30. Yılında 1980 Çorum Katliamı Anma Etkinlikleri
KAYNAK : Alevihaber.com - Grafik Tasarım : İsmail Cem ÖZKAN - 24 Haziran 2010“Darbe yolunda katledildik Çorum’da!”Yıllar süren...
KAYNAK : Alevihaber.com - Grafik Tasarım : İsmail Cem ÖZKAN - 24 Haziran 2010
“Darbe yolunda katledildik Çorum’da!”
Yıllar süren suskunluğunu bozan Çorumlular, 30. yılında katliamda yitirdiklerini andı;
İnsanlık tarihinin kanlı sayfaları arasında yeralan Çorum Katliamı 30. yılında kitlesel eylem ve etkinliklerle anıldı. 27 Mayıs 5 Temmuz 1980 tarihleri arasında faşistlerce gerçekleştirilen ve 57 insanın yaşamını yitirdiği katliam, geçen yıl sınırlı sayıda bir toplulukla anılmaya başlanmıştı. 30. yılında gerçekleşen ikinci sokak anmasına 2 bine yakın insan katıldı. Kapalı mekânda düzenlenen etkinliklerle devam eden anmaya katılanların sayısı ise neredeyse 10 bine ulaştı.
ÇORUMLULAR HER 2 TEMMUZ’DA SİVASTAYDILAR
Madımak katliamının her yıldönümünde Çorumlular otobüslerle Sivas’a gittiler. Kendi acılarını yüreklerine gömenler, 2 Temmuz’da yaşamını yitiren ailelerin acılarını paylaştılar. 2 Temmuzlar her yıl artan bir sayıyla ilerici demokratlarla Alevilerin buluşmasına vesile olurken, Çorumlulara da dayanışmanın ötesinde kendi tarihlerine sahip çıkmasını hatırlattı.
ÇORUM, YILLARCA DEVLETİN SİSTEMLİ SALDIRILARINA MARUZ KALDI
Çorumluların suskunluğu uzun sürdü. Kolayda değildi yaşadıkları acılar. 57 insanı yitirdiler o zaman diliminde. Öncesi ve sonrasını da hesaba kattığımızda bu 100’leri buluyordu. 12 Eylül darbesi sonrasında Çorum’da baskı ve işkencelerde durmadı. Sorgusuz sualsiz 3 – 5 ay işkenceli gözaltılara uğrayanlar oldu. Sakat kalanlar, ölenler, yurdunu yuvasını terk edenler… Devlet alevi köy ve mahallelerine camii yaptırmak için sürekli jandarmayı kullandı. Alevi kimliğini inkar ve yok etmeye dönük devletin saldırısı tutmadı. 3 – 5 köy ve mahalle direnemediyse de büyük çoğunluk Kahraman Çorumluların tarihine uygun davrandı. Bu kez camisiz köylere imamlar atandı bu da devletin işini görmedi, imamlar gittikleri gibi geri dönmek zorunda kaldılar.
SUSKUNLUK BOZULUYOR
Madımak katliamını protesto eylem ve etkinliklerine katılmak için Sivas’a gidişler, ufak ufak bir araya gelişler, geçen yıl 4 Temmuz’da saat kulesi önünde küçük çapta da olsa bir basın açıklamasıyla katliamı protesto etmeyi sağladı. Bir grup sosyalistle kamu çalışanlarının gerçekleştirdikleri basın açıklaması 29 yıl aradan sonra da olsa, gecikmiş de sayılsa anlamlıydı. Çünkü bu yeniden uyanışın bir habercisiydi ve halka da güven verdi. 2010’da yapılacak anmanın kitlesel olacağının mesajı alındı.
SEN BAKMA HAVANIN DURGUNLUĞUNA DERYA DEDİĞİN UYUR UYANIR
Kısa bir süre önce, Çorum Alevi Kültür Merkezi ve KESK Şubeler Platformu’nun öncülüğünde siyasal örgütler ve yerel dernekler bir araya gelerek katliamın yıldönümünde anma etkinlikleri gerçekleştirmeye karar verdiler. Toplantılar yapıp Çorum dışındaki kurumlarla da ilişki kurdular. Kararlaştırılan anmayı ülkede ve yurtdışında bulunan pek çok Alevi Bektaşi örgütleri de destekleyeceğini bildirdi. Dolu bir anma programı oluşturdular. Gerçekleşen programın tamamı şöyle; 3 Temmuz Cumartesi günü saat: 13.00’de Saat Kulesi (Hürriyet Meydanı) önünde basın açıklaması, saat: 15:00’de Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’nca yaptırılan Cenaze yıkama ve morgunun açılışı, katliamda yaşamını yitirenler için ‘Canlar Yemeği’, saat: 18.00’de, ’30. yılında Çorum Gerçeği’ paneli, saat: 20:00’de ise Çorum Katliamı belgesel gösterimi ve sanatçı Erkan OĞUR ile İsmail Hakkı DEMİRCİOĞLU’ndan müzik dinletisi… Her zaman ki gibi yine otobüsler kiralayıp 1 Temmuz gecesi Sivas yollarına düştüler. Madımak katliamında yitirdiğimiz o güzel insanlarımızı acıyla, hüzünle anıp, 30 yıl öncesinin hatıralarıyla akşamüzeri Çorum’a geri döndüler.
FAŞİST DARBE YOLUNDA KATLEDİLDİK ÇORUM’DA
3 Temmuz Cumartesi sabahı Alevi halkın yoğun olduğu mahallelerden insanlar Alevi Kültür Merkezi önünde toplanmaya başladı. Aynı anda saat kulesine yakın bir yerde bulunan Eğitim – Sen Çorum Şubesi de buluşma adresiydi. Alevi Kültür Merkezi’nde buluşanlar açtıkları, ‘29 MAYIS - 4 TEMMUZ 1980, UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ’ pankartıyla Samsun Caddesi’ni kapatarak Saat Kulesi’ne doğru yürüyüşe geçtiler. Saatler 13:00’ü gösterdiğinde Eğitim – Sen’deki KESK kitlesi aşağıda beklerken Alevi Kültür Merkezi önünden Saat Kulesine doğru yürüyen kitle de Gazi Caddesinde Eğitim – Sen önüne ulaştı. Burada KESK kitlesi de korteje katıldı. 30 yıl öncesinde gerçekleşen katliama duyulan öfkeyle, ‘ALEVİ SÜNNİ BİR OLSUN FAŞİSTLER KAHROLSUN – KAHROLSUN FAŞİZM – FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA – FAŞİST DARBE YOLUNDA KATLEDİLDİK ÇORUMDA – YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ – İNADINA BARIŞ İNADINA ÖZGÜRLÜK – ÇORUMU UNUTMA UNUTTURMA – ALEVİ SÜNNİ KARDEŞTİR KATİLLER KALLEŞTİR – KATİL DEVLET HESAP VERECEK – GÜN GELECEK DEVRAN DÖNECEK KATİLLER HALKA HESAP VERECEK – DEVLETİN ALEVİSİ OLMAYACAĞIZ – DÜN SİVASTA BUGÜN ÇORUMDA ÇÖZÜM FAŞİZME KARŞI SAVAŞTA – SUSMA SUSTUKÇA KATLİAMLAR OLACAK’ sloganları haykırılarak Saat Kulesi’ne ulaşıldı.
YÜRÜYÜŞ BOYUNCA HALK SEMPATİYLE BAKARKEN ALKIŞLARINI DA ESİRGEMEDİ
Gerçekleşen yürüyüş Sivas’takinden çok farklıydı. Halk olsun esnaflar olsun bakışlarında bir hüzün ve sempati vardı yürüyenlere karşı. Kimi zaman alkışlarla yürüyenlere destek verildi. Ürkerek yürüyenleri seyreden kimi insanların bir süre sonra sloganlara katıldığı ve ardından dayanamayıp yürüyüş kortejine girdiği görüldü. Saat Kulesi yanında da bu değişmedi, park içinde oturanlardan özellikle yaşlılar kalkıp meydana, eyleme katıldılar. Sivas’ta araç üzerinde kitleye seslenen bir kişinin, ‘… Günümüzde Kürt illerinde katliamlar sürüyor, buna da karşı çıkmalıyız’ sözünün ardından alandaki bir grubun attığı, ‘YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ’ sloganı ilgi bulmazken, çok sınırlı sayıda Kürt köyünün bulunduğu Çorum’da sık sık atılması dikkat çekti.
EMNİYETİN YARATTIĞI GERGİNLİK ANMAYA GÖLGE DÜŞÜREMEDİ
Önce postane önünde sonra vazgeçilip Saat Kulesi altında yapılması düşünülen basın açıklaması, kavşağı trafiğe kapatmayan ve dolayısıyla basın açıklamasını kenarda yapılmasını isteyen emniyetle düzenleyiciler arasında gerginlik yarattı. Sorun tartışılarak çözülmeye çalışıldı ancak emniyetin tavrı son derece olumsuzdu ve provakasyon kokuyordu. Sonuçta Saat Kulesi’nin altında değil, park yanında basın açıklaması yapılması kararlaştırıldı ve ses cihazları postanenin önünden buraya taşındı. Saat: 13:35’de katliamda yitirdiklerimiz için saygı duruşu yapılarak program başlatıldı.
ALEVİ, SÜNNİ, KÜRT, TÜRK, ÇERKES; HERKES BU KATLİAMIN MAĞDURU
Düzenleyenler adına ortak basın metnini okuyan –basın açıklamasının tamamı aşağıda- Alevi Kültür Merkezi’nden Nurettin AKSOY Dede, Unutulmuş bu olayı neden kaşıyorsunuz? Bunu herkes unuttu, siz de unutun diyenlere tepki göstererek, ‘Çorum olaylarının bir daha yaşanmaması için bu olayları unutmayacağız. Maraş unutturuldu, Çorum katliamı yaşandı. 12 Eylül darbesi yapıldı, Sivas, Gazi yaşandı. Alevi’si, Sünni’si, Kürt’ü, Türk’ü, Çerkes’i, Çorum’da yaşayan herkes bu katliamın mağdurudur. Amacımız yaraları deşmek değil, gerçek faillerin yargılanıp çoğalan acılarımızın dinmesi, Alevi Bektaşi inancının resmen tanınması ve güvence altına alınmasıdır’ dedi.
Çorum Demokrasi Güçlerinin düzenlediği Çorum Katliamında yitirdiklerimizin anmasına ülke içinde ve dışında örgütlü Alevi Bektaşi Örgütlerinin yöneticileri, KESK Basın Yayın Sekreteri Hüseyin GÖLPUNAR, KESK Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Akman ŞİMŞEK, BES Genel Başkanı Osman BİÇER, BES Genel TİS ve Hukuk Sekreteri Fatma Bora KOÇAŞ, BES Genel Mali Sekreteri Metin TATAR ve DİSK Ankara Bölge Temsilciliğinden Yılmaz KIZILIRMAK katıldı. Basın açıklamasında Alevi Bektaşi örgütlerinin yöneticileri de konuşmalar yaptılar, barış güvercinleri uçuruldu.
Basın açıklamasından sonra saat: 15:00’ten itibaren diğer programlar gerçekleşti. Cenaze yıkama ve morgun açılışına, Canlar Yemeğine yüzlerce insan katıldı. Panel ve devamındaki dinleti de yine yıllarca susan, susmak zorunda kalan Çorumlular için bir ilaç oldu. Bugün anma eylem ve etkinliklerine katılan onbinler inanıyoruz ki önümüzdeki yıl yirmibinlere, ellibinlere ulaşacaktır.
Çorum Alevi Kültür Merkezi’nden Nurettin AKSOY Dede’nin okuduğu metin :
Değerli canlar..
Ev sahibi Çorum AKM olarak, Avrupa ve Anadolu’nun dört bir yanından gelen misafirlerimiz. Çorum merkezinden ve köylerinden gelen sevgili hemşerilerim.. Ve bu etkinliğimize destek sunan kitle örgütleri temsilcilerimiz..
Siz yürekli canlar..Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum..
Bugün buraya, Türkiye, Avrupa, Alevi kurumları ve demokratik kitle örgütleri olarak, bundan 30 yıl önce, 29 Mayıs - 4 Temmuz 1980 tarihleri arasında yaşadığımız Çorum Katliamını, İLK DEFA kitlesel olarak anmak için toplandık..
Çorum Katliamı diyoruz, çünkü 1980 Temmuzunda Çorumda yaşanan acı olaylar tesadüfen kendiliğinden olmamıştır. Maraş, Malatya, Çorum olaylarından önce bir ABD CIA ajanın bu illerimizi dolaşması, ardından bu illerimizde acı olayların katliamların olması tesadüf olmasa gerek..
Çorum katliamı, ABD emperyalizmi ve yerli işbirlikçilerinin, 1968’den sonra dünyada ve Türkiye’de yükselen sosyalist sendikal işçi ve öğrenci gençlik hareketini bastırmak,,
Dünya bankası IMF’nin 24 Ocak kararlarını zorla Türkiye’de uygulamaya sokmak,,
ABD’nin emperyalist çıkarları uğruna 12 eylül askeri darbesine, altyapı oluşturmak, onu meşrulaştırmak için,
ABD güdümlü derin devletin, insanlarımızın milli dini duygularını tahrik edip kullanarak gerçekleştirdiği, masum insanlara işkence edilip, yakıldığı bir katliam, insanlık suçudur.
Bugün aradan 30 yıl geçmiş, yaraları deşmeyin, Çorum katliamını UNUTUN ARTIK diyenler var.. Bizde unutmak bir daha katliamlar yaşamak istemiyoruz, fakat ne yazık ki bu katliamlar unutturulduğu için açılan yaralara, melhem sürüp sarılmadığı için, gerçek sorumlulardan hesap sorulmadığı için, ne ilk nede son oldu..
Güzel yurdumuz Anadolu’da Dersim katliamı unutturuldu, Maraş katliamı yaşandı,
Maraş unutturuldu, Çorum katliamı yaşandı,
Çorum unutturuldu, 12 eylül darbesi, Sivas Madımak, Gazi katliamları, ve diğerleri yaşandı.
Unutmayıp, Zamanında, bu katliamların arkasındaki gerçek sorumlularından hesap sorulsa idi bu katliamlar yaşanmayacaktı... Halen Çorum katliamının ardındaki gerçek sorumlulardan hesap sorulmamıştır.
Çorum katliamı ve hemen ardından gelen 12 eylül faşist darbesinin getirdiği baskı, zulüm, korku ortamından dolayı, o günlerde kaybettiğimiz canların cenazelerini bile doğdukları yerlere defnedemedik. Ruhları şad-olsun diyemedik, birlikte bir lokmayı bile paylaşamadık..
Alevisi, Sünnüsi, Türkü Kürdü Çerkezi ile bütün Çorum halkı, bu katliamın failli değil, mağdurudur.
Biz Çorum’lular olarak aradan geçen bu 30 yıl içinde acılarımızı içseleştirdik, yaşadıklarımızı bilince dönüştürdük, artık farklılıklarımızı zenginlik olarak görüp kabul ediyoruz.. Etmeliyiz..
ACILARIMIZI birlikte BAL eylemeliyiz..
Buradan bütün Türkiye’ye sesleniyoruz.
Kırklar Dağından doğan güneşle,
Köse Dağ’ından gelen yağmurların buluştuğu bu bereketli topraklar, barışın kardeşliğin eşitliğin kalesi olsun..
Bizleri birbirimize düşman etmek isteyenlere inat.
30. Yılında, olayların başladığı bu meydandan, tüm Türkiye’ye dünya, eşitlik ve demokrasi kardeşlik çağrısı yapıp, barış güvercinleri uçurmaya geldik..
Biz yaşadığımız coğrafyada evlatlarımızın kanı, anlarımızın gözyaşının dökmesini istemiyoruz.
Bu topraklarda halay için bir araya gelmesi gereken ellerin, birbirine karşı silah tutmasını istemiyoruz..
İnsanın inkarı olan, her türlü şiddeti ret ediyoruz.
Her türlü eşitsizliği, adaletsizliği baskı, işkence ve katliamları lanetliyoruz..
Değerli dostlar…
30’cu yılında Çorum katliamını anma etkinliğini düzenleyen, Alevi ve demokratik sivil toplum kuruluşları olarak, AMACIMIZ, yaraları deşmek değil, bu katliamların unutulmaması, geçmişle yüzleşip, gerçek sorumlularından hesap sorulup cezalarını çekmeleri, bunlardan ders çıkartılmasıdır.
AMACIMIZ Alevisi, Sünni, Türkü, Kürdü Çerkezi ile acılarımızı hep birlikte bal eyleyip, bir daha güzel yurdumuzda böylesi acı katliamların, yaşanmamasıdır..
Halkımızın %80’nini oluşturan işçi ve emeçlilerin, çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesidir.
Yıllardır akan kanların durmasını, Kürt sorununa barışçıl demokratik bir çözüm getirilmesidir. istiyoruz..
Yüzyıllardır kendine özgü inanç ve ibadetlerini sürdüren Alevi Bektaşi inancının artık Türkiye’de resmen tanınıp anayasal güvence altına alınmasıdır..
Bizler ülkemizdeki farklı kimlikleri, farklı düşünce ve inançları bir zenginlik olarak görüyor; barış ve kardeşlik içinde, birbirini ezmeden, ezilmeden, insanca birlikte mutlu yaşayacağımız laik, demokratik, sosyal adalete, hukuk ve eşit yurttaşlığa dayalı, özgürlükçü, bağımsız bir Türkiye hasreti çekiyoruz.
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu hasret bizim..
Bu hasret hepimizin..
Gelin canlar, bir olalım,
iri olalım
diri olalım
zoru kolay kılalım..
Ve hep birlikte haykıralım..
İNADINA ÖZGÜRLÜK
İNADINA KARDEŞLİK
Haber : YILMAZ KIZILIRMAK - 3 Temmuz 2010
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.