdür.
Gün sen-ben değil biz diyebilme günüdür  
Gün önümüzdeki zamanın hakkını doğru verebilme günüdür.
Hepimize kolay gelsin...
   
*PSAKD GYK üyesi

Alevi Haber - 11 Şubat 2011