32 yıl sonra ilk kez Maraş'ta...
32 yıl sonra ilk kez Maraş'ta...Her yıl yurdun birçok yerinde Maraş Katliamı’nda hayatlarını kaybedenlerin anılmasının yanı sıra olayların...
32 yıl sonra ilk kez Maraş'ta...
Her yıl yurdun birçok yerinde Maraş Katliamı’nda hayatlarını kaybedenlerin anılmasının yanı sıra olayların gerçek faillerinin cezalandırılması ve gizli kalmış dosyaların aydınlatılması talepleriyle toplanan kalabalıklar bu yıl Alevi Bektaşi Federasyonu ve bağlı kurumlardan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin (PSAKD) çağrısıyla Maraş’ta toplanacaklar. Basın açıklamasına Eğitim-Sen, siyasi partiler ve kitle örgütleri de destek verecek.
19 Aralık Pazar günü kent merkezinde düzenlenecek olan basın açıklaması öncesinde Kahramanmaraş’a gelen PSAKD Eğitim ve Bilim Sekreteri Kemal Bülbül, PSAKD Kahramanmaraş Şube Başkanı Salman Akdeniz ile birlikte gazetemize yaptığı açıklamalarda, Maraş Katliamı’nda aydınlatılması gereken noktalara dikkat çekti.
‘KATLİAMI’NIN BİR YANI DA TEK KİMLİK YARATMA ÇABASIDIR’
Kemal Bülbül, egemen sistemin tek tip kimlik yaratma çabalarına karşın Alevilerin mücadelesini, Alevilerin devlet tarafından tanımlanan şekilde değil, kendi kabul edip inandıkları biçimde kimliklerine sahip çıkma ve özgürce yaşayabilme mücadelesi olarak tanımladı. Bülbül, Maraş’ta 1978 ve sonrasında yaşananların da bir yanıyla tek tipleştirme politikalarının bir sonucu olduğuna dikkat çekerek “Türk-İslamcı ideolojiye dayalı egemen anlayışta kendisi dışında kimlikler reddedilirken, bu kimlikler asimilasyona uğratılırlar ve olmazsa yok edilmeye çalışılırlar. Maraş’taki katliamın da böyle bir yanı vardır. Olayların ardından katledilenler dışındaki Aleviler de korku yoluyla göçe zorlanmış, büyük kentlere ve birçoğu da yurtdışına göç edenlerin ardından ise şehirdeki Alevi nüfusun azalması sağlanarak egemen sistemin tek kimlik yaratma çabasının sonuçları görülmüştür.”
‘YARA KAPANMADI’
Olayların 32. yıldönümünde yaşandığı yer olan Maraş’ta ilk kez anılacak olması, bazı kesimler tarafından tepkiyle karşılandı ve özellikle bir kısım yerel medya temsilcisi tarafından bir korku ortamına zemin hazırlandı. “Yarayı kaşıyorlar” açıklamalarıyla değerlendirilen girişime karşı kimi zaman tehdide varan açıklamalara yer veren yerel basının bu tavrını nasıl karşıladığını sorduğumuz Kemal Bülbül, bunların çok da ciddiye alınmaması gereken açıklamalar olduğunu belirterek şu ifadelere yer verdi: “Yarayı kaşımak’ ifadesi, işi karikatürize etmektir, görmezden gelip yok saymaktır. 1978 yılında yaşanan olayların yarası kapanmış falan değil ki kaşınarak açılsın. Egemen ideolojinin unutturma politikalarına ya da son dönem AKP’nin açılım adı altında yapmaya çalıştığı şekliyle çözüyormuş gibi görünerek üstünü örtme çabalarına rağmen bu olayların toplumda yarattığı travma unutulmadı.”
‘TARİHİ GERÇEKLER GÜNYÜZÜNE ÇIKARILSIN’
Bülbül, özellikle devletin rolüne ve dosyaların açılarak davaların tüm açıklığıyla yeniden görülmesi gerektiğine dikkat çekerek “32 yıl sonra ilk kez olayların yaşandığı bu şehirde o gün kaybettiğimiz canları anmanın yanı sıra olayların aydınlatılması yönünde taleplerimizi de bir kez daha haykırmak üzere toplanıyoruz.
Tarihi bir gerçeğin gün yüzüne çıkarılmasını istiyor ve yetkilileri göreve çağırıyoruz. Bunları talep etmek ve takipçisi olmak Alevi Bektaşi Federasyonu’na bağlı tüm kurumların sorumluluğudur. Bu sorumluluktan hareketle bütün bunları paylaşmak ve acımızı yâd etmek üzere buradayız.” dedi.
‘AMAÇ AYRIŞTIRMAK DEĞİL ‘
PSAKD Kahramanmaraş Şube Başkanı Salman Akdeniz de yaptığı açıklamada bu etkinliğin ayrıştırıcı değil birleştirici özelliğine dikkat çekti ve yaratılan korku ortamının suni bir gerilim olduğunu ifade etti. Maraş Katliamı’nın Maraş’ta anılması için çalışmalara bir yıl öncesinden başlayan Şube Başkanı Akdeniz, geçen yıl da şube içinde düzenledikleri programda katılımcıların bu yönde talepleri olduğunu ve bunların değerlendirilmesi sonucu böyle bir karar alındığını dile getirdi.
Yaratılmaya çalışılan tüm korku ortamına rağmen bir işçi kenti olan Maraş’ta, Sünni ya da Alevi tüm işçi emekçi, esnaf kesimine de çağrı yaptıklarını belirten Salman Akdeniz amaçlarının bu coğrafyada yaşayan insanlar arasına çekilen setlerin kaldırılması olduğunu belirtti. Amacın yara kanatmak değil tedavi etmek, onarmak olduğunu ifade eden Başkan Akdeniz, emek mücadelesi için de bu birlikteliğin zorunluluğuna dikkat çekti ve bir Alevi derneği olarak yaptıkları çağrıda demokratik haklar için mücadele eden herkesin yanlarında olacaklarına inancını belirtti. Bu yönüyle Pazar günü yapılacak etkinliğin yalnızca katliamın ilk kez anılması değil aynı zamanda Maraş’ta bu birliktelikler için de bir adım olabileceğini söyleyen Akdeniz, son günlerde yerel medyada yer alan bazı olumsuz ifadelerin de bu birlikteliklerin önüne geçme çabasından başka bir şey olmadığını ifade etti.
ALEVİLERİN TALEPLERİ NEDİR?
* Maraş olayları davası görülerek sorumlular ayrıntılı biçimde ortaya çıkarılmalıdır.
* Devletin rolü neydi? Devlet otoritesini sağlamakla görevli kurumlar olan emniyet, jandarma, hâkim ve savcılar neden seyirci kaldılar?
* Dönemin İçişleri Bakanı “O dönemde Maraş Katliamı için dava açılması bile büyük bir olaydı” demiştir. Ecevit’in kasasından o döneme ait istihbarat raporları çıktığı belirtilmiştir. Devletin kurumları görevlerini neden yapmamışlardır?
* Dosyalar yeniden açılmalıdır.
* Maraş olayları, 12 Eylül’e giden yolda önemli bir köşe taşı olmuştur, peki bu süreci işleten güç kimdir?
* ABD, CIA burada mıydı? Olayların yaşanmasından kısa bir süre önce sayıları giderek arttığı gözlenen Milli Piyango satıcıları hangi kurumlar aracılığıyla nerelerde konuşlandırılmıştı?
* Dönemin siyasi partilerinin rolü neydi? İrfan Özaydın neden görevden alındı? Daha sonra İçişleri Bakanlığı da yapan (ki bu dönemde de Kürt coğrafyasında birçok olay yaşanmıştır) dönemin emniyet müdürü Abdulkadir Aksu neden konuşmadı?
Fatma Keskintimur - (Maraş/EVRENSEL) - 18 Aralık 2010
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.